Suriye'de Arap kurtarma girişimi
Suriye'deki siyasi krizin Arap ülkelerini ve Arap resmi sistemini benzeri görülmemiş bir zihin karışıklığı içine koyduğu şüphesiz.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-18 08:50:25
Suriye'de rejim, güvenlik güçleri ve ordusu ile bu rejimi reddeden göstericiler arasında yaşananlara yönelik zahiri sessizlik, sineye çekilmiş bir çığlığa daha yakın. Gözle görülen sessizlik, sessizlik değil çözümsüz derecede birbiriyle çatışan zıt tutumlar ve çıkar hesaplarıdır.
Fakat bu sessizlik, arka planında ne olursa olsun Suriye'yi ve geleceğini bölgesel ve uluslararası çevrelerin hesap ve çıkarlarının rehini kılıyor. Zira uluslararası çevreler ve özellikle de ABD ve AB, Suriye kriziyle etkileşim içine girerek Libya deneyimindeki hatalarından dersler almak istiyorlar.
Askerî müdahale, düzeyi ve şekli ne olursa olsun Libya'daki çözümsüzlükleri ve ABD'deki ekonomik mali krizin sonuçları ışığında uzak görülüyor. Bu yüzden istediklerini siyaset, medya ve ekonomik baskılarla elde etmeye çalışıyorlar. Fakat tepki sınırlı kalıyor. Bu da Suriye'deki rejime kendi tercihlerini dayatması yönünde önemli işaretler veriyor.
Bölgesel çevreler ise güçlü kartlarla açık oynuyorlar. Bu kartların etkinlik düzeyi ülkeden ülkeye değişiyor. Görünen o ki, bu krizin yönetiminde en önemli etkenler İran ve Türkiye olacak.
İran ve Türkiye'nin Suriye kriziyle etkileşimlerini yönetme şekillerinin okunması ve analizi, Suriye'nin geleceğinin bu iki seçenek arasında olacağı mesajı veriyor. Suriye ya geçmiştekinden daha fazla İran'a dönecek ya da Türkiye'ye. O vakit Ortadoğu'daki bölgesel güç dengesi haritasında ve keza koalisyonlar ve çekişmeler haritasında oldukça önemli gelişmeler yaşanacak.
Fakat ortada zayıf görünmesine rağmen üçüncü bir ihtimal daha var. Suriye krizinin İran-Türkiye anlaşmasıyla çözülmesi. Bu çözümün temelinde Beşşar Esed rejiminin Türkiye razı edecek yeni denkleme yani reform ve iç anlaşma denklemi doğrultusunda iktidarda kalması düşüncesi yer almaktadır. Türkiye tutumlarıyla muhalefete daha yakınken İran, rejimi desteklemektedir. Bu durum, Arapların yeni Suriye denkleminin dışında kalması demek.
Şu iki etkenin gölgesinde Araplar, bu rejimin yönetiminin dışında kalacaktır. İlki Arap dünyasındaki yeni gelişmelerin ve özellikle de devrimlerin içeriğini yansıtan yeni Arap sisteminin ortaya çıkmaması. İkincisi Suriye krizine yönelik halihazırdaki zihin karışıklığının sürmesi ve bu krize karşı ilkeleri belli açık bir Arap tutumunun belirmemesi.
Körfez İşbirliği Konseyi'nin donukluğu veya sessizliği kıran son Suriye tutumunun bir Arap tutumuna evrilmesi halinde ve halihazırdaki sessizlik duvarını ve acizlik halini kıracak ciddi Arap girişimi ve arabuluculuğu şeklinde geliştirilmesi durumunda bu zihin karışıklığı bir iyileşme yaşayabilir. Körfez bildirisi, bir ülkenin iç işlerine müdahale edilmemesi kuralına çokça bağlı, güvenlik şartlarının kötüleşmesi, şiddet eylemlerinin ve aşırı güç kullanımının artmasına yönelik endişe ve üzüntüyü ifade etmekle yetiniyor.
Yani Körfez bildirisi, Suriye krizinde dış müdahaleyi ve rejimin düşürülmesini desteklemiyor, aksine reform ve istikrardan yana. Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabi'nin Arap arabuluculuğu için açıkladığı şartlar da Körfez tutumuyla uyumlu. Bu şartlara göre Arap arabuluculuğu birincisi Suriye'nin bağımsızlığı ve birliğine bağlı kalıp dış müdahaleyi reddetmeli. İkincisi Suriye halkının sadece reform değil, siyasi, ekonomik ve sosyal köklü değişim talebine bağlı kalmalı.
Arzulanan bu Arap tutumunun alternatifi Arap ülkelerinin tutumlarında daha fazla bölünmeye ve kutuplaşmaya götürecek Arap zihin karışıklığının artmasıdır. Bu da nihayetinde Arap sisteminde daha fazla dağılma ve iç bölünmeye yol açacaktır. Çünkü Suriye'deki başarısızlık, Arap ülkelerinin bölünmesine, birlik ve bağımsızlıklarının tehdit edilmesine önderlik edecektir.
Irak'ın yeni tutumu, bu tehlikenin bazı işaretlerini gözler önüne seriyor. İran'ın desteklediği ve ABD'nin karşı çıkmadığı Irak-Suriye birlikteliği Suriye krizi etrafındaki Arap bölünmüşlüğü ve kutuplaşmasını dayanılmaz kılıyor. Böyle bir gelişme, bu krizi bölgesel ve uluslararası koalisyon ve rollerin yeniden bölünmesinin ekseni kılabilir. Arap Birliği Suriye'yi ve ondan da önce Arap sistemini kurtarmak için etkin Arap girişimini sunmakta acele etmezse Araplar da bu kriz etrafında bölünecek.
Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi El Haliç 16 Ağustos 2011
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara