Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yatağan'daki kül dağının yer altı sularına etkisi araştırıyor

Muğla Üniversitesi (MÜ)'nde, Yatağan Termik Santrali kül dağındaki toryum ve uranyumun topraktaki davranışı ve yer altı sularına geçişi araştırılıyor. Tahliller sonucunda bulunan değerler uluslararası izin verilenlerin altındaysa sular kullanılabilec

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-04 06:33:31

Yatağan'daki kül dağının yer altı sularına etkisi araştırıyor
Muğla Üniversitesi (MÜ)'nde, Yatağan Termik Santrali kül dağındaki toryum ve uranyumun topraktaki davranışı ve yer altı sularına geçişi araştırılıyor. Tahliller sonucunda bulunan değerler uluslararası izin verilenlerin altındaysa sular kullanılabilecek, aksi takdirde temizlenmesi gerekecek.
MÜ Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Asiye Ayçık'ın yürütücülüğündeki iki projeyle termik santralin oluşturduğu kül dağındaki toryum ve uranyumun topraktaki davranışı ve yer altı sularına geçişi araştırılıyor. Ayçık, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu desteğiyle iki bilimsel araştırma projesi yaptıklarını, toryum üzerinde Bülent Kırkan, uranyum üzerinde Gamze Karayel İncili'nin çalıştığını kaydetti. Santralden çıkan uçucu ve uçucu olmayan küllerin biraz ileride depolandığını belirten Prof. Dr. Ayçık, "Bu kül dağındaki uranyum ve toryum, inorganik madde oldukları için yanmıyorlar ve daha zenginleşmiş halde bulunuyorlar. Bunların davranışı nasıldır? Atıldıkları yerde kalırlar mı, yer altına doğru, örneğin yağmur sularıyla hareket ederler mi? Bulundukları ortamlardaki kimyasal özellikleri, çözünürlükleri ve hareketleri nasıldır? Yer altı sularına geçişi nasıldır? İnsan sağlığı açısından zararları nedir? Amacımız, bu gibi sorulara cevap aramak. Bunun için hem deneysel olarak laboratuvarda hem de alan taramalarımızda uranyum ve toryumun hareketliliğini incelemeye çalışıyoruz. Farklı yerlerden alınmış yer altı sularındaki uranyum ve toryum miktarlarını ölçüyoruz, aktivite analizlerini yapıyoruz." dedi.
Asiye Ayçık, Yatağan bölgesinde yaşayan insanların kafalarında birçok soru işareti olduğunun altını çizerek, "Projeyle bu soruları yanıtlamayı düşünüyoruz. Duyarlı bir ölçüm alabilmek amacıyla bölgedeki kuyu ve yer altı sularından çok sayıda örnek aldık. Bulduğumuz sonuçları, Uluslararası Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICRP)'nun içilebilir kullanılabilir sulardaki değerleriyle karşılaştıracağız. Bu örneklerimizde yaptığımız analizler sonucunda bulduğumuz değerler uluslararası izin verilen değerlerin altındaysa Yatağanlılara bu suları rahatlıkla kullanabileceklerini, en azından radyoaktif izotoplar bakımından hiçbir sakıncası olmadığını dile getireceğiz. Tersi durumda, yani uranyum ve toryum miktarları izin verilen değerlerin üzerindeyse bu elementlerin uzaklaştırılması ve suların temizlenmesi gerekiyor. Buun için inorganik adsorban geliştirilmesi çalışmalarımız da devam etmektedir. Projemizin hiçbir yaptırım gücü yoktur. Bu araştırmalar sonucunda elde ettiğimiz verileri, bir rapor halinde gerekli mercilere sunarız." şeklinde konuştu.

Haber Ara