Dolar

34,8780

Euro

36,7935

Altın

3.045,45

Bist

10.143,48

Haaretz gazetesinden Türkiye'ye övgü dolu yazı

İsrail'de yayınlanan Haaretz gazetesi, bugün yorum sayfasında Türkiye'ye öven bir yorum yazısına yer verdi. Brooklyn Üniversitesi Tarih Bölümü Yardımcı Doçent Louis Fishman tarafından kaleme alınan makalede, YAŞ toplantısı öncesinde Türk Silahlı Kuvv

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-05 12:37:43

Haaretz gazetesinden Türkiye'ye övgü dolu yazı
İsrail'de yayınlanan Haaretz gazetesi, bugün yorum sayfasında Türkiye'ye öven bir yorum yazısına yer verdi. Brooklyn Üniversitesi Tarih Bölümü Yardımcı Doçent Louis Fishman tarafından kaleme alınan makalede, YAŞ toplantısı öncesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en üst kademesinin ayrılmasıyla birlikte Türkiye'de yaşanan değişim anlatılıyor.

    ORDUNUN DARBE YAPTIĞI GÜNLER GERİDE KALDI
    Makalenin başında yıllardır seküler Türk cumhuriyetinin koruyucusu olan askeri elitinin, Başbakan Erdoğan tarafından mat edildiği belirtiliyor. Makalede "Ordunun siyaseti dikte ettiği, - 1960, 1970 ve 1980'de – darbeler yaptığı ve Başbakan Necmettin Erbakan'ı 1997'de istifaya zorladığı günler geride kaldı" ifadesi kullanılıyor.
    Bugünün Türkiye'sinde ister hükümet isterse muhalefetten olsun çok az sayıda insanın ordunun bu tür müdahalesini desteklediği aktarılırken, "askeri elitin sekülerizmin radikal formunun okulda veya devlet dairelerinde başörtü takmayı tercih eden kadınlara karşı aktif bir ayrımcılık uyguladığı" kaydediliyor.

    KOMUTANLAR SICAK MUTFAKTA DAHA FAZLA KALAMADI
    Erdoğan'ın 2003'ten beri ordunu etkisini tırpanladığını yazan Louis Fisherman, komutanların emekliye ayrıldığı geçen haftanın ise Erdoğan için büyük bir zafer olduğu yorumunda bulunuyor. Eski Genelkurmay Başkanı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvet Komutanları'nın havlu attığını yazan Fisherman, ancak bu hareketlerinin orduyu tamamen sivil idareye tabi hale getirdiğine dikkat çekiyor. Artık Erdoğan'ın da askeri atamalarda son sözü söyleyen kişi olduğu vurgulanıyor. Fisherman, "Basitçe söylemek gerekirse bu üst düzey askerler için mutfak fazla sıcaktı ve dışarıya çıkmayı tercih etmek durumunda kaldılar" ifadesini kullanıyor.
    "Erdoğan için zamanlama daha güzel olamazdı" diyen tarihçi yazar, Erdoğan'ın Haziran'da yüzde 50 gibi bir çoğunlukla yeniden seçildiğini ve şimdi ordu tarafından 1982'de dikte edilen anayasayı değiştirmeye çalıştığını belirtiyor. Yeni anayasanın Türkiye'yi gerçek demokrasi yoluna sokacağını ve en sonunda Kürt sorununa çözüm bulacağını öngören Haaretz yazarı, "Bu sorunu askeri yöntemlerle çözmeye geçen onlarca yıldan sonra Türkiye'nin güneydoğusuna sükûneti sadece siyasi çözümün getireceği çok açık" diye ekliyor.

    AK PARTİNİN DİNİ ZORLAMA YAPMASINA DAHA ÇOK UZUN YOL VAR
    Erdoğan'ın şüphesiz bir şekilde Türkiye'yi en dinamik ekonomiler arasına soktuğunu belirten yazar, "AKP Türkiye'yi daha muhafazakar yapmayı istediğini inkar etmiyor. Ancak muhafazakar bir gündemden devlet destekli bir dini zorlamaya çok uzun bir yol var" ifadelerini kullanıyor. Erdoğan döneminde de daha önce tabu olarak görülen eşcinsellerin haklarından sözde Ermeni soykırımında kadar birçok konunun açıkça tartışılabildiği aktarılıyor.
    Artık askerin idaresinde olmayan, canlı ve demokratik bir Türkiye'nin Arap dünyasına gerçek bir model sunabileceğini belirten Fisherman, "Askeri elitlerin müdahalesinin demokratik sistemlerin ortaya çıkışını zorlaştırmasını Arap dünyasından başka kim daha iyi bilebilir?" diye ekliyor.

    HÜKÜMETLE ORDUNUN ARASI NE ZAMAN BOZULSA, İSRAİL-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ DE BOZULDU
    Türkiye'de ordunun güç kaybetmesinin en büyük kurbanlarından birisinin ise İsrail-Türkiye ilişkileri olduğunu belirten Fisherman, her ne kadar İsrail Türkiye'ye tank ve askeri malzeme satışından faydalanmış olsa da bu dostluğun, 1998'deki depremin ardından halktaki İsrail'e karşı olumlu tutuma rağmen Türk toplumuna hiçbir zaman yansımadığını kaydediyor. Fisherman, "Hükümetle ordu arasındaki ilişkiler bozuldukça İsrail ile Türkiye ilişkileri de bozuldu" değerlendirmesinde bulunuyor.

    TÜRKİYE, İSRAİL'E ÖRNEK OLABİLİR
    Türkiye'nin ayrıca İsrail'e "katı bir ideolojiye sahip bir ülkenin çok kültürlü bir topluma nasıl dönüşeceği" konusunda örnek olabileceğini belirten yazar, Türkiye Atatürkçülüğün radikal formlarından uzaklaşırken İsrail'in ise Siyonizmin radikal yorumlarına tutunmaya çalıştığı yorumunda bulunuyor.
    Yazar, makalesinin sonunda geçtiğimiz haftaki olayların Türkiye'nin, bölgenin ilk ve tek gerçek demokrasisi olma yolunda ilerlediğini gösterdiğini kaydediyor. Bu sıfatın ise geçmişte hem Türkiye hem İsrail için yanlış şekilde kullanıldığını kaydeden Fisherman, komşularıyla kıyaslandığında bu iki ülkenin geçmişte "nispeten demokratik" olduklarını dile getiriyor.
    Bütün bu çalışmaların boşa gitmemesi ve Türkiye'nin daha demokratik ve adil olmasının Erdoğan'ın ellerinde olduğunu kaydeden Fisherman, "Liberal bir Türkiye sadece toplum içindeki marjinal gruplara daha fazla tolerans tanımakla kalmayacak, daha geniş bir alanda Ortadoğu için bir işaret fişeği işlevi görebilecek" diyerek yazısını noktalıyor.

Haber Ara