Brixton'dan 30 yıl sonra
Üç gündür gençlerin Lewisham'da polisle çatışması ve Hackney'de işyerlerine saldırmasıyla İngiltere'nin ve özellikle de Londra'nın 1981'deki Brixton ve Toxteth ayaklanmalarından beri en ciddi ve en yıkıcı şehir şiddetine sahne olduğu açık.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-10 07:44:53
30 yıl sonra önceki travmatik olaylarla benzerlikler çok güçlü: Ayaklanmalar bir kraliyet düğünü ve ekonomik darboğaz arka planında, aynı yerlerde hatta aynı caddelerde, aynı kalıpları tekrarlayarak -giysi ve televizyonların yağmalanması- ve aynı kamuoyu tepkisini ve siyasi tepkiyi alarak gerçekleşiyor. Ancak bazı şeyler ise farklı.
Bunlardan biri son 24 saattir çok tartışılan teknolojinin rolü. 1981'de gizli organizatörlerin taklitçi ayaklanmaları harekete geçirdiğine dair çok fazla spekülasyon vardı. Bu iddiaların neredeyse tümünün 285 Londralının vurularak öldürüldüğü 1780'deki Gordon ayaklanmalarının arkasında Fransız gizli ajanlarının olduğu veya 19. yüzyıl kırsal saman yangınlarının yabancılar tarafından kasten çıkarıldığı kadar mesnetsiz olduğu kanıtlandı.
Bu sefer sosyal ağların ve BlackBerry Messenger'ın ayaklanmaların bazılarını koordine etmede kullanıldığına dair kanıtlar yok değil. Böyle bir durumun olmaması şaşırtıcı olurdu. Ancak ayaklanmaları sadece bu şekilde adlandırmak ve böyle bırakmak tehlikeli. Ayaklanmalara göz yumulmamalı ve bunlar romantize edilmemeli.
Olaylar bir komplo teorisinden daha fazlasını göstermekte. Deneyim bize ayaklanmalara bile seçilmiş ve açıklanabilir bir davranış gibi muamele etmek gerektiğini göstermekte, bu, şimdiki gibi tartışmasız bir şekilde yanlış olsa da.
1981 ve 2011 arasında önemli bir farklılık daha var. 30 yıl önce, Lord Scarman raporunda Brixton ayaklanmalarının aslında siyah gençliğin polise karşı öfke ve hıncının bir patlaması olduğunu belirtmişti. Bu yargının kanıtları ise eziciydi.
30 yıl önce Londra polisi endişe ve öfke yaratan tekrarlanan provokasyonlar yapmıştı. O dönemin polisliği ilkel ve genellikle ırkçı klişelere dayanan, stratejik ve bireysel suiistimallerde hesap verebilirlikten uzak, fazla saldırgan ve zorbaydı.
Son ayaklanmaların kötü polislik ve kötü insanlarla hiçbir ilişkisi olmadığını söylemek vurdumduymazlık olur. Mark Duggan'ın Tottenham'da vurulması, bu olayı protesto edenlere karşı verilen resmi tepki ve olayların perde arkası nihai karar verilmeden önce detaylı bir şekilde araştırılmalı.
Ayrıca, polisin silah kullanması her zaman ölümcül suiistimal riski taşır. Ancak şu da açık ki Scarman'den sonra Londra'da polislik ve siyah komünitelerle ilgili konularda çok fazla değişiklik yaşandı ve bunların neredeyse tümü iyi yönde. Polis, eğitim, davranışlar, liderlik, yöntem ve hesap verebilirlik hususlarında niteliksel olarak ilerledi. Aynı zamanda Tottenham sayısız yönden gelişmiş bir bölge.
Bugünün ayaklanmaları tüm bu gelişmeleri geri aldı. Yine de 2011 ayaklanmaları sorunun üstesinden gelmek için 1981'de yapıldığı gibi, mazur gösterilmeden ve meşrulaştırılmadan anlaşılmak zorunda. Ayaklanmalar ayaklanmacıların seçtiği ya da yaşamak zorunda hissettikleri hayatın bir mahsulü.
Ayaklanmalardan bireysel kötülüğü, komplo teorilerini veya hükümet harcamalarına getirilen kesintileri sorumlu tutmak, her ne kadar bunlar görmezden gelinemezse de, bunun gibi karmaşık bir konuda kolay kaçmak olur. Komplo teorisi ve mahrumiyet bu karmaşık ve tatsız hikâyenin bir parçası, aynen şiddet kültü ve tüketimden dışlanmaya karşı duyulan öfke gibi. Yeni bir Scarman bu ayaklanmaları polise karşı duyulan kinin bir patlaması olarak açıklayamazdı. Ama bu ayaklanmalar kinin bir dışavurumu ve çok katmanlı başarısızlığın bir işareti.
The GuardIan 9 Ağustos 2011
Haber Ara