BİLSAM: Türkiye global sorumluluk üstlenme eşiğinde
Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Gezer, Türkiye'nin küresel sorumluluklar üstlenme eşiğinde bulunduğunu, tüm kurum ve kuruluşların günübirlik hesaplarla değil vizyon belirleyerek adım atmaları
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-16 11:58:51
Prof. Dr. İbrahim Gezer, BİLSAM tarafından düzenlenen iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, 6 yıldan bu yana bir grup akademisyen olarak bilim, sanat, eğitim ve kültür adına içinde yaşadıkları topluma bir şeyler katmak amacıyla yola çıktıklarını söyledi.
Sivil toplumlaşma ile sosyo ekonomik gelişme arasında paralellik olduğunu düşündüklerini anlatan Prof. Dr. Gezer, "Dünya üzerindeki tüm ülkeleri sivil toplum örgütlülüğü açısından değerlendirmeye tabi tutulduğunda Türkiye'de bunun yüzde 10 düzeyinde olduğunu görmekteyiz. Malatya'da bu yüzde 5'tir. Sadece okulda eğitilmiş çocuk eğitilmemiş çocuktur. Gençler bu tür sivil toplum örgütlerinde muhabbet kültürünü almıyorlar da geleceğe tam manasıyla hazırlanamamışlardır. Günümüzde belirli bir makama sahip olan kişilerin geçmişleri incelendiğinde bir cemiyet hayatına mensupluğunu görürüz." dedi.
Küresel çapta yaşanan olaylara bakıldığında dengelerde değişmeler görüldüğünü belirten Gezer, Türkiye'nin bölgesel ve global anlamda yeni sorumluklar alma eşiğinde bulunduğunu ifade etti.
"TÜRKİYE İÇİN YENİ İNİSİYATİF ALANLARI OLUŞUYOR"
Prof. Dr. Gezer, şöyle devam etti: "Dünya yeni kırılmaların, yeni kaosların, yeni güç merkezlerinin oluştuğu bir dönemden geçiyor. Özellikle başta olmak üzere ülkemiz için yeni inisiyatif alanları oluşuyor. Artık bundan sonra hiçbir kurumun günübirlik hesaplarla sadece kendisini düşünerek çalışmalar yapacağı günler geride kalmıştır. Sadece yerel değil, daha derinlikli, vizyoner, küresel boyutlarda çözüm sunan politikalar üretilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Türkiye tarihte de olduğu gibi bölgesel ve küresel bazı sorumluklar üstlenmenin eşiğinde duruyor. Bu bazı küresel güçlerin dayattığı sorumluluk değil, medeniyet algımızın, insan anlayışımız ile mazlumun yanında zalimin karşısında olma geleneğimizin getirdiği bir sorumluluktur. Her ne kadar zaman zaman içe kapama çalışmalarına rağmen, bu ülke insanı ayağındaki prangaları çıkararak her zaman ezilenin yanında olmuştur."
Dünyaya bakıldığında, Türkiye'nin en fazla sosyal proje geliştirilen, mazlum ülkelere en fazla yardım yapan ülke olduğunun görüleceğini kaydeden Gezer, "Günümüzde Afrika için de aynısını görüyoruz. Gerçekleştirilen sosyal projelerle dünyaya hayır ihraç eden bir ülke konumuna gelmiştir." diye konuştu.
"TÜRKİYE SORUNLARINI ÇÖZEBİLİRSE KALI GELİŞME SÜRECİNE GİRER"
Türkiye'nin ülke içindeki bazı sorunları çözerek kalıcı gelişim süreci yakalayabileceğini anlatan Prof. Gezer, "Türkiye asıl bu sorunları çözerse daha kalıcı bir gelişme sürecine girecektir. Elde edilen kazanımlara rağmen işsizlik sorunu tam manasıyla çözülmüş görünmüyor. Her gün bir ananın yüreğine kor düşüren Kürt sorununda gelinen mesafe tatmin edici olmadı. Yıllardır yan yana yaşanan Sünni ile Alevi vatandaşlarımız arasında sağlıklı sürdürülebilir kardeşlik atmosferi tesis edilebilmiş değildir." ifadelerini kullandı.
"Yıllardır dindar insanlarımızın mağduriyeti ile sonuçlanan camı-kışla arasındaki gerilim hala sona ermiş değildir." diyen Gezer, "Bunların aşılarak Anadolu'nun dünyanın her tarafından insanların gelebildiği, ticaret yapabildiği, eğitim alabildiği, diktatörlerden kaçan mazlumların sığınabildiği ve tüm bunların insanı eksen alan bir anayasa koruma altına alındığı özgürlükler diyarına, bir barış adasına dönüşmesini arzuluyoruz. Bu konuda tüm sivil toplum örgütlerine, Türkiye'nin gelişmesini isteyen herkese görev düşmektedir." şeklinde konuştu.
İftar yemeğine Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır, AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik ile akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileri de katıldı.
Haber Ara