Mısır'ın Tahrir'inden İsrail'in Rothschild'ine
İsrail'in başkenti Tel Aviv'de, yaklaşık bir ay öncesine kadar, bebekli annelerin, bisikletleriyle tur atanların, gezintiye çıkanların mekanı olan, bugün ise hayat pahalılığını protesto edenlerin kalesi durumuna dönüşen, kentin prestijli caddelerinden Rothschild'de çadırkent yaşamı tüm canlılığıyla devam ediyor.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-10 11:45:32
Kimilerinin Mısır'daki halk ayaklanmasından hareketle "İsrail'in Tahrir Meydanı" diye adlandırdığı 1,5-2 kilometrelik cadde, yaşlısından gencine, siyahisinden beyazına, laiklerinden dindarlarına, 600'den fazla çadırla, 2 binden fazla kişiye ev sahipliği yapıyor.
Çadırlar oldukça düzenli bir şekilde yerleştirilmiş ve ortak yaşamın gerektirdiği birçok şey mevcut. Meyve, sebze, hatta baharatın dizildiği, bir köşede yemek veya salata hazırlayanların bulunduğu geniş bir çadır mutfak dikkat çekiyor. Çadır mutfakın hemen berisinde ise ortaya çıkan bulaşık ortaklaşa yıkanıyor.
İlk yardım çadırında ise İnsan Hakları İçin Doktorlar Örgütünden bir kadın doktor, muhtemelen sıcaktan isilik olmuş bir genç kızı tedavi etmekle meşgul.
Bir kenarda da portatif tuvaletler, yüzlerce insanın ihtiyaçlarına cevap vermek üzere kurulmuş.
Çadırlar arasında yer yer oturma odası düzenine göre kurulmuş koltuklar, yerlerde hasır veya naylon kilimler serili. Bazen bir gönüllü ortalığı temizliyor, bazen de belediye temizlikçileri rutin hizmetlerini sürdürüyor. Gündüzün aşırı sıcağı ve Tel Aviv'in yüksek nemli ortamında çadırlarda bulunanların kimi kitap okuyor, kimi gitar çalıyor.
Protestoculara destek vermek için Tel Aviv'in dışından gelenlerin sayısı epeyce kabarık. Hahamlar da protestocuları yalnız bırakmıyor.
Tel Aviv ile Kudüs arasındaki yeni yerleşimlerden Modiin'in yanı başındaki bir kasabadan gelen Haham Yehuda Yaşarim, evli ve 4 çocuklu olduğunu söylüyor. Hayat pahalılığından "durum gerçekten kötü" sözleriyle yakınan Yaşarim, Modiin'de bile konut fiyatlarının çok farklı olmadığını söylüyor.
Evi olup olmadığı sorusuna gülerek karşılık veren Haham, 5 bin 500 Şekel (yaklaşık 2 bin 700 TL) kira verdiklerini ve iki işte birden çalışmasına rağmen, tek başına kirayı karşılayamadığını belirtiyor ve ekliyor:
"Allah'tan karım da çalışıyor ve hemşire... Benden daha fazla kazanıyor ve hayatımızı idame ettiriyoruz."
Çadırlarda, Tel Aviv'in gündüz sıcağına göre nispeten serin akşamları biraz daha renkli. Müzik grupları gönüllü ufak konserler düzenliyor, gece geç saatlere kadar süren ortak sohbetlerin konusu da yine hayat pahalılığı ve protestolar.
Sabahları çadırında uyananlar kalkıp işlerine gidiyor, akşamları tekrar çadır evlerinin yolunu tutuyor.
NETANYAHU'YU MASAYA OTURTTULAR
Son üç haftadır İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetinin ekonomi politikasına karşı dev gösterilere imza atan çadır hareketi liderlerinin, son Cumartesi protestosunda ülke çapında 300 binden fazla kişiyi harekete geçirmesi, bir anlamda siyasi parti ve grupların yapamadığını başarmasıyla sadece ülke çapında değil, tüm dünyada ilgi odağı haline geldi.
Netanyahu'nun başta popülist bir hareket diye tanımladığı protestoların her kent ve kasabada artarak ülkenin şimdiye kadar görmediği bir boyuta ulaşması, İsrail Başbakanını çadır hareketinin temsilcileriyle aynı masaya oturmaya zorluyor.
Protesto hareketine katılan İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Ulusal Öğrenci Birliği, doktorlar, emekliler, taksiciler ve diğer kesimlerin temsilcileri, sosyoekonomik değişiklik ve sosyal adalet talepleriyle ilgili uzun bir listeyi hükümete takdim etme imkanını buldu.
Protestocuların listesi, özellikle Tel Aviv ve Kudüs gibi kentlerden başlayarak, gerek kiralama, gerekse satın almalarda konut alanındaki yüksek fiyatlar ile gıda, petrol ve elektrik harcamalarının düşürülmesi, vergilendirmede indirime gidilmesi, bedava eğitim ve sağlık sisteminde değişikliğe kadar pek çok sektöre uzanıyor.
Büyük kentlerde konutların çok pahalı olması, buralarda çalışanları zor durumda bırakıyor. Özellikle ABD ve Fransa gibi ülkelerde yaşayan zengin Yahudilerin bu kentlerdeki konutlara yüksek paralar ödedikleri halde yılda sadece bir ay kullanmaları, fiyat artışında önemli bir etken olarak görülüyor.
Tel Aviv ve Kudüs'te sadece iki odadan oluşan küçük apartman dairelerinin fiyatı bu nedenle 500 bin doları bulabiliyor. Kiralar ise bir odalı evler için 1000 doların, iki odalılar için 2000 doların üzerine çıkıyor. Ortalama aylık gelir ise yaklaşık 2 bin 500 dolar dolayında (8 bin 900 Şekel).
İsrail Merkez Bankası, protestocuların taleplerini, konut, yaşam maliyeti, vergiler ve kamu hizmetleri olmak üzere dört ana başlığa indirirken, Maliye Bakanlığı, bu taleplerin maliyetini yaklaşık 60 milyar şekel dolayında olduğunu hesaplıyor.
VERGİLER NEREYE GİDİYOR?
Güvenlik açısından ortamın önceki yıllara göre nispeten daha iyi olduğu, 7 milyonu biraz aşan nüfusa sahip İsrail'de vatandaşlar, bugün alınan yüksek vergilerin nereye gittiğinin hesabını soruyor.
Protesto hareketi liderlerinden İdo Aari, evli değil ve ailesinin yardımıyla geçindiğini söylüyor. Aari, son protestoda yarım milyon İsrailli'nin sokaklara döküldüğünü hatırlatarak, bunun hemen ertesinde elektrik fiyatlarındaki artışın, vergilerde indirime gidilerek yüzde 20'den yüzde 12'ye çekildiğini hatırlattı.
"Hükümet bize hiçbir şey vermiyor. Bizim bütün paramızı alıyor, ama biz paranın nereye gittiğini bilmiyoruz" diyen Aari, gösterilerin güç kaybetmeyeceğini umuyor.
Aari, "Eylül başında öğrenciler okullara, anneler evlerine gidecek. Burada kalanlar ise gerçek savaşçılar olacak. Ondan sonra ülkede gerçekte ne kadar savaşçı olduğunu da görürüz" diye konuştu.
İsrail hükümeti, protestocuların taleplerini değerlendirmek üzere akademisyenler ve bürokratlardan oluşan bir komisyon kurarken, İsrail parlamentosu da tatiline geçici ara vererek, olağanüstü bir oturumla ülkede giderek genişleyen sosyal protestoları görüşecek.
Vergilerin nereye gittiği sorusunun kısmen cevabı ise ülkedeki yüksek güvenlik harcamaları.
Aşdod'dan protestoculara destek için gelen eski Sovyetler Birliği göçmeni, 48 yaşındaki Akiva, "Biz, komşularımızla bu bölgede güvenlik ve barış içinde yaşamak istiyoruz. Savunma bütçesi çok yüksek. Bütçenin ele aldığı öncelikleri değiştirip, halkın daha iyi bir yaşam sürmesini sağlayabiliriz. Bunun için hükümetin kararlılığı ve kararı gerekiyor. Bütün gösterilerin ardından ve halkın da desteğiyle bunun olabileceğini sanıyorum. Öyle olmasını umarım" dedi.
BARAK: "BİZ FİNLANDİYA DEĞİLİZ"
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ise protestolara destek verdiğini söylemekle birlikte, "Biz İsviçre'de ya da Finlandiya'da yaşamıyoruz" diyerek, savunma bütçesinden kesinti yapılmasına karşı çıktı.
Barak, İsrail'i çevreleyen Mısır, Suriye, Tunus ve Bahreyn gibi ülkelerdeki gelişmelere dikkati çekerek, "Hatta İran'dan söz bile etmiyorum" dedi.
İsrail Savunma Bakanı, dindarlar ve İsrailli Araplar dahil toplumdaki her kesimin sorunun değil, çözümün bir parçası olması gerektiğini söyledi.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara