Kültür Bakanlığı'nın adını kullanarak kitap satan firma, vatandaşı mağdur ediyor
Kapıdan satışlarda, yetkililerin uyarmasına rağmen mağduriyetler her geçen gün artarak devam ediyor. Kapıdan satışlarda daha önce birçok tanınmış firma, dernek ve şahısların isimleri kullanılırken, son olarak Kültür Bakanlığı'nın adı da kullanılmaya
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-21 09:25:30
Kapıdan satış yapan firma görevlileri, ''Kültür Bakanlığından arıyoruz, çocuğunuzun gelişimi için anne, baba ve çocuk üçlü olarak görüşmek istiyoruz, ben çocuğunuzun rehber öğretmeniyim' diyerek eve kendilerini davet ettiriyorlar. Her randevu aldıkları eve 06 plakalı bir araçla gelen satıcılar, Ankara'dan gelmiş havası oluşturuyorlar. Gelmeden önce de yine aileyi arayıp, 'Kültür Bakanlığı'ndan size gönderdiğimiz personelimize iyi davranın, en güzel elbiselerinizi giyin, onlar geldiğinde evde sizin ailenizden başka kimse olmasın' gibi tembihlerde de bulunarak yaptıkları işe daha da inandırıcılık katıyorlar.
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde ikamet eden Mehmet Coşkun'un evi de merkezi Ankara'da bulunan bu firma elemanları tarafından aranıp aynı metotla randevu alınıp satış yapılmış. Mehmet Coşkun'un evini arayan firma görevlisi eşi Şefaat Coşkun'a, 'Kültür Bakanlığı'ndan arıyorum. Ben oğlunuzun rehber öğretmeniyim, Türkiye'de 120 kişilik bir liste oluşturduk. Çocuğunuzun gelişimi için evinizde sizlerle görüşmek istiyoruz' demiş. Şefaat Coşkun'u ikna eden iki kişi, eve gelerek yaklaşık 2 saat evde Mehmet Coşkun ve ailesi ile görüşmüşler. Aileyi ikna eden firma görevlileri 2 bin 990 TL'lik Üniversite seti satışı yapmışlar. Görevliler, kendi hazırladıkları 'Kapıdan Satış Sözleşmesi' matbu evrakını Mehmet Coşkuna imzalatıp gitmişler. Görevliler 2 ay içerisinde kitapları çocuğunun beğenmemesi durumunda geri alacaklarını, bu süre zarfında kitaplarda çizik oluşmamasını bile tembih etmişler. Olaydan bir gün sonra sözleşmeyi inceleyen aile satış tarihine 15 Nisan 2011 yazıldığını fark etmişler. Kendilerine 03 Mayıs 2011 tarihinde gelindiğini belirten evin hanımı Şefaat Coşkun, 'Hemen firmayı aradık, firma bizi Ankara'ya yönlendirdi. Ankara, satışı İstanbul yapmış, oranın ilgilenmesi gerekir diyerek arada bize mekik dokuttular. En sonunda Ankara'dan bir kişi sözleşme tarihi 15 Nisan görünüyor, itiraz etmek için geç kalmışsınız diyerek bizi salladı.' açıklamasını yaptı. Mehmet Coşkun, 'Kapıdan Satış Sözleşmesi'ni sadece imzaladığını başka hiçbir ayrıntıya dikkat etmediğini belirtti.
DOLANDIRILAN BİR BAŞKA AİLE
Çorlu'da aynı dönemde aynı teknikle aranan bir başka kişi de Mehmet Küçüksolak. Aynı kişiler bu aileyi de arayıp aynı şekilde 2 bin 990 TL'lik satış yapmışlar. Tarihi ise yine 15 Nisan olarak 'Kapıdan Satış Sözleşmesi'ne yazmışlar. Mehmet Küçüksolak, 'Bu kitaplarla çocuğunuzu dershaneye göndermenize bile gerek yok diyerek beni etki altına aldılar. Ben kaç defa almak istemedim ama dalgınlığıma gelip imzaladım. Ben imzayı attıktan sonra 5 dakika içinde müsaade isteyip evden ayrıldılar. Sözleşmede yazan hiçbir şeyi o anda okuyamadım. Sadece imza attım. Tarihi 15 Nisan 2011 yazdıkları için de yasal süre olan iade hakkımı kullanamadım. Bunun için hukuk mücadelesi başlatacağım.' dedi.
Çorlu'dan Fevzi Köse isimli vatandaşı da arayan aynı kişiler, randevu isterler. Fevzi Köse ise başına gelen olayı şöyle anlattı: 'Aynı kişiler beni de aradı, randevu verdim. İki saat sonra ise aklıma bunun farklı bir olay olabileceği geldi. Tekrar arayıp kesinlikle gelmemelerini istedim. Ben evlendikten 13 yıl sonra çocuğum oldu. Onun için her şeyi yaparım ama bunlardan şüphelendim randevuyu iptal ettim.' dedi.
FİRMANIN AVUKATI: KONU YARGIYA TAŞINDI
Firmanın avukatı Yunus Karakoyunlu ise 'Müvekkilim olan şirket 30 yıldır ülke genelinde 200'den fazla acentesiyle kitap vb ürünlerin satış ve pazarlanması işi ile iştigal etmektedir. Müvekkilim şirketin, aleyhine yapılan asılsız iddiaları kesinlikle kabul etmiyoruz. Kanun gereği tüketici kendi adını soyadını sözleşme tarihini el yazısı ile yazıp imzalamaktadır. Sözleşmenin bir nüshası da tüketiciye teslim edilmektedir. Somut olayımızda da acente ile tüketici arasında yazılı bir sözleşme yapılmıştır, ortada yazılı bir sözleşme varken, hiç bir belgeye dayanmaksızın atılı iddialarla şirketimiz zan altında bırakılamaz. Kaldı ki konu yargıya taşınmış olup, hukuki çerçevede sorunun çözüleceğinden hiç bir endişemiz bulunmamaktadır.' yazılı açıklamasını yaptı.
KANUN NEYİ GEREKTİRİYOR?
Kapıdan Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları'nda yapılan bazı değişiklikler ile kapıdan yapılan satışlarda 7 gün içerisinde itiraz yapılmasına ilişkin tüketiciden el yazısı alınması zorunluluğu getiriliyor. Satıcı veya sağlayıcı, sözleşmeyi tüketicinin imzalamasını ve sözleşme tarihini tüketicinin kendi el yazısı ile yazmasını sağlamak zorunda. Kapıdan Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6/g maddesine göre, satıcı "cayma bildirimi" kendisine ulaştığı andan itibaren, 20 gün içerisinde, malı geri almakla yükümlü oluyor.
Kapıdan satış sözleşmelerinde, satılan mal veya hizmetin nitelik ve niceliğine ilişkin açıklayıcı bilgilerin yer alması, tüketicinin, hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk üstlenmeksizin ve hiçbir gerekçe göstermeksizin teslim aldığı veya sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 7 gün içerisinde 'malı veya hizmeti reddederek sözleşmeden cayma hakkının var olduğunu ve cayma bildiriminin satıcı/sağlayıcıya ulaşması tarihinden itibaren malı geri almayı taahhüt ederiz' ibaresinin yazılması gerekiyor. Yine bu satış türünde, satıcı veya sağlayıcı, sözleşmeyi tüketicinin imzalamasını ve sözleşme tarihini tüketicinin kendi el yazısı ile yazmasını sağlamak zorunluluğu getiriliyor.
Haber Ara