Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

"Avrupalı sağ partiler, oy için ırkçılığı tırmandırdı"

İngiltere'de yayınlanan Emel Dergisi Yayın Yönetmeni Sarah Joseph, Norveç'teki katliamın temelinde son yıllarda Avrupa'da yükselen ırkçılığın yattığını, Avrupa'nın pek çok ülkesinde aşırı ırkçı eğilimlerin giderek arttığını belirterek, "Bunun sorumlu

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-07-25 09:01:52

İngiltere'de yayınlanan Emel Dergisi Yayın Yönetmeni Sarah Joseph, Norveç'teki katliamın temelinde son yıllarda Avrupa'da yükselen ırkçılığın yattığını, Avrupa'nın pek çok ülkesinde aşırı ırkçı eğilimlerin giderek arttığını belirterek, "Bunun sorumlusu merkez sağ partilerdir. Bu kesimlerden oy almak isteyen Avrupalı merkez sağ partileri, ırkçılığın tırmanmasına sebep oldu." dedi.

Dünyanın en huzurlu ülkelerinin başında gelen Norveç önceki gün yaşadığı iki saldırı ile sarsıldı. Önce Başkent Oslo'nun merkezinde Başbakanlık binasının da bulunduğu meydanda meydana gelen patlamada 7 kişi öldü, onlarca kişi de yaralandı. Ülke daha ilk saldırının şokunu atlatmaya çalışırken, ardından bütün dünyayı sarsan ikinci saldırı haberi geldi. Oslo yakınlarındaki kıyıdan 600 metre uzaklıktaki Utoya Adası'nda hükümetteki İşçi Partisi'nin gençlik teşkilatı üyelerinin kampını basan saldırgan 86 kişiyi öldürdü. Olayın ardından başta ABD medyası olmak üzere tüm Batı medyası saldırının sorumlusu olarak İslamcı örgütleri gösterdi. Ancak Norveç polisi Norveçli terör zanlısı Anders Behring Breivik'in aşırı sağcı olduğu ve Müslümanlardan nefret ettiğinin belirlendiğini duyurdu.

Polis, katliamın yapıldığı adada kurbanların cesetlerini aramayı sürdürürken, cuma günü iki yerde düzenlenen bombalı ve silahlı saldırılarda ölenlerin sayısının artmasından endişe ediliyor. Konferans vermek üzere Avustralya'ya gelen Emel Dergisi Yayın Yönetmeni Sarah Joseph, Norveç'teki katliam hakkında görüşlerini paylaştı. İngiltere'de yayınlanan Emel Dergisi Yayın Yönetmeni Joseph, Norveç'teki katliamın temelinde son yıllarda Avrupa'da yükselen ırkçılığın yattığını belirtti. Yaşanan olaydan duyduğu üzüntüyü dile getiren Joseph, önüne geçilmemesi halinde daha büyük katliamların yaşanabileceğine dikkati çekti. Avrupa'da yükselen bir ırkçılık dalgasının hızla yayıldığını ve bundan da son derece endişe duyduğunu belirten Joseph, "Bunun en son örneği Norveç'te gerçekleşen katliamdır." dedi.

Norveç gibi ülkelerde ve Avrupa'nın diğer pek çok ülkesinde aşırı ırkçı eğilimlerin sorumlusu olarak merkez sağ partilerini gören Joseph konuşmasını şöyle sürdürdü, "Bu kesimlerden oy almak isteyen Avrupalı merkez sağ partileri, ırkçılığın tırmanmasana neden olmuştur."

