Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Gazetecilerden İslam İşbirliği Teşkilatı analizi

İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) İslam ülkelerinin sorunlarına çözüm bulmada yeterli olup olmadığı masaya yatırıldı.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-29 09:19:33

Gazetecilerden İslam İşbirliği Teşkilatı analizi
Eski adı İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) olan İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) İslam ülkelerinin sorunlarına çözüm bulamaması, son olarak Arap baharı ile Somali'ye müdahalede yetersiz kalması tartışma konusu oldu. İİT'nin özellikle son gelişmeler karşısında pasif kalması eleştirilirken örgütün daha aktif olmasında Türkiye'nin öncü rol üstlenebileceği belirtiliyor.

DİYALOG PLATFORMU OLDU

ODTÜ Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, 57 üyesi olan İİT'nin İslam ülkeleri arasında bir nevi 'diyalog platformuna' dönüştüğüne, uluslararası siyasetteki etkisinin ise hep sınırlı kaldığına dikkat çekiyor. İİT üzerinde özellikle S.Arabistan, Mısır ve Libya gibi ülkelerin çok fazla söz sahibi bulunduğunu kaydeden Bağcı, "İİT her zaman eleştirilmiştir. İslam dünyası içerisindeki sorunların üzerine, AB gibi, Şangay Beşlisi gibi gidememiştir. Nedeni de çok basit. İİT'yi oluşturan ülkelerin çoğunluğu demokratik olmayan ülkelerdir ve herkes birbirine çok temkinli yaklaşır, söylediğine çok dikkat eder" diye konuştu.

GÜÇLENDİRİLEBİLİR

Türkiye'nin geçmişte Batı ile birlikte hareket ettiği için İİT'de çok fazla etkili olamadığına dikkat çeken Bağcı, Arap baharının getirdiği değişim rüzgarları ile etki alanının artacağı görüşünü dile getirdi.

Bağcı şu yorumu yaptı: "Belki bu Arap baharı, İslam dünyasında daha fazla demokratikleşmeye, şeffaflaşmaya, bir değerler standardı oluşturmaya katkıda bulunur. Var olan yapının üzerine bu gelişmelerin getireceği dersler de koyularak güçlendirmeye gidilebilir. Türkiye burada rol üstlenebilir. Bu gelişmeler konusunda Türkiye'nin öncü rol oynaması çok daha sağlıklı. Mısır'ın, Libya'nın, S.Arabistan'ın bu işi çok fazla başarabilecekleri gözükmüyor."

SORUN GELİŞMİŞLİK

Gazeteci-yazar Taha Akyol ise, İİT'nin etkinliğinin az olmasını İslam ülkelerinin gelişmişlik düzeyine bağladı. Uluslararası işbirliğinin gelişmesinin genel gelişmişlik düzeyi ile ilişkili olduğunu söyleyen Akyol, "Bu açıdan baktığımızda bahsettiğiniz alanda Türkiye'nin niye öncülük yaptığını, diğer ülkelerin neden geri kaldığını da anlıyoruz. Türkiye, hem sivil toplum kuruluşları itibarıyla hem de küresel sorunlara ilgi bakımından en gelişmiş ülkedir. Türkiye'nin Müslümanlar arası yardımlaşma, dayanışma konusunda öncülük yapması da bu gelişmişlik düzeyinin bir sonucudur" dedi. Teşkilat içinde Türkiye'nin kesinlikle öncü rol üstlenmesi gerektiğini kaydeden şu değerlendirmeyi yaptı: "Fakat bu öncü rol panislamizm siyaseti, üslubuyla yapılmamalı, bu şekilde bir izlenim uyandırmamalıdır. Zaten öyle de yürütülmüyor."

Gerekirse feshedilip yeni örgüt kurulmalı

İİT ile ilgili tartışmayı başlatan Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, örgütün etkin hale getirilmesi için Türkiye'nin öncü rol oynaması gerektiğine dikkat çekti. Karagül, "Bu konuda öncülük yapması için Türkiye'ye çağrı yapılmalı. İran ve Malezya ile kampanya yapılması lazım. Yoksa bu coğrafya çöküyor ve bunu herkes görüyor" dedi. Müslüman coğrafyanın, tarihin en hareketli ve karışık dönemlerini yaşadığı sırada bütün gözlerin Washington'a, Londra'ya ve Paris'e çevrildiğini belirten Karagül, "İİT'den hiçbir ses yok. Ne işe yarar bu örgüt? En zor zamanlarda ortada olmayacaksa, çözüm üretmeyecekse, kendini gizleyecekse bu dev yapı niye var?" diye sordu. Karagül şunları söyledi: "Bir İslam Milletler Topluluğu oluşturulmalı. Endonezya'dan Fas'a kadar, bunca zenginlik üzerinde yaşayan çaresiz toplulukları savunacak, onları temsil edecek bir platforma dönüştürülmeli. İİT, S.Arabistan'ın özel çıkarlarına hizmet eden yapıdan derhal çıkarılmalı. Ya da bu örgüt tamamen feshedilip, daha dar, daha bağımsız, daha güçlü ülkelerden oluşan derhal yeni bir ortaklık kurulmalı."

Yöneticileri orta yolu bulmaya çalışıyor

Yeni Şafak yazarı ve İslam alimi Hayrettin Karaman İİT yöneticilerinin, sıradan bir STK gibi özgür olmadığının altını çizerek, "Vitrine yansımayan bir takım faaliyetler olabilir, onları bilemiyorum. Ama dıştan görünen faaliyetleri ile değerlendirirsek Sayın İhsanoğlu'nun aşağı yukarı gerekli açıklamaları yaptığını görüyoruz. Tabii daha iyisini de yapabilir. Yani yapılan çok mu kötü, yanlış? O açıdan değerlendirdiğinizde normal" ifadelerini kullandı.

Karaman, teşkilatın hareket kabiliyetini sınırlayan etkenlere dikkat çekerek "İslam ülkelerinin meseleye sıcak bakanı vardır, ters bakanı vardır. Bunların hepsini temsil eden bir kuruluşsanız ne yapacaksınız? Ortadan bir yol takip edeceksiniz. Ben böyle bir zorluk görüyorum" diye konuştu. Gazeteci-yazar Yılmaz Öztuna da teşkilatın finansal kaynaklarının yüzde 60'ının S.Arabistan'dan geldiğini vurgulayarak, "Bu teşkilat S.Arabistan tarafından kuruldu. S.Arabistan hangi tarafa esiyorsa, o tarafı takip ediyor zaten. Ekmeleddin İhsanoğlu benim çok iyi arkadaşımdır. Zekidir, çalışkındır, ama teşkilat S.Arabistan direksiyonundan çıkamaz. Teşkilat İslam ülkeleri arasında dayanışmayı sağlamak için kurudu ancak bu kafi derecede yapamadı mutla değiştirilmeli " dedi.

Yenişafak

Haber Ara