NATO'nun kuracağı füze kalkanının radarı Türkiye'ye yerleştirilecek. Tam yeri henüz açıklanmayan radarın kontrolü Almanya'daki komuta merkezinden yapılacak. Türkiye, Almanya'daki merkezde general seviyesinde bir temsilci bulunduracak. Yetkililer, Türkiye'ye sistem çerçevesinde herhangi bir füzenin yerleştirilmeyeceğini, sistemin uyarı amaçlı olacağını vurguluyor.
Türkiye'ye konuşlandırılacak NATO radarları konusunda Washington ile Ankara arasında varılan anlaşmanın detaylarına Zaman ulaştı. Edinilen bilgilere göre, 2010 Lizbon Zirvesi'nde kabul edilen yeni stratejik konsept çerçevesinde kurulması planlanan füze savunma sistemiyle ilgili teknik müzakereler tamamlandı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın önceki gün Paris'te gerçekleştirdiği görüşmede Ankara'nın talepleri büyük ölçüde karşılandı ve radarın Türkiye'de konuşlanacağı yer de belirlendi. Sistem çerçevesinde Türkiye'ye herhangi bir füze yerleştirilmezken, radarın komuta merkezi Almanya'da olacak. Türkiye burada general düzeyinde temsil edilecek. Aynı kaynaklar, söz konusu general ile sistemin konuşlandırılacağı yerin ismini ise şimdilik sır gibi saklıyor.
Gerek daha önceki caydırıcı unsur olan nükleer silahların sınırlandırılması, gerekse artan balistik füze tehdidine karşı caydırıcı bir unsur oluşturması bakımından ittifakın yeni stratejik konsepti çerçevesinde oluşturulan füze savunma sisteminin, Türkiye açısından önemli bir kazanç olduğunu belirtiyor. Radarın, tüm NATO bölgesine yönelik balistik füze tehdidine karşı caydırıcılık oluşturacak sistemin bir unsuru olacağını dile getiren kaynaklar, sistemin Türkiye'ye yerleştirilmesinin söz konusu füzelerin Türkiye üzerine ulaşmadan bertaraf edilmesi açısından da avantaj olacağını aktarıyor. Türkiye'nin söz konusu NATO sisteminden bağımsız olarak daha kısa mesafeli füzelere karşı kendi ulusal sistemini de kurma aşamasında olduğunu, bu çerçevede 8 milyar dolarlık bir yatırım planlandığı hatırlatılıyor.
Sistem NATO üyesi olmayan bir ülkeden füze fırlatılması durumunda mümkün olan en kısa sürede bunu tespit etmeyi ve tehdidi bertaraf etmeyi amaçlıyor. Türkiye'deki radarın tespit ettiği düşman füzeleri NATO üyesi diğer ülkelerdeki füzelerle vurulacak. Mevcut NATO sistemi ittifak alanlarında konuşlandırılmış güçleri koruyor. Yeni konseptte bu "ittifak toprakları ve nüfusu" olarak genişletildi. Sistemin her aşamasında her üyenin onayı gerekecek. Sistemin karar verme sürecinde yer almak Ankara için "olmazsa olmaz bir şart" olarak görülüyordu. Türkiye müzakerelerde sistem sensörlerinin tespit ettiği istihbarat ekranına anlık erişim talep etmişti. ABD de bunu makul karşılamıştı.
Füze kalkanı konusunda Türkiye'nin taleplerinin büyük ölçüde karşılandığını ifade eden üst düzey diplomatik kaynaklar, erken uyarı radarının Türkiye'nin savunma sistemine büyük katkı sağlayacağına dikkat çektiler. "Radar başka bir ülkede konuşlansa bu kadar koruma sağlayamazdık. En az masrafla maksimum koruma temin edilecek." değerlendirmesinde bulundular. Yetkililer sistemin saldırı değil; caydırıcı amaçlı olduğuna dikkat çekerek "Soğuk Savaş döneminde bile Türkiye, topraklarında saldırı füzeleri konuşlandırılmasına izin vermedi." dedi. Yeni sistem sadece askerî tesisleri değil; tüm ülke topraklarını ve halkı koruyacak. Radarın kurulmasına geçtiğimiz seneki Lizbon zirvesinde karar verilmişti. Batılı müttefikler karar metninde İran ve Suriye gibi ülkelerin adının geçmesini isterken Ankara buna şiddetle karşı çıkmıştı.
Türkiye, radarın elde edeceği bilgilerin İsrail ile paylaşılmaması hassasiyetini NATO'ya bildirmişti. Tüm dünyaya Zaman'ın duyurduğu bu endişeyle ilgili Amerikalı yetkililer, "Bilgileri sadece NATO üyeleri görebilecek." demişti. Zaten İsrail'in daha ileri bir radar sistemine sahip olduğu belirtiliyor. Amerikalı yetkililer Türkiye'deki radar ile İsrail'in sisteminin ayrı ayrı çalışacağını; ancak ABD'nin bu bilgileri birleştirebileceğini söyledi.
"RADARLAR İRAN'IN HEDEFİ OLUR"
Emekli Büyükelçi ve eski Milletvekili Onur Öymen, ABD tarafından NATO’ya tahsis edilen erken uyarı radarının Türkiye’de konuşlandırılmasının Türkiye’nin güvenliği açısından olumsuz sonuçları olabileceğini ve Türkiye'nin diplomaside irtifa kaybettiğini öne sürdü. Öymen, “İran bunu kendine yönelik bir tehdit gibi yorumlaşacaktır. Bir çatışma halinde bu radarlar İran füzelerinin ilk hedefi olacaktır” dedi.
Onur Öymen ANKA’ya yaptığı değerlendirmede, erken uyarı radar sisteminin Türkiye’de konuşlandırılacak olmasının Türkiye’nin güvenliği açısından olumsuz sonuçları olabileceğine dikkat çekti. Öymen, “İran bunu kendine yönelik bir tehdit gibi yorumlaşacaktır. Bir çatışma halinde bu radarlar İran füzelerinin ilk hedefi olacaktır” dedi.
-“TÜRKİYE’NİN KENDİ KONTROLÜNDE FÜZE SAVUNMA SİSTEMİNE İHTİYACI VAR”-
Öymen, “Bizim önerimiz öteden beri bir milli füzesavar füze sistemi kurulmasıydı. Başka ülkelerden de gelecek tehdide karşı Türkiye’nin kendi kontrolünde füze savunma sistemine ihtiyacı var” diyerek şöyle devam etti:
“Onun için sistem bir NATO sistemi olacak ve bu radarları füzeleri kullanmak için NATO komutanlarına bir yetki verilecektir. Aksi takdirde karşı taraf bir füze attıktan sonra toplanıp ne yapsak diye bir karar vermeye zamanımız olmayacak.”
-“TÜRKİYE’DEN TEPKİ GELMEYECEĞİNİ DÜŞÜNDÜLER VE GELMİYOR DA”-
ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in 2010 yılının Şubatı’nda Türkiye’ye gelerek Türkiye’ye bu radarların konuşlandırılmasında baskı yaptığını ve bunun Wikileaks belgelerine de sızdığını söyleyen Öymen, “Bu radarları Çek Cumhuriyeti'ne füzeleri de Polonya’ya koyacaklardı. O ülkelerden ve Rusya’dan tepki gelince vazgeçtiler, şimdi Türkiye’ye koyuyorlar, Türkiye’den tepki gelmeyeceğini düşünerek ve gelmiyor da maalesef” şeklinde konuştu.
-“TÜRKİYE DİPLOMASİDE BİRAZ İRTİFA KAYBEDİYOR”-
Füze kalkanının İsrail boyutunun da olduğuna işaret eden Öymen, “ABD Kongresi’nde bazı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, İsrail boyutunu gündeme getirmişlerdi, Türkiye’den alınacak bilgiler doğrudan doğruya İsrail’e verilecek mi verilmeyecek mi? Biz bir taraftan böyle İsrail’e askeri ilişkileri keseceğiz derken tam da füze kalkanı radarlarından çıkan bilgiler doğrudan veya ABD üzerinden İsrail’e ulaşacaksa bu da biraz düşünülecek bir konudur. Yani Türkiye diplomasisinde biraz irtifa kaybediyor” dedi.
Zaman ve Ajanslar