'Özal'ın hayaliydi, Tayyip Bey'e nasip oldu'
Hükümetin yeni dönemdeki uygulamalarından biri de bakan yardımcılıkları
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-21 10:19:48
Yeni kabine yapısı hızla hayata geçiyor; bakanlıklara birer birer bakan yardımcıları atanmaya devam ediyor. Gelinen noktadan en fazla memnun olan isimlerden biri, bir dönem merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başdanışmanlığı ve özel kalem müdürlüğünü yapan Engin Güner.
Avrupa Konseyi'nde görev yaparken 1987 yılında konuyla ilgili bir rapor hazırlayarak Özal'a gönderen Güner, dönemin Başbakanı'nın ilgisini çekmişti. Özal, kabinenin yapısını değiştirerek bu sisteme geçmeyi çok istedi. Fakat partisi ANAP içerisinde ciddi bir dirençle karşılaşınca hayata geçiremedi.
Güner, "Parti içerisindeki statükocu kanat buna karşı çıktı. Bu sisteminTürkiyegerçeklerine uymadığını, bakan yardımcıları ile bakanlar arasında sürtüşme çıkabileceğini, birbirlerine düşebileceklerini söyleyerek karşı çıktılar. Rahmetli Özal da çok istemesine rağmen 'Şimdilik kalsın' diyerek vazgeçmek durumunda kaldı. 22-23 yıl sonra bunu uygulamak Tayyip Bey'e nasip oldu." diyor.
Engin Güner'in o dönem hazırladığı rapor, büyük orandaİngiltereörneğini içeriyordu. Avrupa Konseyi'ndeyken birçok ülkenin sistemini yakından inceleme fırsatı bulan Güner, hazırladığı çalışmanın ayrıntılarını şöyle paylaşıyor: "Bakan yardımcıları, ileride bakanlığa da hazır hale gelecek ve daha dinamik bir yapı olacaktı. Aynen bugün gündeme geldiği gibi, benim hazırladığım raporda da bakan yardımcılıklarının 'siyasî' bir makam olması, müsteşarlardan farklı olması öngörülüyordu. Avrupa'da birçok ülkede uygulanıyordu. İngiltere'de o sırada 100'e yakın kabine üyesi bulunuyordu. Yani bakan yardımcıları da kabine toplantılarına girerdi."
1991 seçimlerinden sonra ANAPİstanbulmilletvekilliği de yapan Güner, bu konu çerçevesinde merhum Özal'a ait çarpıcı bir değerlendirmeyi de paylaşıyor. Buna göre Özal, ANAP öncesinde kurulmuş olan bütün partileri İttihat ve Terakki'nin bir devamı olarak görmektedir.
4 eğilimi bir araya getiren, statükoya karşı çıkan, özgürlükçü ve liberal politikaları savunan ANAP'ın ilk kez bu geleneğin dışına çıktığını düşünmektedir. Fakat kendisi Köşk'e çıkıp da parti Mesut Yılmaz'ın kontrolüne girdikten sonra bu düşüncesi değişmeye başlar. Yılmaz'a en büyük kızgınlığı da bu noktadadır. Uygulanan bazı politikaların Türkiye'nin değişim sürecine aykırı olduğu fikrindedir.
Özal'ın "ANAP diğer partilerden farklı olmalıdır. Statükocu olmamalıdır." diye şikâyet ettiğini aktaran Güner, bakan yardımcılığının reddedilmesi örneğinde olduğu gibi parti içerisindeki bu anlayışın merhum Cumhurbaşkanı'na zaman zaman ayak bağı olduğunu dile getiriyor.
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara