"AB'deki krizden etkilenmemek için komşularla ticareti geliştirmeliyiz"
Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan, AB'de yaşanan durgunluğun Türkiye'yi öyle veya böyle etkileyeceğini, bunun çözümünün ise komşularla ticari ilişkileri daha da geliştirmek ve ihracat pazarlarını çeşitlendirmekten geçt
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-25 13:00:14
GTO'nun Ağustos ayı toplantısı, Meclis Başkanı Zeki Yağcı'nın başkanlığında meclis üyelerinin yanı sıra meslek komite üyelerinin de katılımı ile yapıldı. Meclis toplantısında gündemdeki konuları ve ekonomik gelişmeleri değerlendiren GTO Başkanı Mehmet Aslan, dünyada şu anda AB üyesi ülkelerde gittikçe derinleşen devlet borçları krizi ve ABD'nin kredi notunun düşürülmesiyle başlayan süreçte dünya borsalarında tehlike çanlarının çaldığını ifade etti.
Başkan Aslan, AB Üyesi ülkelerde yaşanan krizin Yunanistan, Portekiz, İrlanda ile sınırlı kalmayarak, diğer AB ülkelerine sıçraması halinde AB'nin bunun altından kalkamayacağı bir krizin içerisine girebileceğini savundu. Aslan, ABD'nin kredi notunun düşürülmesiyle hisse senedi piyasalarında hız kazanan değer kayıpları ve küresel risk algısının hızla artmasıyla küresel krizin tekrar gündeme geldiğini, AB üyesi ülkelerinin borç krizi ve borç krizinin önümüzdeki dönemde daha sert hissedileceği yönünde endişeler bulunduğuna dikkat çekti.
Başkan Aslan, "AB'de kriz tehlikesi var. AB krize düşmese bile AB'nin büyümesi son derece sınırlı kalacak. AB'nin büyümesinin sınırlı kalması demek, Türkiye için dış talepte azalma demektir. O halde Türkiye'deki piyasaların çok fazla etkilenmemesi için 'eğer dış talep azalıyorsa, biz de iç talebi canlandırmalıyız. Bunun yanı sıra komşularla ticari ilişkileri daha da geliştirilecek politikalar geliştirilmeli. Yine mevcut ihracat pazarlarını çeşitlendirmeliyiz" diye konuştu.
KÜRESEL ŞOKUN ETKİLERİ SINIRLI ÖLÇÜDE HİSSEDİLİYOR
ABD ekonomisinde durgunluk tehlikesinin artması ve Avro bölgesi borç krizinin büyük ülkelere yayılması yönündeki endişelerin son aylarda küresel risk algısını arttırdığına da dikkat çeken GTO Yönetim Kurulu Başkanı Aslan yaptığı değerlendirmede daha sonra şu görüşlere yer verdi: "Küresel piyasalarda durgunluk endişeleri devam ederken, Avro bölgesi bankacılık sektörüne yönelik kaygıların da tavan yapması nedeniyle son iki hafta piyasalarda sert hareketler yaşanmasına neden oldu. Piyasaların kalıcı bir toparlanma eğilimine girebilmesi için Avro bölgesi ülkelerinin öncelikle bu sorunu ve oluşabilecek kayıpları tam olarak tanımlamasının ardından ya yeni düzenlemelerle ya da yeni desteklerle sektöre güvence vermesi gerekiyor. Özetle burada çözüm; Avro bölgesi ülkelerinin bankacılık sektörüne karşı oluşan bu güven erozyonunu aşmasında saklı. Bu sorun yeni bir güven bunalımına yol açacak olursa finansal piyasaların kalbi konumundaki bankacılık sektörü işleyemez hale gelebilir. Bu durum reel sektör de dahil diğer tüm ekonomik birimlerin de çökmesine neden olabilir. Ülkemiz ekonomisinde küresel şokun etkileri henüz sınırlı ölçüde hissediliyor. Açıklanan veriler Temmuz ayından itibaren ekonomik büyümede intizamlı bir yavaşlamaya işaret ediyor. Beklenti anketleri yılın ikinci yarısında hane halkının tüketim harcamalarının ve şirketlerin yatırımlarının hızla yavaşlayacağını gösteriyor. Avrupa ve Amerika ekonomilerini vurmasından korkulan durgunluk ülkemiz için henüz düşük ihtimalli bir risk. Küresel büyüme üzerindeki risklerin arttığını gören ve enflasyon üzerindeki baskının geçici olacağına inanan Merkez Bankası faizleri düşürerek ve piyasalara likidite vererek ekonomide oluşabilecek durgunluk riskine karşı önlem almaya çalışıyor. Merkez Bankasının para politikasındaki miktarsal sıkılaşmadan vazgeçmesi kısa vadede kur üzerindeki baskının devam etmesine neden olabilir."
TÜRKİYE BU KÜRESEL KRİZDEN BAŞARIYLA ÇIKABİLİR
Başkan Aslan, buna rağmen uygulanan politikanın Türkiye ekonomisi için doğru olduğuna inandıklarını ve küresel büyümenin zayıf, likiditenin yüksek, faizlerin düşük olduğu mevcut küresel konjonktürde Türkiye gibi iç talebe ve dış kaynağa dayalı büyüyen ülkelerin göreceli olarak daha iyi performans göstermesinin beklendiğini dile getirdi.
Aslan sözlerini şöyle tamamladı: "Küresel likiditenin bol ve faiz oranlarının düşük olması Türkiye'nin büyümek için ihtiyaç duyduğu dış tasarruflara düşük bir maliyetle ulaşmasını sağlayacak. Küresel büyümedeki yavaşlamaya paralel emtia fiyatlarındaki düşüş ekonomi yönetimine cari açığı azaltma da ve enflasyonla mücadele etmesinde yardımcı olacak. Ekonomi yönetiminin bu süreci iyi yönetmesi durumunda Türkiye mevcut küresel konjonktürü bir fırsata çevirebilir. Ülkemiz ABD ve AB'de yaşananlara yüzde 11'lik yüksek bir büyüme hızı yaşarken yakalandı. Hatta 'fazla büyüdük, küçülelim' diyerek daraltıcı tedbirler alınmaya başlamıştı ki bu kriz yaşandı. Dolayısıyla Türkiye bu küresel krizden başarıyla çıkabilir. Bu krizi fırsata çevirmek için kısa vadeli para girişini uzun vadeye dönüştürmek için teşvik tedbirleri bir an önce açıklanmalı ve küresel yatırımcılara güvence vermeli. Ekonomi ısındı gerekçesiyle alınan ekonomiyi soğutucu tedbirler acilen gözden geçirilmeli. İç talebi daraltıcı önlemler hemen kaldırılmalı ve bu küresel kriz Türkiye için bir fırsata dönüştürülmeli."
SON VİDEO HABER
Haber Ara