Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Avustralya'daki diyalog iftarı toplumun farklı kesimlerini bir araya getirdi

Avustralya'da faaliyet gösteren Bluestar Kültürlerarası Diyalog Merkezi'nin geleneksel iftar yemeği, başkent Canberra'da farklı kesimleri bir araya getirdi. National Press Club'da gerçekleşen iftara, çok sayıda ülke büyükelçisi, siyaset, sanat, iş dü

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-21 13:19:53

Avustralya'daki diyalog iftarı toplumun farklı kesimlerini bir araya getirdi
Avustralya'da faaliyet gösteren Bluestar Kültürlerarası Diyalog Merkezi'nin geleneksel iftar yemeği, başkent Canberra'da farklı kesimleri bir araya getirdi. National Press Club'da gerçekleşen iftara, çok sayıda ülke büyükelçisi, siyaset, sanat, iş dünyası, polis teşkilatı, basın-yayın kuruluşu temsilcileri, akademik çevrelerden ve değişik inanç grubunu temsil eden davetliler katıldı.

Geceye, Bluestar Kültürlerarası Diyalog Merkezi, Avustralya Federal Başbakanlık Sekreteri Senatör Kate Lundy ile Liberal Parti Kabine Sekreteri Senatör Gary Humphries ev sahipliğini yaptı.

Gelibolu Camii Din Görevlisi Bilal Aksoy'un okuduğu ezan ve Kur'an-ı Kerim'den sonra açılış konuşmasını yapan Bluestar Genel Koordinatörü Abdul Celil Gelim, programın diğer iki ev sahibi Senatör Kate Lundy ve Senatör Gary Humphries'e teşekkür etti. Ramazan ayında iftar gibi önemli bir gecede bir araya geldiklerine işaret eden Gelim, Ramazan ayının birlikte yaşama sanatını öğrettiğini belirtti. Farklı kesimlerden insanların bir araya gelmesinin Avustralya çokkültürlülüğüne ciddi katkı sağladığını belirten Gelim, "İftar programları, bizlerin İslam dini ile ilgili bilgileri edinmemize katkı sağlıyor. Ramazan ayında Müslümanlar zekat vererek birbirlerinin yardımına koştukları gibi Viktorya'daki yangında ve Queensland'daki sel felaketinde de Avustralya toplumunun yardımına koştu." dedi.

İftar gecesine katılan Türkiye'nin Canberra Büyükelçisi Oğuz Özge, Ramazan nedeniyle böyle farklı ve seçkin bir toplumu başkentte bir araya getiren Bluestar Kültürlerarası Diyalog Merkezi'ne teşekkür etti. Büyükelçi Özge, barış ve huzur toplumu için diyalogun vazgeçilmez bir unsur olduğunu kaydetti. Barış ve diyalogun toplumda hakim olmaması durumunda, askeri rejimlerin kaçınılmaz olacağına dikkati çekerek, "Toplumda bu iki sihirli konu olan barış ve diyalogu hakim kılmazsak, askeri rejimlere davetiye çıkarmış oluruz. Diyalog ve barış atmosferi içerisinde hoşgörünün bütün toplum katmanlarına indirgenmesinin olmazsa olmaz unsur olduğunu düşünüyorum." dedi.

AVUSTRALYALI BAKAN, GÜLEN'İN SÖZLERİ İLE MÜKEMMEL İNSANI ANLATTI

Canberra'nın Avustralya'da çokkültürlülüğün en zengin yaşandığı federal başkent olduğuna dikkati çeken Avustralyalı Bakan Joy Burch, değişik toplumların renkli bir sosyal uyum oluşturduğu şehirde bakanlık olarak ellerinden gelen katkıyı sağlayacaklarını söyledi. Avustralyalı Bakan ayrıca iftardaki konuşmasında Fethullah Gülen'in bir yazısından alıntı yaptı. Gülen'in "Hak'tan bir lâhza gafil olma! İnsanlar içinde insanlardan bir insan ol." sözlerini okuyan Burch, bu ifadelerin mükemmel insanı tarif etmek için önemli ve enfes bir tespit olduğuna dikkati çekti.

Liberal Parti Parlamento Sekreteri Senatör Gary Humphries de yaptığı konuşmada, geceye öncülük eden Bluestar Diyalog Merkezi'ne teşekkür etti. Senatör Humphries konuşmasında Müslüman toplumunda misafirperverlik, hayatın ayrılmaz bir parçası olduğunu bir kez daha bu gecede müşahede ettiklerini vurguladı. Seçkin bir toplumun katıldığı gecede, değişik inanç ve düşünceye sahip insanların bir arada yaşayabileceğini ve bir masa etrafında hoşgörü içinde yemek yiyebileceğini gösterdiğini söyledi. Senatör Humphries, "Farklı kültürlerin bir arada olması Avustralya çokkültürlülüğüne ciddi manada zenginlik kazandırıyor." dedi.
Başbakanlık Sekreteri Senatör Kate Lundy, de gecede dünyada en değerli varlığın insan olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Dünya üzerinde yaratılanın en değerlisi olan insan, sevgi ve saygı çerçevesinde en azından birbirleri ile iletişim kurup, bir barış toplumu oluşturması için çalışmalıdır. Özellikle Avustralya gibi bir ülkede yaşayan herkes, ciddi bir ahenk, uyum ve karşılıklı anlayış içinde bir araya gelebilmelidir. Bazı şeyler çok değerlidir, ancak bu değerler karşılıklı anlayış içersinde yaşayan toplumlarda daha önem kazanır."

Monash Üniversitesi Asya ve Türkiye Uzmanı Profesör Greg Barton ise yaptığı konuşmada özellikle Avrupa'daki teröre dikkat çekti. Profesör Barton, konuşmasında dünyanın ve özelliklede Avrupa'nın bugünlerde terör hadiseleriyle ciddi manada sarsıldığına dikkati çekerek, "Konunun uzmanı olarak, şunun altını çizmek istiyorum; terör belasının ne dini ve ne de milleti var. Kur'an-ı Kerim 'Bir masumu öldürmek bütün insanlığı öldürmek demektir.' diyor. Onun için terörü dinle veya inançla bağdaştırmak doğru değildir." dedi.

BAŞKENT CANBERRA'DA TÜRK OKULU OLMAMASI EKSİKLİK
Prof. Dr. Greg Barton konuşmasının devamında, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin "Müslüman terörist olamaz, terörist de Müslüman olamaz' sözünü hatırlatarak, bu konudaki duruşuna ve dünya barışına yaptığı katkıya dikkat çekti. Greg Barton şöyle konuştu. "Bugün burada bizi bir araya getiren ve Bluestar Diyalog Merkezi çalışanlarını canlı tutan, azim ve kararlılıkla işlerini takip ettiren bir mimar ve düşünür olmalıdır. O düşünür Fethullah Gülen'dir. Anadolu topraklarında dindarların cami yapma yarışına girdikleri bir ortamda, Gülen Anadolu esnafıyla ciddi bir eğitim seferberliği başlatarak, camiye gidecek insanları yetiştiriyor. Orta Asya'nın dağılmasıyla beraber eğitim sevdalılarına oraları tavsiye etmiş, tavsiye üzerine tavsiyelerini vazife telakki eden gönül erleri oralarda eğitim müesseseleri açmışlar. Gülen'in eğitim anlayışında fen ilimleri ile dini ilimler bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Fen olmadan din, din olmadan fen anlaşılmaz. Daha sonrasında eğitim sevdalıları bununla kalmayarak ve Gülen'in tavsiyesine uyarak dünyanın dört bir yayına okullar açtılar. Bu kurumlar, evrensel değerlere dayalı ve herkese kapısını açan müesseselerdir. Eğitim gönüllüleri, Avustralya'da bu okullardan her eyalette açtılar. Bu okullardan şu anda başkent Cenberra'da olmaması bir eksikliktir. Bu kurumları tanıdıkça sizlerin okulların açılması için talepte bulunacağınızı düşünüyorum." dedi.

"AVRUPA FARKLI KÜLTÜRLERE YANLIŞ YAKLAŞIMIN DİYETİNİ BUGÜN İNGİLTERE VE NORVEÇ'TE ÖDÜYOR"

Hıristiyanlık ve Kültür Merkezinin Genel Başkanı Prof. Dr. James Haire'ye ise yaptığı konuşmada, diyalog ve hoşgörüye dikkat çekti. Konuşmasını ana başlığını "Kalbin zümrüt tepelerinde iki gül: Hoşgörü ve Diyalog" olarak belirlediğini belirten Prof. Dr. Haire, "Bu önemli iki gül, bugün toplumun ekmek ve su gibi ihtiyaç duyduğu iki ayrılmaz değerdir. Her ne kadar tolerans deyince batı toplumu yanlış manalar türetseler de Fethullah Gülen, toleransa 5 ayrı mana yüklemiştir. Onun için toplumun Gülen'in anlayışına bugün çok ihtiyacı vardır. Gülen, hoşgörüyü aktif kutlama manasında kullanmış ve herkesi kendi değerleriyle kabul etmek gerektiğini ifade etmiştir. Batı toplumu ve kültürü bugün çok büyük bir problemle iç içedir ve karanlık bir noktaya doğru gitmektedir. Demokrasinin manası yitirilmeye başlanmıştır. Ekonominin çökmeye başlamasıyla beraber kendilerine güveni de kaybetmeye başladılar. Bu da bana göre iki reaksiyonu beraberinde getirdi. Birincisi; yoğun güvenlik zafiyeti devreye girince beraberinde kendine güven de zayıflamış oldu. İkinci reaksiyon birincisinden daha kötü. Başkalarına karşı hoşgörüsüz ve tahammülsüz olmaları." dedi.

Avrupa'nın bu yanlış yaklaşımının diyetini bugün İngiltere ve Norveç'te ağır bir şekilde ödediğine dikkat çeken Prof. Dr. Haire konuşmasını şöyle sürdürdü. "Bugünlerde en ağır örneğini İngiltere ve Norveç'te yaşıyoruz. Bütün kültürler, yaşama ihtiyacı hissediyor. Başkalarının batının kültürüne ihtiyaç duyduğu gibi, batınında başka kültürlere ihtiyacı var."

Programın sonunda, Bluestar Kültürlerarası Diyalog Merkezi tarafından medya, eğitim, kamu hizmeti, gençlik, Müslüman toplumuna hizmet, dinlerarası diyalog, Avustralya toplumuna hizmet ve akademik alanda olmak üzere toplam sekiz kategoride ödül, sahiplerine verildi. İftar gecesi, Avustralya Sufi Müzik Gurubu'nun bir birinden güzel seslendirdiği parçalarla sona erdi.

GECEDEN KISA GÖRÜŞLER...

ACT Polis Şefi Sayın Roman Quaedvlieg: "Bütün hayatımda öğrendiğim İslami bilginin bir o kadarını bu gecede, 20 dakikalık zaman diliminde konuşmacı Mehmet Özalp'tan öğrenmiş bulunuyorum. Aynı zamanda İslami bilgilerle ilgili kurs almaktayım. İkinci olarak, bütün polislerin aşırı uçlara karşı tedbir almada ciddi bilgiye ihtiyaçları var. Özellikle de İslam hakkında."

Avustralya National Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr Mandy Thomas: "Toplumun önemli katmanlarını nezih bir ortamda bir araya getiren Bluestar'ı tebrik ediyorum. Üniversiteler olarak toplumun değişik katmalarını bir araya getirerek sosyal alanda birbirine yardımcı olmaları amacıyla araştırmalar yapmasına zemin hazırlıyoruz."

Avustralya İnsan hakları Komisyonu Onursal Başkanı Catherine Branson: "Avustralya ilk kuruluş aşamasında bile Müslüman'ıyla, Aborjin'iyle ve diğer toplum üyeleriyle birlikte var olan bir ülke. Batı sisteminde olmadan önce, bizim ülkemiz çokkültürlü bir ülkeydi."

ACT Yeşiller Lideri ve ACT Parlemanto Başkanı Sayın Shane Rattenbury: "Meclis olarak farklı toplumların varlığını zenginliğimiz olarak kabul etmeliyiz. Toplum problemi insanla tanıdı, yine insanla çözecek. Bunun için ortak akılla çalışıp toplumun her kesimine hizmet götürmeliyiz."

Ana Muhalefet Lider Başkan Yardımcısı Brendan Smyth: "Katolik bir aileden geliyorum. Çocuğum ise Müslüman bir ailenin oğlunu sevip nişanlandı. Dün böyle bir olay Katolik ailede kabul edilemez davranıştı. Birbirimizi tanımak için birlikte oturmak zorundayız."

Haber Ara