Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), eski İstanbul Barosu Başkanı avukat Turgut Kazan’a şaşkınlık yaratan bir yazı gönderdi.
HSYK’dan gönderilen yazıda, Kazan’ın bazı yargı mensupları hakkında “iletişimin tespiti, teknik takip, tutuklamaya itiraz” konularında şikayetçi olduğu, ancak Kurul’un bu şikayet konusunda “incelemeye yer olmadığına karar verdiği” bildirildi. Kazan ise HSYK’dan gelen yazıda şikayetçinin kim olduğu, şikayetin hangi tarihte yapıldığı konularında hiçbir ifadenin yer almadığına dikkat çekerek “Ben, belirtilen konularda, İstanbul’daki hiçbir savcıyı şikayet etmedim. Yanıt hakkımı kullanmam için, matbu yanıt yerine, benim şikayetimi değerlendiren bir cevap verilmesi gerekir” dedi.
Kazan’a, HSYK Genel Sekreterliği’nden 28 Ağustos’ta gönderilen yazının “konu” bölümünde, “dilekçenize cevap” ifadesi yer aldı. Ancak yazıda, Kazan’ın hangi tarihli ve kiminle ilgili dilekçesine yanıt verildiği belirtilmedi.
SAVCININ İSMİ YOK
Vatan gazetesinin haberine göre; yazıda, dilekçede yer alan, kuvvetli şüphe konusundaki yakınmaların hakimin yargısal takdir hakkı kapsamında kaldığı, şikayet konusu yapılan diğer hususların, Yargıtay’da itiraz edilebilir nitelikteki hususlar olduğu, bir bölüm şikayetlerin savcıların delil toplama görevi kapsamında kaldığı kaydedildi.
Yazıda, dilekçede ileri sürülen “İletişimin tespiti, teknik takip, tutuklama veya tutuklamaya itiraz gibi koruma tedbirleriyle ilgili” iddiaların doğrulanmadığı anlaşıldığından, ilgili cumhuriyet savcısı hakkında soruşturma izni verilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtildi. Şikayet edilen savcının isminin de yer almadığı yazıda, Kazan’a, bu karara 10 gün içerisinde itiraz edebileceği tebliğ edildi.
‘ŞİKAYET ETMEDİM’
Kazan ise HSYK’ya gönderdiği yanıtta, gelen yazı üzerine yaşadığı şaşkınlığı şöyle anlattı:
“Yazınızı aldım, cevaplıyorum. Ancak, hangi tarihli dilekçeyle, kimi şikayet ettiğim belirtilmediği için durumu tartışıp gerekçelerini göstererek, ‘yeniden inceleme’ isteyebilmem, dolayısıyla süresi içinde yasal hakkımı kullanabilmem mümkün değildir. Örneğin, ben ‘iletişim tespiti, teknik takip, tutuklamaya itiraz gibi koruma tedbirleriyle ilgili’ olarak, İstanbul ’da görev yapan herhangi bir savcıyı şikayet etmedim. Belki, adım kullanılarak, sahte imzayla başvuru yapılmış olabilir. Önce, böyle bir ihtimalin bulunup bulunmadığını anlayabilmem için, hiç değilse hangi tarihli dilekçem üzerine karar verildiğini öğrenmek istiyorum.”