Somali'de silahların gölgesinde açlık mücadelesi (Haber İzlenim)
Dünya kamuoyunda kuraklık ve açlıkla gündeme gelen Somali'nin yıllardır görünmeyen bir başka sorunu ise silahlar. İç çatışma yaşayan Somali, silahların gölgesinde açlıkla mücadele etmeye çalışıyor. Bir yanda aç insanlar, öte yanda kan ve doların aktı
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-14 10:33:50
Somali'ye çıkarma yapan Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) heyetiyle Ankara'dan ayrılmadan, açlığın kokusu çoktan başkent havaalanını sarmıştı. TİKA'nın misafirleri için hazırladığı kumanyalar, Somali'nin nasıl bir açlık ve yoksulluk içinde olduğunun ilk göstergesiydi. Esenboğa'dan Türk Hava Yolları (THY)'na ait özel uçak havalanmadan önce Somali'nin başkenti Mogadişu'ya ilk gideceklerde 'nasıl bir şeyle karşılaşacağınızın verdiği endişe ve heyecan gözleniyor. Saat 02.00 sıralarında uçak havalandığında ise uykunun ağırlığı insanları çoktan esir almaya başlamıştı.
Yaklaşık 6 saat süren yolculuğun ardından tüm gözler Mogadişu topraklarında açıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile giden heyet uçağının kanadının yere sürtünmüş olması da "nasıl bir iniş olacak" sorusunu akıllara getiriyor. Denizin üzerinde iniş için pozisyon arayan THY uçağının tekerleklerinin karayla ilk buluşmasında yaşattığı sarsıntı ise bir önceki uçağın nasıl bir facianın eşiğinden döndüğünün ipuçlarını verdi.
Toprak, çamur ve beton karışımlı havaalanı pistine inildiğinde, misafirleri karşılayan güler yüzlü insanlardan ziyade, açlığın çığlıkları, silahlar ve aşırı güvenlik önlemleri oldu. Onlarca silahlı insan, zırhlı araçlar, misafirlerin gideceği yere kadar güvenlik koridoru oluşturacaktı.
SİLAHLA YAŞAM İÇİÇE
Konvoy şeklinde yol alırken başkent sokaklarında insan, yokluğu ve sefaleti tüm hücrelerine kadar hissediyor. Yol kenarlarına dizilmiş meraklı gözlerle konvoya bakan insanlar, eli silahlı askerler, gölgelerde oturmuş dünyadan kopmuş ya da koparılmış bir halk.
Açlığın sokaklarına sindiği Somali'de, her zaman olduğu gibi kaybedenler yine çocuklar. 17-18 yaşlarında silahlanıp ciplerde sokak turu atanlar, 'güvenliği sağlıyor' izleniminden daha çok bir savaş havası estiriyor. Özellikle yol üzerinde silahlar ile pıtrakların arkasında kalan küçük bedenler, insanlara açlığı unutturuyor. Yılların verdiği bitmek bilmeyen iç savaş, bir noktada açlığı da beraberinde getirmiş. Huzurun olmadığı bir yerde, mideye gitmeye çalışan bir lokma ekmek de boğaza takılıyor. Deniz, güneş ve kum vardı ancak silahların konuştuğu bir yerde bunları görecek insanlar yok. Sokaklarda araçlarla turlarken, silahsız insan görmek neredeyse imkansız. Pazarlarda, evlerde, araçlarda, kısaca silah her yerde. Mogadişu sokaklarında, hayatta kalma mücadelesi veren halk ile silahlı askerler yan yana oturuyor ya da dolaşıyor. İnsanların akıllarına ise "Açlığın yaşandığı bir ülkede, silaha harcanan bu para nereden geliyor?" sorusu takılıyor.
BİR BÜSKÜVİ VE ŞEKER İÇİN ÖLESİYE MÜCADELE
Mogadişu sokaklarına korku ve endişe hakim. Güvenlik gerekçesiyle araçlardan inip insanlar kolay kolay halkla bütünleşemiyor, şehri dolaşamıyor. Şehrin 20 kilometre dışında çatışmaların her gün devam ettiği belirtiliyor.
Somali, kelime manasıyla "inek ve keçi sütü" manasına gelen Somal kelimesinden geliyor. Halkın en meşhur içeceği süt olduğu için adını buradan almış. Bu nedenle Mogadişu'yu dolaşırken her yerde keçileri görmek mümkün. Keçiler, adeta halkla bütünleşmiş durumda.
Her yerde çöp yığınları var. Kimi insanlar, yüzlerini kameralardan saklarken; kimileri el sallıyor. Kameralara ilk başlarda ürkek davranan silahlı askerler, zamanla poz verecek kadar ısınıyor. Sokaklarda kimi zaman selam dahi veriyorlar. Özellikle şehri dolaşmaya gelen araçlardan verilen şeker ve bisküvileri hem kendileri alıyor hem de çocuk ve kadınlara dağıtıyorlar. Dağıtım sırasında ortaya çıkan görüntüler ise insanın yüreğini burkuyor. Silahlı askerlerin elinden şeker ve bisküvileri almak için çocuk ve kadınlar, ölümüne yarışıyor. Çocuklar, para atılmış gibi yere düşen şekerleri toplamaya çalışıyor. Çocuklar, askerlerin "gidin" uyarılarını pek dikkate almıyor. Özellikle bir askerin, elindeki şekeri havaya attıktan sonra ortaya çıkan manzara, açlığın ortaya çıkardığı manzarayı çok iyi özetliyor.
TÜRKİYE'NİN ADI HER YERDE
Somali'deki açlığa dünyada el uzatan ilk ülke Türkiye oldu. Somali'nin başkenti Mogadişu'da bu çok iyi anlaşılıyor. 'Türkiye' adı duyulunca, insanların gözleri adeta parlıyor. Duygular anlatılırken; cümle 'teşekkür' ifadeleriyle başlıyor. Kimse Yok Mu Derneği başta olmak üzere bölgeye giden Türk yardım kuruluşları ise Somali halkının gönlünü fethetmiş durumda. Türkiye'ye minnettarlığın göstergesi olarak Mogadişu sokaklarında Cumhurbaşkanı ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafları asılmış.
AŞİRET AYAKLANMASI İÇ SAVAŞI BERABERİNDE GETİRDİ
19. yüzyıldan bu yana İngiltere, Almanya ve Portekiz'in sömürge ve hâkimiyet sahası haline gelen Somali, 1885'te İtalyan hâkimiyetine girdi. 1885'ten 1927 yılına kadar ülke topraklarını işgal altında tutan İtalya, ülkenin ismini 'İtalyan Somalisi' olarak değiştirecek kadar ileri gitti. Bu sırada ülkenin kuzeyinde ise İngiliz hâkimiyeti sürmeye devam etti.
1960'ta bağımsızlığını kazanan Somali, 20. yüzyılda da bir türlü savaşlardan başını kaldıramadı. Önemli petrol kaynakları olan ülke, stratejik konumu nedeniyle Soğuk Savaş sırasında taraf olmak zorunda kaldı. Hem ABD hem de Sovyet Birliği, Somali aracılığıyla Basra Körfezi'nden geçen petrol kaynaklarını kontrol etmek istedi. Bu nedenle Somali önce Rusların yanında yer aldı ancak sonra iki ülkenin arası açılınca ABD tarafına geçti. Bu dönemde uluslararası petrol firmaları ülkenin kaynaklarını cömertçe harcadı.
1991'de ülkenin kuzey ve güneyindeki aşiretler ayaklanarak, Muhamed Siad Barre yönetimini devirdiler. Ardından ülkenin kuzeyi 'Somaliland' ismi ile bağımsızlığını ilan etti. Böylece yıllarca devam eden iç savaş başladı.
Ülkedeki iç savaş, 2006'da El Kaide ile bağlantılı Şebab örgütünün, saldırıları artırarak başkent Mogadişu dâhil ülkenin güneyini kontrol altına almasıyla farklı bir boyut kazandı. 2009'da sahil şeridine yerleşen örgüt, baraj ve gölet inşasının yanı sıra balıkçılığı da engellemeye başladı. Örgüt 2009'da, "casuslara yataklık yapabileceği ve İslamî olmayan yaşam tarzını teşvik edebileceği" gerekçesiyle kontrolündeki güney kentlerine uluslararası yardım kuruluşlarının yardım dağıtmasını da durdurdu. Böylece bölgeyi insanî bir felakete sürükleyen Şebab'ın baskıları ölümlerin de artmasına sebep oldu. Somali'de uzun zamandır süren devlet otoritesi yokluğu, deniz korsanlarını da büyük tehdit haline getirdi. Somalili korsanların eylemlerini artırmaları üzerine NATO, 2008'de Somali açıklarında korsanlarla mücadele operasyonlarına başladı. Bu süreçte dev güçler, ülkenin korumasız denizlerini nükleer ve diğer zehirli atıkları boşaltma alanı olarak kullanmaya başladı.
Bunun yanı sıra Somali kendi sularını ve balık alanlarını koruma ve kontrol gücünden yoksun olduğu için 2005 yılında bir sezonda 800'ün üzerinde yabancı balıkçı gemisi Somali sularında kaçak avlandı. Bu kontrolsüz, düzensiz ve yasa dışı gemiler yıllık 450 milyon dolarlık deniz ürününü Somali denizlerinde avladılar. Ülke açlıkla kıvranırken, yanı başındaki protein kaynakları da yok edildi. Yasal olarak faaliyet gösteren balıkçıların geçim kaynakları kurutuldu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara