Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

De Tijd: Türk ekonomisi çok hızlı büyüyor

2008 ve 2009 yıllarında, diğer ekonomiler gibi Türk ekonomisi de uluslararası krizden etkilendi ancak Türk ekonomisi derhâl kendine geldi. Türkiye İstatistik Enstitüsü, 2011 yılı ilk üç ayı için büyümenin yüzde 11 olduğunu açıkladı. Ancak bu hızlı ritmin muhafaza edilebileceği şüpheli.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-08 15:58:18

De Tijd: Türk ekonomisi çok hızlı büyüyor


* Arjen Van der Ziel  

Türk ekonomisi 2010 yılının ilk üç ayı ile mukayese edildiğinde, bu yılın ilk üç ayında yüzde 11 oranında büyüdü. Dünyada görülen en yüksek oranlardan biri. Ancak bu büyüme risksiz değil.

İstanbul’da Demirören’de bir AVM’de bilgisayarlara bakan öğrenci Saim Karabaş, “Yeni bir dizüstü arıyorum. Biz Türkler tekniğe hayranız.” diyor. Biraz ileride Yavuz Çirkin ile Dilek Yılmaz buzdolaplarına bakıyorlar. Çirkin, “Yakında nişanlanıyoruz. Eşyalarımızı alıyoruz.” diyor. Elindeki listeyi gösteriyor. Listenin en altında 30.000 TL yazılı. 12.000 avrodan fazla. “Ama bunun içine her şey dâhil, gelinlik ve smokin, her şey.”

Bu tür tüketimlerle Türkiye hızlı bir ekonomik büyüme sağlıyor. GSYİH, 2002 ve 2007 yılları arasında ortalama her yıl yüzde 7 oranında büyüdü. 2008 ve 2009 yıllarında, diğer ekonomiler gibi Türk ekonomisi de uluslararası krizden etkilendi ancak Türk ekonomisi derhâl kendine geldi. Geçen yıl GSYİH yüzde 8 oranında arttı. Türkiye İstatistik Enstitüsü, 2011 yılı ilk üç ayı için büyümenin yüzde 11 olduğunu açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Çin ve Arjantin’i geçtik.” diyordu.

Ancak bu hızlı ritmin muhafaza edilebileceği şüpheli. Bu yılki büyümenin yüzde 6 ve belki de yüzde 7-8 oranında olması bekleniyor.

Yunanistan

Bu hızlı büyüme, komşu ülke Yunanistan’ın içinde bulunduğu derin krizle kontrast yaratıyor. Son yıllarda Türk hükûmeti, Atina’ya nazaran daha pragmatik ve daha disiplinli bir politika geliştirdi. Türkler harcamalarını kontrol altına alıp borçlarını GSYİH’nın yüzde 45’ine indirdiler. Devlet şirketleri özelleştirildi ve ekonomi liberalleştirildi. İstanbul Koç Üniversitesinden Ekonomi Profesörü Sumru Altuğ, “Türkiye, diğer gelişmekte olan ülkeler gibi,  daha önceki krizlerden ders aldı. Hükûmet şimdi daha temkinli.” diyor.

Ancak bu, her şeyin toz pembe olduğu anlamına gelmiyor. Zira Türkiye’nin tarihi, ekonomik yükseliş ve düşüşlerle dolu. Türk ihracatının yarısı AB’ye yapılıyor. AB içindeki kriz büyüyecek olursa Türkiye de etkilenebilir. Türkiye Merkez Bankası, ekonominin soğumasını önlemek amacıyla dün faiz oranını yüzde 0,5 oranında düşürdü. Büyümenin en büyük faktörlerinden biri de özellikle ucuz kredilerle yapılan tüketim malları satışları.

Başka bir zorluk da Türkiye’nin ihracattan çok ithalat yapmasından kaynaklanıyor. Bu da ödeme dengesinde büyük bir açığa neden oluyor. Hükûmet, şirketlerden daha az parça ithalatı yapmalarını istedi. Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, otomotiv sektörüne “Kendi motorunuzu kendiniz üretin.” çağrısında bulundu.

Politikacılar, Türklerden fazla borçlanmamalarını istiyor. Ancak insanların bu tavsiyeleri dinleyip dinlemeyecekleri belli değil. Bir AVM’de mağazası bulunan Nihal Ataş, “İnsanların daha az borçlanıp daha az harcayacaklarına inanmıyorum.  Türkiye son yıllarda çok gelişti. Eskiden müşterilerimizin çoğu yüksek tabakadandı, şimdi orta sınıftan gelenler de var, hatta işçiler bile. Müşterilerimizin çoğu harcamayı seviyor.”   

Yunanlar Türklerin Başarısını Kıskanıyor


 Yunanistan, Türkiye’nin ekonomik gelişmesine ve sağlıklı finansal durumuna kıskanarak bakıyor. Yunan Başbakan Papandreu, haziran ayında alınan yeni ekonomik önlemleri savunurken  "Neden biz de komşumuz Türkler gibi yapamayalım?" diyordu. Papandreu, Türkiye’nin bundan 10 yıl önce ekonomik bir kriz yaşadığını hatırlattı: "Türkler, IMF’ye başvurdular, zor dönemler geçirdiler, ekonomilerinde reform yapıp daha dinamik kıldılar."

2001 yılı başarısının temelini oluşturan Türk ekonomist Kemal Derviş, Financial Times gazetesinde yayımlanan bir makalesinde, Yunanlara tavsiyelerde bulundu. Derviş’e göre Yunanistan, yüksek kaliteli turizm, kültürel faaliyetler, sağlık turizmi ve Kuzey Avrupalı yaşlılar için turizm üzerine oynamalı. Yunanlar, yüksek teknoloji üzerinde çalışmalı ve rüzgâr ile güneş enerjisine yönelmeliler.

Derviş, "Mali ayarlamalar konusunda yüzlerce yayın oldu. Ancak ekonomiyi canlandırmak aynı zamanda gelişmeye destek ve yeni iş imkânları sağlamakla mümkün olur." uyarısında bulunuyor: "Yeni iş imkânları sağlanmadıkça, ekonomik önlemler sosyal açıdan hayata geçirilemez."

Türkiye Cumhurbaşkanı Ordunun En Üst Kademelerine Yeni Atamalar Yaptı

Cumhurbaşkanı Gül, ordunun en üst kademelerine yeni atamalar yaptı. Geçen hafta Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanları istifa etmişlerdi. Geçici olarak bu göreve getirilen Necdet Özel, yeni Genelkurmay Başkanı oldu.

İstifa edenler, bazı askerlerin darbe hazırlamalarından şüphelenildiği için tutuklanmalarını protesto etmek istiyorlardı. Üst rütbeli askerler bunun siyasal olduğunu düşünüyorlar. Türk ordusu, kendini İslamcı olmayan, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin koruyucusu olarak görüyor.

Ancak son yıllarda generaller, iktidarda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile mücadelelerinde sık sık yenilgiye uğruyorlar.  Bundan dokuz yıl önce iktidara gelen İslami dinci AKP, devletin büyük kurumlarını eline geçirdi ve şimdi de orduya damgasını vurdu.

Üçüncü kez seçimleri kazanan Erdoğan çok güçlü. Ordunun yeni yöneticileri, en yasal yollarla hiyerarşinin basamaklarını tırmanmış olabilirler ancak onların atanması Erdoğan’ın onayına bağlı.

* De Tijd, Belçika, Çeviri: BYEGM

Haber Ara