Dolar

34,8712

Euro

36,6784

Altın

3.036,13

Bist

10.058,47

Selamet Haşimi ve Filipinli müslümanlar

Mindanao Aslanı Selâmet Hâşimi ve Filipinli müslümanlar hakkında bilgi eksikliğini gidermek ve kamuoyunu bu konu hakkında bigilendirmek amacıyla TİMETURK bu elzem makaleyi yayınlamaktadır.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-09-16 19:10:02

Selamet Haşimi ve Filipinli müslümanlar

Ömer Faruk Tokat / TİMETURK


Geçtiğimiz günlerde üniversiteden arkadaşım Hişam Nando’yla Filipin Müslümanları konulu bir online sohbet gerçekleştirdik. Muhabbetin özeti şuydu: Rahmetli Selâmet Hâşimi’nin tohumlarını attığı çalışmalar bereketli meyveler vermeye devam ediyor ve hız kesmeden devam ediyordu.

Bundan sonra Selâmet Hâşimi ile ilgili Türkçe internet sitelerinde ne var ne yok diye google’a sordum. Sonuç vahimdi. 20. Yüzyıl Müslümanları içinde yetişen efsanevî komutan, cihad ve davet adamı Selâmet Hâşim hakkında Türkçe internet sitelerinde doğru düzgün bir bilgi yoktu. Bunun üzerine Selâmet Hâşim’i yazmaya karar verdim. Dolayısıyla takip eden satırlarda Filipin Müslümanlarının efsanevî komutanı Selâmet Hâşimi hocayı anlatacağım.

Selâmet Hâşimi kimdir?

Tam adı Selâmât Âsım Hâşimi olmakla birlikte Türkiye Müslümanları arasında Selâmet Hâşim olarak bilinmektedir. Biz de bu yüzden bu yazıda kendisini, Türkiye’deki bilinen ismi olan Selâmet Hâşimi olarak anacağız.

Selâmet Hâşimi, 7 Temmuz 1942 tarihinde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak, Filipin’in güneyinde, şimdiki adı Mindanao olan Cotabato (Kotabato) bölgesinde dünyaya geldi. İlk eğitimini annesinden aldı. 6 yaşına geldiğinde Kur’ân-ı Kerim’in bazı surelerini ezberlemişti. Yine 6 yaşında ilköğretime başlayan Selâmet Hâşimi, 1954 yılında liseye başladı.

1958 yılında hacca gitti ve Harem-i Şerif’te ez-Zevâvî hocayla tanıştı. Bu tanışıklık onun İslamî ilimlere olan ilgisini artırdı. Ez-Zevâvî hocanın Harem-i Şerif’te yaptığı derslere katılmaya devam etti.

İslamî ilimler eğitimini tamamlamak amacıyla 1959 yılında Kahire’ye giderek el-Ezher üniversitesinde, el-Buûsu’l-İslâmiye bölümünü bitirince Usulüddîn fakültesinde Akide ve Felsefe bölümünü okudu ve 1967 yılında buradan mezun oldu. el-Ezher içinde ve dışında bir çok hocadan dersler aldı.

Muhammed el-Gazzâlî, Abdülvâhid Vâfî, Seyyid Sâbık ve el-Bâkûrî, bu süreçte ders aldığı hocalardandır. 1969’da mastırı bitirdi. Doktorada “Güney Doğu Asya’da İslâm’ın Yayılması” başlıklı tezini çalışırken ülkesindeki gelişmeler sebebiyle tezini tamamlayamadı ve Filipin’deki âlim ve davetçi kardeşleriyle birlikte cihad ve tebliğ meydanında faaliyet göstermek üzere ülkesine döndü.

Davet Çalışmaları:

Selâmet Hâşimi hoca, Kahire’de çok hareketli ve çalkantılı bir talebelik süreci yaşadı. Çünkü tabiatı gereği devrimci bir karaktere sahipti ve sürekli bir şeyler yapmak istiyordu. Kahire’de, Endonezya, Malezya, Tayland ve Singapurlu arkadaşlarının da desteğiyle “Filipinli Müslüman Öğrenciler Cemiyeti”ni kurdu.

Bir süre sonra, gayr-i resmî kurulan bu cemiyet yüzünden sorgulandı ve cemiyet kapatıldı. Bıkmadan çalışmalarını sürdüren Selâmet Hâşim, bu defa cemiyeti resmi olarak kurdu ve “Güney Doğu Asya Öğrenci Konseyleri Dayanışma Meclisi”ne bağlı cemiyetlerin en faali haline getirdi.

Faaliyetleriyle göz kamaştıran Selâmet Hâşimi daha sonra, Burma, Malezya, Endonezya, Japonya, Tayland, Vietnam ve Kamboçyalı öğrenci kulüplerinden oluşan “Güney Doğu Asya Öğrenci Konseyleri Dayanışma Meclisi”nin genel sekreterliğine seçildi. Bu süreçte Mısır’daki İhvân-ı Müslimîn hareketiyle sürekli irtibat halinde oldu. Bu yüzden birçok defa kovuşturma ve soruşturmaya tâbi tutuldu.

21 sene ülkesinin dışında, çoğu Mısır’da olmak üzere Libya, Pakistan ve Suudi Arabistan’da yaşadı. 1970 yılında ülkesindeki gelişmeler sebebiyle Fanatik hıristiyan Filipin devletine karşı savaşan Moro Müslümanları devrimci hareketine katılmak üzere Filipin’e döndü. Ülkenin güneyinde bağımsız bir devlet kurmak üzere çalışmalar yaptı.

Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi (MNLF)

1960’lı yıllarda Filipin’de Müslümanlara karşı başlatılan baskı ve zulüm dalgasını kırmak için Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni kurmak üzere Nur Misuari ile birlikte hareket etti.

Selâmet Hâşimi, İslam dünyasındaki İslâmî hareketlerden özellikle Mısır’daki İhvan-ı Müslimîn ve Pakistan’daki Cemaat-i İslamî hareketinden çok etkilenmişti. Bu hareketlerin eğitim, davet ve terbiye yöntemlerini ülkesine taşıyan Selâmet Hâşimi yoğun bir İslamî eğitim, davet ve cihad çalışması başlattı.

Hocanın bu çalışmaları, Batılı ülkelerin ve STK’ların ve Filipin hükümetinin Müslümanların yaşadığı bölgelerde yaptığı Hiristiyanlaştırma faaliyetleri önünde adeta bir dalga kıran oldu. Kısa bir süre içinde, İslamî eğitim almış savaşçı Müslüman bir genç kuşak yetişti.

Filipin hükümetinin gizlice desteklediği bazı fanatik hıristiyan örgütler Müslümanlara karşı saldırılar başlattı. Kadın çocuk demeden yüzlerce Müslümanı katlettiler. Bunun üzerine Selâmet Hâşimi, Filipin devletine karşı bağımsızlık hareketi başlattı ve bu mücadele yıllarca sürdü.

Trablus Anlaşması Aldatmacası ve Moro İslâmî Kurtuluş Cephesi (MILF)

1976 yılında Misuari ve Filipin hükümeti Trablus Anlaşmasını imzalayınca Selâmet Hâşimi ile Misuari arasında ipler koptu. Hâşimi ve diğer hareket önderleri bu anlaşmayı bir hıyanet ve aldatmaca olarak gördüler. Bunun üzerine anlaşmazlık oldu ve MNLF ikiye bölündü.

Hareketin önde gelen isimleri Misaori’ye çağrıda bulunarak görevi Selâmet Hâşimi’ye devretmesi gerektiğini deklare etti. Misuari yerini terk etmeyince 1978 yılında Selâmet Hâşimi, Moro İslamî Kurtuluş Cephesi’ni (MILF) kurdu. Hâşimi’nin başkanlığını yaptığı MILF, hedeflerinin Filipin’in güneyinde bağımsız bir devlet kurmak olduğunu deklare etti.

