Somali başta, Afrika Boynuzu’ndaki açlık, aslında küresel felaketin başlangıç noktasını oluşturuyor. Yılbaşından bu yana dünya gıda fiyatları ortalama yüzde 33 arttı. Mısır yüzde 84, şeker yüzde 62, buğday yüzde 55 pahalandı. Bu süreç, tam 80 ülkenin yakın gelecekte Somali olabileceğinin alarmını veriyor.
Eğer, Afrika’nın kuzey ülkelerinde 2008 yılında patlak veren “gıda fiyatlarını protesto gösterilerinin” gerçek anlamını kavrayabilseydik, bugün yaşanmakta olan açlık bağlantılı krize erken önlem alma şansını yakalayabilirdik. O yıl gösterilerin düzenlendiği Fas, Tunus, Libya, Mısır gibi ülkelerin 2011’de devrimlerile sarsılması bir tesadüf olarak kabul edilebilir mi? Tabii ki hayır!.. Çünkü, açlık tehdidi artık, belli bir coğrafya ile sınırlı bir kavram değildir, insanlığın geleceğindeki büyük çatışmaların ve devrimlerin habercisidir.
Dünya Bankası’nın son raporu çok açık: Gıda fiyatları, mevsim değişiklikleri, tsunami, deprem felaketleri, kuraklık ve terör olaylarıyla bağlantılı olarak fakir ülkelerin kaldıramayacağı boyutta artıyor. Dünyanın 80 gelişmekte olan ülkesi, kendine yeterli gıda maddesi üretemiyor, ihtiyaçlarını küresel pazardan sağlamak zorunda. Bu insanların gıda faturası yüzde elli arttı, buna karşılık gelirleri, yaşanılan küresel ekonomik kriz nedeniyle geriledi...
Daha fazla söze gerek var mı?
Dünya Tarım Örgütü’nün (FAO) ekonomist uzmanı Abdülrıza Abbasyan: “Gelirleri düşen fakir ülkelerin pahalı gıda ithali zorunda kalmaları açlık tehlikesini küresel riske dönüştürdü. Artık sadece kuraklık afetinin yaşandığı bölgede değil, dünyanın herhangi bir yerinde bu sorunla karşılaşabiliriz.”
Yukarıdaki cümlenin tercümesi şudur: Meksika’dan Bangladeş’e, Pakistan’dan Zimbabve’ye, Mısır’dan Kenya veya Tanzanya’ya kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada açlık, insanlığın kapısını sadece ekonomik nedenlerden çalabilir. Açlık için mutlaka Somali tarzı koşullar olmak zorunda değildir ve çok yakın da insanlık üretim sürecinin tüketime yeterli olmadığı bölgelerde bu sorunla karşılaşacaktır.
Sovyetler Birliği’nde 1980’li yıllarda yaşanılan tarım üretimi düşüşünün koskoca bir sistemi ortadan kaldırdığı hatırlanmalı... Günümüzde yaşanılacak bir ekonomi bağlantılı açlık dalgasının dünya siyasetinde ne tür sonuçlar doğuracağını da anlamak mümkün...
Bunu, Arap Baharı olarak adlandırdığımız gelişmede görüyoruz. Arap dünyasının en fakir kesimi karışırken, parası olan emirlik ve krallıkların sakinliğini neden koruduğunu anlamamız mümkün. Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Suriye, Irak ve Ürdün’ün vatandaşları, az gelir-pahalı gıda denklemine sıkışmış durumdalar. Petrol zengini Arap rejimleri ise bu sorunu vatandaşlarına yaptıkları destekler ile dengeleyebiliyorlar.
Arap diktatörlüklerini sarsan Arap Baharı’nın bir anda, İsrail Yazı’na dönüşmesini çok iyi anlamamız gerekiyor. İsrail’de sokakları dolduran milyonlar, geleceklerine duydukları endişeyi dile getirdiler. Aslında İsrailli bir aile reisinin kaygılarıyla Mısırlı’nınkinin aynı olduğunu gösterdiler.
Yaşanılan ekonomik kriz beraberinde “küresel fakirleşmeyi” getiriyor.
Buna karşılık dünya gıda fiyatları sistemli olarak tırmanıyor veya “tırmandırılıyor.”
Bu gelişmenin devamının, gelişmekte olan ülkelerde daha derin sosyal ve siyasal çatışmaların yaşanması olduğunu herkes görüyor.
Amerikan ve Avrupa ekonomilerinde yaşanılan kilitlenme ise, belli ki kapitalizmin yeni savaşlara ihtiyacı olduğunu işaret ediyor. George W. Bush döneminden bu yana askerileşmiş ekonomiye sahip Amerika’nın küresel çatışma macerasının tırmanacağı bir döneme giriyoruz.
Ekonomik krizini aşamayan kapitalizmin Afganistan, Irak ve Libya maceralarından sonra Suriye ve İran çatışmalarına yönelmesi kaçınılmaz gibi... Küresel sistemin savaş talebi her geçen gün artıyor ve yeni hedefler giderek netleşiyor. Türkiye’nin bu noktada bölgesine dönük askeri müdahale planlarına “dur” demesi Anadolu topraklarının istikrar ve bütünlüğü açısından hayati önem taşıyor.
PKK’nın perde arkasındaki destekçileri için yeni komplo teorileri yazacak değilim. Ama “çatışma” bu topraklarda bir şekilde zorlanıyor. Kapitalizmin yeni küresel savaşının hedefi olan bir coğrafyada hepimizin çok dikkatli olması gereken bir dönemden geçiyoruz.
Açlık ve ateş riski artık küreseldir!..
*Star