Türkiye, Füze Kalkanı ve İsrail
Türkiye yerel, bölgesel ve küresel koşullardan yararlanarak gücünü artırıyor ve farklı eksenler aracılığıyla bölge liderliğini sağlamlaştırıyor. Peki bu eksenler neler? Katar'da yayınlanan El Şark gazetesinden Ahmed Fude'nin değerlendirmesi:
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-21 11:58:15
Birleşmiş Milletlerin, Gazze’ye insani yardım götüren filoya saldırısında 9 Türk’ün öldürülmesini soruşturan Komisyonundan sızan rapordan sonra Türkiye’nin, son günlerde İsrail’e karşı tutumunu tırmandırması çok geç atılan bir adım gibi görülüyor. Zira bu tepkinin, İsrail’in yaptığı cinayetten birkaç gün sonra gerçekleşmesi bekleniyordu.
Bu tırmandırma ayrıca Türkiye’nin ve AK Partinin, kendi çıkarlarına hizmet eden değişken yerel, bölgesel ve küresel koşullardan yararlanıyor gibi görülüyor. Nitekim AK Parti, yerel düzeyde (ülke düzeyinde) askerî kurumun nüfuzuna öldürücü darbeyi vurabildi. Bu husus, hükûmet için İsrail’e karşı tutumunu tırmandırma fırsatı yarattı.
Bölgesel düzeyde ise Arap ülkelerindeki rejimleri deviren Arap devrimleri gerçekleşti. Bu devrimler hâlâ, ABD ve İsrail’in bölgedeki ittifakının dayandığı en önemli esaslar olan diğer rejimleri güçlü bir şekilde sarsıyor. Bu husus, söz konusu ittifakı tehdit etmeye ve bu ittifakın, Orta Doğu’da özellikle İran’a karşı olan yeni güçler dengesi denklemine etki edebilen yeni bir ortağa gereksinim duymasına neden oldu.
Uluslararası düzeyde ise ABD ve Batılı müttefiklerini kasıp kavuran ekonomik kriz var. Bu kriz, Batı’nın küresel düzeyde nüfuzunun azalmasına neden oldu. Bu durum, söz konusu krizden etkilenmeyen tam tersine ekonomik ve politik gücünü Batı karşısında güçlendiren Hindistan, Çin ve bazı Latin Amerika ülkeleri gibi ülkelerin karşısında, Batı’nın dünyayı yönetmeye devam edip etmeyeceğine ilişkin soruların doğmasına neden oldu.
Bu krizin etkilerini azaltma çabaları çerçevesinde ABD ve müttefikleri, ekonomik çöküntüden çıkmak için Arap bölgesindeki zenginliklerden istifade etmeye çalışıyor. Bunu, bölgedeki gelişmelerden yararlanarak Arap devrimlerini desteklediğini açıklamak suretiyle ve bölgedeki güç dengelerine büyük etkileri olan ülkelerle (Türkiye gibi) ittifaklarını sağlamlaştırarak yapıyor.
Türkiye ise kendi açısından söz konusu yerel, bölgesel ve küresel koşullardan yararlanarak gücünü artırıyor ve farklı eksenler aracılığıyla bölge liderliğini sağlamlaştırıyor.
Bu eksenlerin ilki, Arap devrimlerinden yararlanmak ve Arap halklarıyla güçlü ilişkiler kurmaktan ibaret.
İkinci eksen ise NATO’nun çeşitli çatışma bölgelerindeki faaliyetlerine etkin bir şekilde katılarak ve NATO’nun füze kalkanı radarlarının yerleştirilmesine izin vererek ABD ve NATO ile ittifakını güçlendirmektir.
Söz konusu füze kalkanı, Orta Doğu bölgesinden ve özellikle de İran’dan atılan kısa ve orta menzilli füzelerin oluşturacağı tehdit karşısında alınan bir önlem.
İran, bu radarların yerleştirilmesine izin verdiği için Türkiye’ye doğrudan eleştiriler yöneltti.
Konumlarını güçlendirmek için Türk diplomasisinin üçüncü ekseni, ülke içinde, Arap ve İslam halkları nezdinde daha fazla destek kazanmak için İsrail’e yönelik siyasi ve diplomatik tutumunu tırmandırmaktan ibaret.
Ancak özellikle de Arap devrimlerinin başarılı olmasından sonra Arapların rolü ne olacak? Türkiye’ye, bölgesel liderliğini sağlamlaştırması için izin verilecek mi? Önümüzdeki günlerde ve aylarda bu sorular yanıt bulacak.
* El Şartk, Katar, BYEGM
SON VİDEO HABER
Haber Ara