Hâlbuki Misuari otonomiyi hedefliyordu. Misuari, 1996 yılında Endonezya’da Filipin hükümetiyle barış anlaşması imzalayınca, Selâmet Hâşimi’nin liderliğini yaptığı Moro İslamî Kurtuluş Cephesi devlete savaş açtı ve Mindanao’da büyük bir bölgeyi kuşatarak kontrol altına aldı. Bununla birlikte Hâşim, devletle barış kapılarını tamamıyla kapatmadı; Barış görüşmelerine şahsı adına katılmayı kabul etti.

Basına yaptığı açıklamalarda Manila hükümetiyle Malezya’da yaptıkları ateşkes anlaşmasının Müslümanların Filipin’de bağımsız bir devlet kurma hedeflerinden vazgeçmek anlamına gelmediğini vurguladı. “Bizi tam bağımsızlığa götüren bir süreci işletiyoruz. İdârî, askerî örgütlenmemize ve halkımıza ilişilmedikçe bu tür anlaşmalara katılmakta bir mahzur görmüyoruz” dedi.

Otonomi ya da federalizm düşüncesini kabul etmiyordu. Çünkü bunu kabul etmek, Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Nur Misuari’nin düştüğü hataya düşmek anlamına gelirdi. Zira Misuari, Müslüman Moro halkının hedeflerine ulaşması için Filipin hükümetiyle böyle bir anlaşma yapmış fakat bu anlaşma akim kalmıştı.

Selâmet Hâşimi, cihad hayatını ve kamplarda mücahidlerle birlikte yaşamayı konforlu bir hayata tercih etmişti. Filipin hükümeti kendisine birçok görev teklif etmiş ancak o bunların hepsini reddederek tercihini ailesi, çocukları ve kitapları eşliğinde mücahidlerle birlikte kamplarda yaşamaktan yana yapmıştı. Bu yüzden o, Allah yolundaki davet ve cihad çalışmalarına, Filipinli mücahidlere ve bütün Müslümanlara fayda getirmeyecek hiçbir görevi kabul etmedi.

Savaş fıkhına ve ahlâkına hep bağlı kaldı

Ben Selâmet Hâşimi hocayı hep gıptayla izledim uzaktan da olsa. Çünkü o, stratejik dehası, ihlası ve samimiyeti sebebiyle nerdeyse yarım asırdır süren Filipin cihadını hiçbir zaman terörize etmedi. Düşmanla savaşırken asla sivil hedefleri vurmadı. Müslümana yakışır bir şekilde savaştı. Mindanao’da fethettiği bölgelerde dağların arasına kurduğu kamplarda ve köylerde biteviye bir ilim, davet ve cihad çalışması yaptı. Filipin cihadı üzerine bir annenin evladı üzerine titrediği gibi titredi.

Arap mücahidleri Filipin cephesine sokmadı

Filipin cephesinde savaşmak isteyen Neo-Selefi Arap gruplara “çok teşekkür ederiz. Allah niyetinizi kabul etsin. Ancak bizim adama değil, silaha ve malî desteğe ihtiyacımız var” diyerek onların Filipin cephesine girmesine müsaade etmediğini ve bu talepleri nazikçe reddettiğini Pakistan’da birlikte okuduğumuz Filipinli arkadaşlarımdan dinlemiştim.

Çünkü Selâmet Hâşimi, Arap mücahidlerin, girdikleri bölgelerde problem çıkardığını yerel halkın mezheb ve tarikatlarıyla uğraşmaları sebebiyle zaman zaman fitneye sebep olduklarını, bunun da süreç içinde bölünme ve tefrikaya sebep olduğunu çok iyi biliyordu. Hem Arapların arasında yaşadığı süreçte hem de diğer cephelerde yaşananlardan hareketle böyle bir tecrübe edinmişti.

Selâmet Hâşimi hoca ve bu yüzden Neo-Selefî Arap mücahidleri Filipin cephesine, en azından MILF saflarına kabul etmemişti. Nitekim daha sonra, bu tür grupların yön verdiği Ebu Seyyaf hareketi ortaya çıkıp şaibeli eylemlerin altına imza attığında, bölgeyi yakından takip edenlerin de takdir edeceği üzere Selâmet Hâşim’in bu tesbitinin ne kadar yerinde olduğu anlaşılmış oldu.