ALMANYA VE FRANSA SOKAKLARINDA DA AYNI TEHLİKE MEVCUT

Geçen yıl Almanya'da bir mahkeme salonunda İslam düşmanı bir Alman tarafından 18 bıçak darbesiyle öldürülen Müslüman kadın Merve El Şerebini'nin ölümüne dikkat çeken Joseph, aynı tehlikeli hareketlerin Fransa'nın sokaklarında da mevcut olduğuna vurgu yaptı. Avrupa'nın gerek ırkçılık gerekse Müslümanlara yönelik duruş ve tavrını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirten Sarah Joseph, özgürlük açısından Fransa sokaklarına dikkat edilmesini istedi. Aslında başkalarına karşı yapılan yanlış duruşların bugün, her türlü ırkçı ve terörist eğilimi tetiklediğini belirtti. Joseph, anlamda Fransa sokaklarının İran'ın sokaklardan hiç bir farkının olmadığına dikkati çekti. Sarah Joseph, "Mesela, İran'da başınızı kapatmak zorundasınız, Fransa'da da başınızı açmak zorundasınız." dedi. Joseph, bu anlamda devletlerin, kendi vatandaşlarının kişisel inanış ve felsefelerini yok sayarak, ideolojilerini dayatmalarının yanlışlığını ifade etti.

"Müslüman olmadan evvel, onları uçakları patlatan, teröristler olarak tanıyordum." diyen Joseph, "İyi bir Hıristiyan'dım ancak, papanın günahsız olduğu, günah işleyemeyecekleri düşüncesinin dayatılması beni yeni arayışlara götürdü. Bunu kabullenemedim." dedi.

"Kendimi yaratıcıya adamak istiyordum. Bu sırada bir Müslüman kadını son derece samimi bir halde namaz kılarken gördüm ve aradığımı buldum." diyen Sarah Joseph, 17 yaşındayken Müslüman olduğunu anlattı. Sarah Joseph'in üzerinde durduğu bir diğer konu da Müslümanların yaşadıkları ortamlardaki farklı din mensuplarıyla katılımcı projelere girme hususundaki çekingenlikleri. Joseph, "Müslümanlar, çevre ile çeşitli toplumsal çalışmalar, gönüllü girişimler yoluyla diğer dinlerin mensuplarıyla ortak, katılımcı çalışmalarda bulunmalılar." dedi. İngiltere'nin en etkili 100 Müslüman'ı arasında gösterilen Joseph, İlim Koleji'nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Avustralya'daki Müslümanların çalışmalarına da değindi. Avustralyalı Müslümanların bu ülkenin bir parçası olduklarını, yaptıkları çalışmalarla göstermeleri gerektiğini vurgulayan Joseph, "Müslümanların, küresel ısınmadan, çevresel çalışmalara kadar her alanda bu ülkeye katkıda bulunacak çalışmalar yapmaları gerekir." dedi.

ÖRTÜNME ASLINDA HER DİNDE VAR

Joseph geçen yıl da Avustralya'ya geldiğini hatırlattı. Joseph, "Geçen yıl Melbourne'da düzenlediğimiz sergideki başörtülerini alan Avustralyalı bayanlar, bunlarla evlerinin duvarlarını süslediler." diye konuştu. Başörtünün, zannedildiği gibi sadece Müslüman bayanlara has bir şey olmadığını vurgulayan Joseph, "1850'lere kadar Batı dünyasında bir kadının başını örtmeden evinden ayrılması normal bir şey değildi. Katolikler, Yahudiler ve diğer pek çok dinde örtünme zaten vardı. Hıristiyanlıktaki bir Meryem Ana figürünün başörtüsüz olması mümkün müdür?" diye sordu.

Önceki gün, Milli Görüş Sareera Gençlik organizasyonuyla Melbourne'daki Federasyon Meydanı'nda bulunan salonda bir konferans veren Sarah Joseph'a yaklaşık bin kişi katıldı. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki Müslüman kadınların kullandıkları farklı tipteki başörtülerinin canlı mankenler tarafından sergilendiği konferans sırasında aralarında Türkiye'nin de bulunduğu birçok Müslüman ülkenin örtünme ve giyim defilesi yapıldı. Konferansa Avustralyalı kadınların da katıldı.

Haber Ara