* Nuh Gönültaş
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin iş görme yeteneğini ve kalabalığını anlatmak için söylenmiş güzel bir söz var.
"Askerde bir yumurtayı beş kişi taşır, onu da yerine götürene kadar kırarlar..."
Bir yumurtayı taşıyabilmek için beş kişiden maksat sayı çokluğunu, kalabalığı, niceliği ifade etmektir.
Oysa herkes bilir ki her yerde ve zamanda nicelik değil, nitelik daha önemlidir.
Nüfus da önemlidir. Sayının da önemli olduğu yerler vardır. Fakat iş görme yeteneğinin sayı ile ilgisi çok zayıftır. Oysa iş görme yeteneğinin nitelik ile ilişkisi yüzde yüzdür.
Nitelik her zaman ve her yerde niceliğin önündedir.
Bir yumurtayı normalde bir kişi taşıyabilecekken, onu beş kişiye taşıtmaya kalkarsanız götürüleceği yere kadar kırılma ihtimali bir kişiye taşıttığınızda kırılma ihtimalinden beş kat daha fazladır!
Ordumuzun niceliği 730 bin ama niteliği konusunda, olup bitenlere bakıldığında, hamaset dışında olumlu bir şeyler söylemek çok zor.
Sayı çok da, iki çocuğu terörist sanıp kısa sürede karanlığa beş yüz mermi sıkan bir yapı söz konusu!
Terörist canı döner çektiğinde dağdan inip şehirde dönerini yiyip tekrar dağa dönüyor ama bizimkiler görmüyor!
Hakkâri'ye, Şırnak'a, şehir merkezlerine on-on beş kilometre mesafelerde terörist kampları var fakat müdahale edilmiyor!
Teröristler günlerce bir bölgeye at, eşek sırtında silah, mühimmat taşıyor, görünüyorlar fakat bizimkiler onları çoban sanıyor, çobanı da terörist!
Yıllardır terörle mücadele var fakat bu yıllar içinde halk ile teröristi ayırma yeteneği kazanılamamış.
Oysa başörtülü ile başörtüsüzü ayırma konusunda çok ciddi yetenekleri var bizim subaylarımızın!
Türkiye son 30 yıldır ciddi bir terör tehdidi altında. Bu yapının irticayla ve hükümetlerle mücadele planı var fakat ciddi bir terörle mücadele planı, programı yok!
Darbe planları var...
İrticayla mücadele planları var...
Hükümetlerle mücadele planları var...
Cemaatle mücadele planları var...
Olmaması gereken "her şey" var fakat olması gereken "şey" yok!
Yüzde 95'i Müslüman bir ülkede uzmanlık alanı irtica ile mücadele olan bir 730 bin kişilik ordu.
470 bin er ve erbaş.
46 bin subay.
100 bin astsubay.
70 bin uzman.
363 general ve amiral.
50 bin sivil memur.
Tek ve büyük uzmanlık alanları irticayla mücadele!
Başörtülü asker analarını yemin törenlerinde kışlaya sokmama, onları tel örgülerin arkasından bakıtma konusunda uzman bir ordu...
Resmi toplantılarda başörtülü birini gördüğünde "ya o ya ben" diye tavır koyma konusunda uzman bir ordu...
Bu durum gurur duyulacak bir şey olsa hep beraber duyarız o gururu değil mi?
Mehmetler'in tohumuna para mı saydılar? Analar doğurup büyütüp gönderiyorlar nasıl olsa.
Bir kısmını subaylara hizmete ayırdıktan sonra geri kalanını 40-50 derecede sürersin araziye, gezdirirsin günlerce. Artık ne zaman teröristle karşılaşırlarsa tesadüfen çatışırlar.
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir.
Bu mudur yani!
Budur!
Maalesef budur!
* Bugün