İlim, zühd, davet ve cihad çalışmaları

Selâmet Hâşimi’nin Mindanao’nun dağlık bölgelerinde kurduğu kamplarda ve köylerdeki medreselerde yetişmiş genç arkadaşlarla Pakistan’da üniversitede okurken tanıştım. Ahlak ve görgüleriyle cihadın gölgesinde yetiştikleri her hallerinden belliydi. Bir kısmıyla irtibatımız hala devam ediyor…

Mindanao’da Selâmet Hâşimi hocanın açtığı yolda olduklarını gösteren faaliyetlerde aktif rol alıyorlar. Çoğu, hocanın kurduğu müesseselerde ve medreselerde idarecilik ya da hocalık yapıyor. Bu arkadaşların anlattıklarından aklımda kalanları aktarmaya çalışayım.

Selâmet Hâşimi hoca, bir eğitim programı olarak ferdden başlayıp, sırasıyla Müslüman ailenin, daha sonra Müslüman toplumun ve en sonunda Müslüman devletin inşa edileceğine inanıyordu. Özellikle Tefsir, Hadis, Tarih, Biyografi, Fıkıh ve Davet kitapları okumaya özel itina gösteriyordu. İbadetlerinin ve muamelelerinin Allah’ın kitabına ve Efendimiz’in Sünnet’ine uygun olmasına hususî bir ihtimam gösteriyordu.

Sahih rivayetlerde vârid olan ezkâr ve evrâdı günlük hayatının ayrılmaz bir parçası haline getirmişti. Kurduğu köylerde ve kamplarda Müslümanlara dersler verir, namazlarında onlara imamlık yapar ve onları cihada hazırlardı. Mücahidleri cepheye yalnız göndermez mutlaka kendisi de cihada iştirak ederdi. O tam bir cihad ve ribat adamıydı. Uyguladığı savaş stratejileri, düşman Filipin askerlerini bile hayrete düşürürdü.

MILF’in hedefleri:

O, kurduğu Moro İslamî Kurtuluş Cephesi’ni (MILF) şöyle tanımlıyordu:

Moro İslâmî Kurtuluş Cephesi davet, eğitim, cihad, ıslah, düşünce ve siyaset hareketidir. Akidesi, yöntemi, örgütlenmesi ve hedefleri itibariyle uluslararası İslâmî hareket düşüncesine katkıda bulunmak üzere 1977 yılında kuruldu. MILF’in hedeflerini şöyle özetlemek mümkündür:

Müslüman ferdi inşa etmek ve böylece Müslüman aileyi, Müslüman toplumu ve Müslüman devleti inşa etmektir. İslam Ümmeti’yle dayanışma içinde olmak, safları sıklaştırmak, müslümanlararası ilişkileri güçlendirmek, Müslümanların birr ve takva üzere dayanışmasını sağlamak, hilafet-i islâmiyyeye giden yolu açmak, Allah’ın dinini yeryüzüne egemen kılmak, işgal altındaki Müslüman Moro bölgesinde İslâm’ı egemen kılmak için bölgeyi özgürlüğe kavuşturmak ve bağımsızlığını sağlamak ve Allah’ın dinine sımsıkı sarılmak.”

Selâmet Hâşimi bir konuşmasında şöyle diyordu: “Müslüman halkımız halen esir ve geleceklerini belirlemek için onların bu esaretten kurtulması gerekiyor. Filipin meselesiyle ilgilenen birçok kimse bunun farkında değil. Bu halk i’lâ-i kelimetullah için savaşıyor ve bu savaş bu halk özgürlüğe kavuşuncaya kadar devam edecek.

Filipin devleti, Müslüman Moro halkının bağımsızlığını reddedetmeye devam ettikçe bizim cihadımız da devam edecektir. Biz yüzlerce yıl süren savaşlar biliyoruz. Atalarımız emperyalizme karşı dört yüz sene savaştı. Onlar bunu yapabildiyse arkalarında bıraktıkları Müslüman kuşaklar da bunu yapmaya kâdirdir Allah’ın izniyle.”

Bilindiği üzere İslam, Filipin’e yüzyıllar öncesinde Arap tüccarlar eliyle girdi. İspanyollar 1521 yılında Filipin’i işgal etti ve bu işgal yaklaşık 377 sene sürdü. Sonra Amerika geldi ve Filipin’i işgal etti. Amerikan işgali, Filipin 1946 yılında bağımsızlığını ilan edene kadar, 47 yıl devam etti.

Başkent Manila “emânullah” kelimesinin bozulmuş hali olup emperyalistler ve misyonerler tarafından değiştirilmiştir. Misyoner örgütler Filipin hükümetinin ve Dünya Kiliseler Birliğinin de desteğiyle bölgede hıristiyanlaştırma çalışmalarına devam etmektedir.
Filipin Müslümanları, özellikle güneydekiler gasbedilmiş haklarını almak üzere Moro İslâmî Kurtuluş Cephesi önderliğinde cihada devam etmektedir.

MILF, diğer “cihad hareketleri”nden oldukça farklıdır. Düşmanla ilişkilerinde cihad fıkhına ve âdâbına riayet eden, Müslüman bölgeleri ziyaret eden turistlere zarar vermeyen, sivil insanları rehin almayan bir cephedir ki o, bu hususiyetlerini Selâmet Hâşim’den aldıkları Rabbânî ve nebevî eğitime borçludur.

MILF dışişleri sorumlusu Muhammed Emin, Selâmet Hâşimi hocayı şöyle anlatıyor:

Selâmet Hâşimi, Mısır’da Filipinli Öğrenciler Cemiyeti’nin başkanıydı. Daha sonra “Güney Doğu Asya Talebe Birliği Dayanışma Meclisi” genel sekreteri oldu. O, bu faaliyetleri yürütürken ilmî ve kültürel faaliyetler organize ediyordu. Düzenlediği dersler ve konferanslara Mısır’ın büyük âlim ve davetçilerini çağırıyordu. Muhammed Ebû Zehra, Abdülvâhid Vâfî, Muhammed el-Gazzâlî ve Seyyid Sâbık bunlardandır.

Selâmet Hâşim hocanın İslâm anlayışı

Selâmet Hâşimi Moro halkı gibi Şafiî mezhebi üzerineydi. Akidede ise Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’e tâbi idi. Kur’an okumayı çok severdi. Ezkar u evrâd ve nafile ibadetlere önem verirdi. Pazartesi Perşembe oruçlarını ve teheccüd namazını ihmal etmezdi. Kendisinin Arapça ve İngilizce telifleri vardır. Mücahid ve komutan olmasının yanında sıkı bir davetçiydi. Sürekli emr-i maruh, nehy-i münker yapardı.

Siyasî çalışmalarında istikamete çok önem verirdi. Filistin ve Keşmir meseleleri başta olmak üzere dünya Müslümanlarının meseleleriyle yakından ilgilenirdi. Eğitimini tamamladıktan sonra biteviye bir davet faaliyeti yürüttü. Bölgeyi uzak köylere varıncaya kadar dolaştı ve buralarda davet çalışmaları yaptı.

Vefatı…

13 Temmuz 2003 senesinde hastalandı ve vefat etti. Selâmet Hâşim’den sonra MILF’in liderliğine Hacı Murad İbrahim tayin edildi. Hacı Murad İbrahim, Selâmet Hâşim’in vefatından önce onun yardımcısıydı. Cihad, zühd, davet ve eğitim dolu bir ömür yaşayan Selâmet Hâşimi Hoca’ya Allah Teâlâ’dan rahmet, Filipinli Müslümanlara ise mücadelelerinde muvaffakiyet diliyorum.

Ne kadar ilgiliyiz bilmiyorum ama yarım asırdan fazla bir süredir cihad eden Filipinli Müslümanlardan dua ve desteklerimizi esirgememeliyiz.

Ömer Faruk Tokat'ın “Lapu Lapu Macellan ve Filipinler” başlıklı yazısını okumak için tıklayınız.

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara