Eseri tercüme eden Doç Dr. Abdülvehhab Öztürk, Beydavî'nin tefsirinin her türlü övgünün üzerinde olduğunu belirterek, kendisinin bu dev esere hizmetinin tercüme çapında olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Öztürk, eserle ilgili şunları kaydetti:
"Günümüzde Arap gramer ve edebiyatına ve tefsir için gerekli ilim dallarına aşina olanların azlığını ve Beydavî tefsirinin şöhretine binaen okumaya çalışanların şevklerini kırmamak için elimizden geleni esirgemediğimizden okuyucularımız emin olabilirler.
Bunu temin etmek için şerhlerine, özellikle Şeyhzade, Konevi ve İbn Temcîd'e satır satır bakarak doğru anlamaya çalıştık. Zamirler veya muğlâk ifadelerle geçiştirdiği yerleri (parantez içerisinde) gösterdik.
Kıraat farklarını doğru okutmak için var gücümüzü sarf ettik. Şahit getirdiği örnek beyitleri tercüme ettiğimiz gibi, bazen ilgili yerleri de Latin harfleriyle gösterdik. Az bir Arapça bilgisi olanın bunların altından kalkması için gayret sarf ettik. Hiçbir kelimeyi atlamamaya, tam tercüme yapmaya özen gösterdik."
Tefsirler içerisinde meşhur olan Kadı Beydavi'nin eserinin, tam metin ve eksiksiz tercüme ile yayınlanmış olmasının, okur dünyası için büyük önem taşıdığına işaret eden Öztürk, "Bu sayede Kur'an-ı Kerim'in bize sunduğu mesajları, daha iyi kavrayabilme ve anlayabilme imkânı sağlanmış olmaktadır" ifadelerini kullandı.
ALİMLERİN ESERLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ
İslam aleminin önemli isimlerinden Ömer Nasuhi Bilmen ve Celalüddin Suyuti'nin görüşleri ise şöyle:
Ömer Nasuhi Bilmen:
Gerçek şudur ki bu tefsir, yazılış itibarı ile külfetten beri, akıcı bir üsluba haiz, müfessirlerin bildirdikleri birçok vecihleri pek muciz (kısa) bir tarzda içine almaktadır. Bir kısım mutasavvifane, hakîmane beyanatı muhtevidir. Defalarca gözden geçirilmiş, fazlalıklar atılmıştır. O nedenle ilim kürsülerinde tedris edilmiştir. Daha da öteye gidilerek padişah meclislerinde seçme âlimler tarafından takrir edilmiş, aynı kalitede dinleyici ulema tarafından heyecanla izlenmiştir. Buna da Osmanlı tarihinde Huzur dersleri denilmiştir.
Celalüddin Suyutî:
Kadı, Keşşaf'ı özetlemiş, pek de güzel muvaffak olmuştur. Kadı, Keşşaf'ın itizal hafaganını (çırpıntılarını) keşfetmiş, bunların izalesini tekeline almış, desise ve cidal mevzularını atmış, mühim şeyler yazmış, ilaveler yapmıştır.
Osmanlı döneminde medreselerde ders kitabı olarak okutulan, padişah huzurunda yapılan 'huzur derslerinde' da kaynak alınan 'Beydavi Tefsiri', daha önce Doç. Dr. Şadi Eren (Selsebil Yayınları) tarafından muhtasar olarak tercüme edilmişti.
Eser, Ramazan ayında Ankara ve İstanbul'da açılan dinî yayınlar fuarlarında da okuyuculara arz edilecek.
İrtibat:
(www.kahramanyayinlari.com)
Ajanslar