Pierre Rousselin
Şu anda askerî operasyonlar henüz tamamlanabilmiş değil, ancak daha şimdiden bazı sesler Fransa'yı Libya'nın zenginliklerinin paylaşılmasında kendine aslan payını ayırabilmek için çatışmalardaki rolünden faydalanmak istemekle suçlamaya başladılar bile. Bunlara göre bu savaş sadece kara altın rezervlerine el koyabilmek, bu çabalarda rakiplerden sıyrılmak ve ülkede kurulacak büyük inşaat şantiyelerini elde etmek için gerçekleştirildi.
Şu anda başlayan polemik Batı-karşıtı propagandanın en çok tercih edilen temalarını yeniden öne sürmekte. Bu nedenle söz konusu polemiği değerlendirirken son derece dikkatli olmamız gerekmektedir.
Libyalı isyancılara destek olan farklı ülkelerin, yeni rejim kurulduğunda kendi ülke çıkarlarını koruma çabası içine girmeyeceklerini iddia etmek doğal olarak naif bir tavır olacaktır. Ancak Kaddafi rejimi sırasında yapılanlar da bundan farklı değildi. Ticarî anlaşmalara ilk hücum daha 2004 Nisan ayında Bill Clinton ile Tony Blair'in diktatör Kaddafi'yi terörizme verdiği destekten ve kitlesel imha silahlarından vazgeçmesi karşılığında temize çıkarmaya kabul ettiklerinde başlamıştı. Eğer Libya pazarından faydalanmak Batılıların tek derdi olsaydı Kaddafi'yi devirmek yerine onunla uzlaşma yolunu tercih ederek, amaçlarına ulaşabilmeleri mümkün olabilirdi. Kaddafi en azından kendi ülkesinin kaynaklarına el koyma konusunda hiç çekingenlik göstermeyen bir liderdi.
Şimdi artık Libya'da yeni bir rejim kurulmakta. Bütün ülkeler yeni rejime kur yapmaya başlayacaklar. Libya iç savaşı öncesi dönemde ülkede son derece etkin olan Ruslar ve Çinliler yakında geri dönecekler. Rusya ve Çin'in Kaddafi rejimine verdikleri destek bu süreçte onların yararına olmayacak. Ancak kendimizi hiç hayale kaptırmayalım, çünkü bu dezavantajlarının yanı sıra onların da değerlendirebilecekleri başka avantajları olacak.
Bu ortamda Fransa'nın, yeni Libya'nın inşa sürecine katkıda bulunmak istemesinin onur kırıcı herhangi bir yanı yok. Libya'nın yeni yönetiminden verdikleri mücadelede kendilerini desteklemiş olanlar karşısında bir kıymet bilirlik beklemek sadece basit bir sağduyu talebinde bulunmaktan ibaret bir beklenti olarak değerlendirilmelidir.
Şimdi yapılması gereken bu hususu son derece dikkatli bir şekilde ele almaktır. Çünkü tüm bu süreç içinde isyancıları desteklemek için yürütülmüş olan askerî operasyonların, Batılı güçlerin İslam topraklarından yürüttüğü yeni bir savaş olarak algılanmasını önleyebilmek için çok büyük diplomatik çabalar gösterildi.
Ülkenin geniş petrol kaynaklarının oluşturduğu zenginliklerden dolayı, kurulmakta olan yeni Libya rejimi ile önümüzdeki süreçte gerçekleştirilecek ekonomik ilişkiler etkileri tüm bölge için geçerli olacak bir test niteliği taşıyacaktır. Bu nedenle, her safhada geçerli tam bir şeffaflık, söz konusu ilişkilerde vazgeçilmez bir gereklilik olarak kendini göstermektedir.
Le Figaro, 2 Eylül 2011. / Zaman