Dolar

34,8810

Euro

36,6999

Altın

3.008,29

Bist

10.058,63

Din dersi yasası için İslam kuruluşlarına manevi baskı

Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyletinde Müslümanlara için farklı bir formülle din dersi çalışmaları endişe uyandırıyor. KRV hükümeti ile yapılan görüşmelere DİTİB adına katılan Diyalog Sorumlusu Rafet Öztürk'ün kendilerine söylendiğini ifade

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-10 07:48:33

Din dersi yasası için İslam kuruluşlarına manevi baskı
Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyletinde Müslümanlara için farklı bir formülle din dersi çalışmaları endişe uyandırıyor. KRV hükümeti ile yapılan görüşmelere DİTİB adına katılan Diyalog Sorumlusu Rafet Öztürk'ün kendilerine söylendiğini ifade ettiği "Yeni yasal düzenlemeye evet demezseniz biz de çıkıp kamuoyuna, sizin din dersi vermeye hazır olmadığınızı, masadan kaçtığınızı söyleriz." sözleri akıllara 'İslami kuruluşlara psikolojik baskı mı yapıldı?' sorusunu getiriyor

Almanya'da sayıları 700 bini geçen Müslüman öğrencilerin yaklaşık yarısının, yani 320 bininin yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinde İslam din dersleri için geri sayım sürüyor. Dersler için şubat ayında İslami organizasyonlarla anlaşma sağlayan ve bu konuda Almanya'da öncü rolü üstlenmeye aday olan KRV'nin Sosyal Demokratlar (SPD)/Yeşiller koalisyon hükümetinin, Hıristiyan Demokratlar'ın (CDU) da desteğiyle Müslümanlar için ayrı bir yasal düzenleme ve uygulama şekli geliştirmeye çalışması ise endişeyle karşılanıyor.

İslami teşkilatların başından beri ayrı bir yasal düzenleyemeye karşı çıkmasına ve mevcut Okul Yasası'nı yeterli görmesine rağmen Yeşiller-SPD ve CDU'nun hazırladığı yasa tasarısı KRV Meclis komisyonlarında görüşülmeye başlandı.

Tasarının Müslümanlar tarafından en fazla eleştirilen noktaları ise Anayasa'nın 7. maddesinin 3. bendinin inanç grupları, yani resmen tanınarak tüzel kişilik kazanmış dini cemaatlere verdiği din dersi müfredat ve öğretmenlerinin belirlenmesi yetkisini, oluşturulacak bir danışma kuruluna (Beirat) devrediyor olması. Ayrıca " geçici çözüm" diye nitelenmesine rağmen yasanın ucunun açık olması ve İslami teşkilatların anayasal anlamda dini cemaat olmadıklarını belirtiyor olması kuşkuyla karşılanıyor.

"MASADAN KAÇTIĞINIZI SÖYLERİZ" TEHDİDİ
KRV Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmelere Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) adına katılan DİTİB Diyalog Sorumlusu Rafet Öztürk, hazırlanan yasa tasarısından duyduğu endişeyi, "İslam din dersleri konusunda yasamadaki ayrımcılığı görmemek mümkün değil" sözleriyle ifade etti.

DİTİB'i daha da endişelendiren husus ise; görüşmeler sürecinde kendilerine, yeni bir yasaya evet dememeleri durumunda, "Biz de çıkıp kamuoyuna sizin bu eyalette İslam din dersleri uygulamaya hazır olmadığınızı, masadan kaçtığınızı söyleriz." ifadeleri oldu.

Rafet Öztürk, görüşmelerle ilgili şu ifadeleri kullandı: "Açıkçası burada yaratılan bir muğlaklık ve onu gerekçe göstererek farklı açılımlara ve uygulamalara yönelme söz konusu. Sanırım bu noktada hükümetler kadar bu konularla ilgilenen bürokratların kanaati ve yaklaşımı da önemli oluyor, hükümetleri veya siyaseti yönlendirebiliyorlar. Bütün bunların dışında, hükümetin yeni bir düzenleme yapma hususunda hukuken bizlerin rızasını alma zorunluluğu olmasa da, siyaset yapıcılarının, doğrudan konunun muhatabı olan bir kitlenin temsilcilerini, mantık, toplumsal huzur, siyasi teamül ve nezaket gereği dikkate almak zorunda olduklarını düşünüyoruz. Bize, 'yeni yasal düzenleme yapılmasına evet demezseniz, biz de çıkıp kamuoyuna" sizin bu eyalette İslam din dersleri uygulamaya hazır olmadığınızı, masadan kaçtığınızı söyleriz' dediler."

Öztürk, anlaşmayı imzalamak için hiç bir yerden direkt baskı görmediklerini söylese de, "Hükümet tarafının; kamuoyuna, dersler için hazır olmadığınızı, masadan kaçtığınızı söyleriz" denildiğini aktarması akıllara, "KRV hükümeti yasa tasarısı için İslami kuruluşlara psikolojik, manevi baskı mı yaptı?" sorusunu getirdi.

Nitekim, yasa tasarısıyla ilgili tartışmaları başlatan KRM bünyesindeki diğer kurum Almanya İslam Konseyi (Islamrat) Başkanı Ali Kızılkaya da UETD'deki konferansında, "30 yıldır çocuklarımızı düşünmeyen devlet birden çocuklarımızı düşünmeye başladı ve bize, 'Bir 30 yıl daha mı bekleyeceksiniz. Bu çocukların bu derse ihtiyacı var. Bunu kabul etmezseniz, dersler için 30 yıl daha beklemek zorunda kalabilirsiniz' dedi. Gerçekten de dini hakkında hiç bir bilgi edinmeden hayata atılan çok sayıda gencimiz var." demişti.
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara