Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

"Türkiye'de diyabet artık bir hastalık"

Yakın akrabalarınızda diyabet öyküsü varsa, hareketsiz yaşam tarzına sahipseniz, 40 yaşın üzerinde ve fazla kiloluysanız siz de diyabet açısından risk altındasınız.
    Kars İl Sağlık Müdürü Dr. Fahri Sevinç, dünyada 180 milyo

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-10 07:40:25

Yakın akrabalarınızda diyabet öyküsü varsa, hareketsiz yaşam tarzına sahipseniz, 40 yaşın üzerinde ve fazla kiloluysanız siz de diyabet açısından risk altındasınız.
    Kars İl Sağlık Müdürü Dr. Fahri Sevinç, dünyada 180 milyondan fazla insanın diyabetli olduğunu ve ülkede görülme sıklığı giderek artan bir hastalık haline geldiğini söyledi. Dr. Sevinç, "Diyabet yaşam kalitesini ciddi anlamda olumsuz etkileyen ve daha da önemlisi ciddi organ kayıplarına neden olan kronik bir hastalıktır." dedi.

    "HASTALIKLA MÜCADELE ETMENİN İLK YOLU ONU TANIMAK"
    Sağlık gündeminde eskiden bulaşıcı hastalıklar ön sıralardayken, bugün kronik hastalıkların artış gösterdiğini kaydeden Kars İl Sağlık Müdürü Dr. Sevinç, şunları söyledi:
    "Geçmişle günümüzü mukayese ettiğimizde; yaşam koşullarının değiştiğini, zorlu hayat koşuşturması nedeniyle stres faktörünün arttığını, daha hareketsiz bir yaşam tarzının yaygınlaştığını hatta beslenme alışkanlıklarının dahi farklılaştığını rahatlıkla görebiliriz. Tüm bu değişkenler de maalesef kronik hastalıkları tetiklemekte ve buna bağlı olarak hastalığa yakalananların sayısı ve ölüm oranını artırmaktadır."
    Bulaşıcı olmayan hastalıkların ve etkilerinin azaltılması amacıyla Sağlık Bakanlığı'nın önemli çalışmalara imza attığını bildiren Kars İl Sağlık Müdürü, "Bakanlığımız diyabet de dahil olmak üzere bulaşıcı olmayan pek çok hastalığın yükünü kontrol altına almak, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek amacıyla son derece başarılı çalışmalar yürütüyor ve bunu büyük bir hassasiyetle sürdürüyor. Gerçekten de bir hastalıkla mücadele etmenin ilk yolu onu çok iyi tanımaktan, neler yapacağını çok iyi bilmekten ve diyabetle yaşamayı öğrenmekten geçiyor. Biz de bu anlamda farkındalık yaratarak vatandaşlarımızın daha bilinçli olmasını sağlamaya çalışıyoruz." diye konuştu.

    "DİYABETTE; BESLENME, EGZERSİZ, TIBBİ TEDAVİ BİR BÜTÜNDÜR."
    Aşırı susama ve su içme, sık sık idrara çıkma, bulanık görme, cilt enfeksiyonları, iyileşmeyen yaralar ya da halsizlik gibi şikayetlerden bir ya da birkaçı mevcutsa mutlaka ilgili hekime başvurulması gerektiğini vurgulayan Dr. Fahri Sevinç, belirtilerin kesinlikle göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlattı. Diyabetli bireylerin yaşam kalitelerini yükseltmek için 4 temel faktörün varlığından bahseden Dr. Sevinç, şöyle konuştu:
    "Kuşkusuz ki beslenme, sağlıkla ilgili her alanda olduğu gibi diyabet konusunda da büyük öneme sahip. Öncelikle diyabetli hastaların 3 ana, 3 ara öğün olmak üzere, hekim, hasta ve diyetisyenin birlikte belirleyeceği diyet listesine uyarak beslenmeleri şart. Çünkü yemeklerin miktarından, cinsinden daha önemli nokta tüketildiği zamandır. Bunun haricinde öğünlerde besin çeşitliliğini sağlamak, posa tüketimini artırmak, ekmek ve diğer tahılları yeterli miktarda tüketmek, şeker ve tuz tüketimini azaltmak suretiyle şekerin ani şekilde düşmesi ya da yükselmesi önlenebilir. Tabii ki diyabette ideal vücut ağırlığını korumak, alkol ve sigaradan uzak durmak da hayati önem taşıyor.
    Beslenme konusunun haricinde diğer önemli bir konu da, düzenli fiziksel aktivite. Haftanın en az 3 günü yapılan egzersiz ve dengeli beslenme, diyabetin ortaya çıkmasının engellenmesinde, geciktirilmesinde büyük rol oynuyor. Tüm bunların haricinde tıbbi tedavi ve eğitim diyabetli bireylerin yaşam kalitesini artırmak için büyük önem taşıyor. Fakat diyetine uymayan diyabetli bir hastanın yalnızca ilaçlarına güvenerek şekerinin düzenleneceğini düşünmesi doğru değil. Unutulmamalıdır ki, beslenme, egzersiz, tıbbi tedavi bir bütün olarak çalışır."

Haber Ara