Merkez Bankası: Aşağı yönlü riskler dengelendi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, 4 Ağustos tarihinde alınan önlemlerle ekonomi üzerindeki aşağı yönlü risklerin dengelendiğini belirtti.
Para Politikası Kurulu 23 Ağustos 2011 tarihli Toplantı Özetini açıkladı. Ku
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-26 14:23:49
Para Politikası Kurulu 23 Ağustos 2011 tarihli Toplantı Özetini açıkladı. Kurul, temel mal grubu senelik enflasyonunda görülen artış eğiliminin temmuz ayında durakladığına işaret etti. Giyim grubunda enflasyonun artış eğilimini koruduğunu, dayanıklı mal (altın dışında) grubunda da gerilediğini bildirdi. Aylık tabanda mobilya fiyatlarının arttığını, beyaz eşya fiyatlarının azaldığını aktaran kurul, dolar ve euroda dalgalanmalara bağlı olarak kısa vadede grup enflasyonunda geçici artışlar meydana gelebileceğini savundu.
Temel fiyat göstergelerinin senelik artış oranlarının temmuz ayında tırmanırken, mevsimsellikten arındırılmış verilerin yakın dönemde ana eğilimin aşağı yönlü olduğunu vurgulayan TCMB Para Politikası Kurulu, kurlarda görülen oynamalara bağlı olarak, ağustos ayında temel enflasyonun bir miktar artacağı öngörüsünde bulundu.
Dış dünyanın büyümesine dair görünümün kötüleştiği vurgulanan Para Politikası Kurulu açıklamasında iç talepler ve istihdam ile ilgili şu ifadelere yer verildi:
"İktisadi faaliyete dair yavaşlama sinyalleri giderek güçlenmektedir. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle sanayi üretimi haziran ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 0,9 oranında azalarak beş ay üst üste düşmüştür. Şubat ayından itibaren düşüş eğilimine giren kapasite kullanım oranındaki yavaşlama eğilimi temmuz ayında daha da güçlenmiş ve ocak ayına kıyasla birikimli düşüş 4 puana yaklaşmıştır. Öncü gösterge niteliğindeki sipariş beklentilerinin temmuz ayındaki seyri, imalât sanayi faaliyetinin yılın üçüncü çeyreğinde de zayıf seyrini koruyabileceği yönünde sinyal vermektedir.
Yurt içi nihai talepte senenin ikinci çeyreğinde başlayan yavaşlama eğilimi sürmektedir. Ağustos ayına ilişkin öncü göstergeler tüketici güveninde süregelen zayıflamanın belirginleştiğine işaret etmektedir. Bu dönemde yatırım eğiliminin de uzun bir aradan sonra ilk defa yavaşladığı gözlenmektedir. Temmuz ayında bir önceki çeyrek ortalamasının altında seyreden otomobil ve hafif ticari araç yurt içi satışlarının, Türk lirasındaki değer kaybına paralel olarak, zayıflamaya devam etmesi beklenmektedir. Bütün bu gelişmeler, yurt içi talepteki yavaşlamanın derinleşebileceği yönünde sinyal vermektedir.
İşsizlik oranları ise kriz öncesi seviyelerinde seyretmektedir. Bununla birlikte, mayıs döneminde mevsimsellikten arındırılmış sanayi istihdamının gerilemesiyle tarım dışı istihdam artışı yavaşlamış ve işsizlik oranları bir önceki çeyreğe göre bir miktar artış göstermiştir. Öncü göstergeler istihdamdaki yavaşlamanın üçüncü çeyrekte de süreceğine işaret etmektedir."
Kurul üyeleri, döviz kuru hareketleri nedeniyle enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporu'nda öngörülen seviyelerin geçici olarak bir miktar aşabileceğine dikkat çekti. Temel (çekirdek) enflasyon göstergelerindeki yükselişin de bir müddet daha sürebileceğini hatırlattı. Para Politikası Kurulu, toplantıda ele alınan konulara dair şu bilgileri verdi:
"İktisadi faaliyetteki yavaşlama nedeniyle, döviz kurundan kaynaklanan fiyat hareketlerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalması ve enflasyondaki yükselişin geçici olması beklenmektedir. Bu doğrultuda sene sonundan itibaren temel enflasyon göstergelerinin tekrar düşüş eğilimine gireceği tahmin edilmektedir. 2012 sonunda ise enflasyon görünümünün yüzde 5 hedefi ile uyumlu olduğu vurgulanmıştır.
Kurul, iktisadi faaliyetin giderek yavaşladığı ve makro finansal risklerin sürdüğü bir konjonktürde enflasyondaki geçici fiyat hareketlerine tepki vermenin uygun olmayacağı değerlendirmesinde bulunmuştur. Bununla birlikte, enflasyon beklentilerinin yakından izlenmesinin ve fiyatlama davranışlarında orta vadeli hedeflere ulaşılmasını engelleyecek bir bozulma gözlenmesi halinde gerekli tedbirlerin alınmasının önemli olduğu ifade edilmiştir.
Gerek kredilerde ve yurt içi talepte gözlenen yavaşlama gerekse döviz kuru hareketleri iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunmaktadır. Kredilerin artış hızı bütün alt kalemlerde gerilemeye devam etmekte olup, özellikle ihtiyaç kredilerindeki ivme kaybı dikkat çekmektedir. Ayrıca, döviz kurundaki birikimli hareketlerin yılın ikinci yarısında ithalat talebini belirgin biçimde sınırlayacağı öngörülmektedir. Bu çerçevede Kurul, önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesinde kayda değer bir iyileşme olacağını tahmin etmektedir. Cari işlemler dengesinin ana eğiliminin sağlıklı olarak izlenebilmesi için mevsimsellikten arındırılmış aylık verilerin takip edilmesinin gerektiği tekrar vurgulanmıştır. Bununla birlikte Kurul üyeleri, orta ve uzun vadede cari işlemler dengesinin kalıcı olarak makul düzeylerde tutulabilmesi için verimliliği ve tasarrufları artırıcı yapısal düzenlemelerin önemine dikkat çekmiştir.
Kurul, 4 Ağustos 2011 tarihli ara toplantısında alınan önlemlerle ekonomimiz üzerindeki aşağı yönlü risklerin bu aşamada dengelenmiş olduğunu teyid ederek bu toplantıda politika araçlarında değişikliğe gidilmemesi konusunda mutabık kalmıştır. Bununla birlikte, küresel ekonomiye dair belirsizlikler dikkate alındığında, gelişmelerin yakından izlenmesinin ve gerekli politika tedbirlerinin gecikmeksizin alınmasının önem taşıdığı belirtilmiştir. Bu çerçevede Kurul, önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi ve yurt içi iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleşmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceğini tekrar vurgulamıştır.
Önümüzdeki dönemde para politikası fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine odaklanmaya ve finansal istikrarı gözetmeye devam edecektir. Bu süreçte Merkez Bankası ve diğer kurumlarca finansal istikrara yönelik alınan önlemlerin enflasyon görünümü üzerindeki etkileri de dikkatle değerlendirilecektir. Orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin yerine getirilmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyecektir. Mali disiplinin devamı aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve faizlerin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyecektir. Yeni Orta Vadeli Program'ın bu doğrultuda hazırlanması ve Avrupa Birliği müktesebatının gerektirdiği yapısal düzenlemelerin devamı büyük önem taşımaktadır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara