Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Başbakan Erdoğan, Denktaş çizgisinde mi?

Erdoğan, Kıbrıs'ta Rum yönetimine tavır koyduğunda bazıları 'Denktaş çizgisini benimsedi' değerlendirmesi yaptı. Hatta Rauf Denktaş, 'Erdoğan, çözümsüzlük isteyen tarafın Rumlar olduğunu nihayet anladı' bile dedi. Peki bu iddialar gerçeklerle örtüşüyor mu? İşte Nazlı Ilıcak'ın ince tespitleri:

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-07-23 15:34:47

Başbakan Erdoğan, Denktaş çizgisinde mi?
Nazlı Ilıcak *

Tayyip Erdoğan, Kıbrıs'ta Rum yönetimine tavır koydu ya, baktım bazı köşelerde "Denktaş çizgisini benimsedi" değerlendirmesi yapılıyor. Hatta Rauf Denktaş, "Erdoğan, çözümsüzlük isteyen tarafın Rumlar olduğunu nihayet anladı" bile dedi.

Peki bu iddialar gerçeklerle örtüşüyor mu? Başbakan Tayyip Erdoğan, Denktaş çizgisine mi geldi? Ben şahsen bu düşüncelere katılmıyorum.

Geçmiş olayları bir hatırlayalım:

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs çözüm planını açıklamış, Rum ve Türk temsilcilerini, (Tasos Papadopulos ile Rauf Denktaş'ı) bu planı görüşmek üzere Hollanda'ya Lahey'e davet etmişti. (2003) Türk Hükümeti ve Başbakan Abdullah Gül, Denktaş'ın çözümden yana mesaj vermesini istiyordu. Denktaş, Ankara'ya geldi. Önce, TBMM'de konuşma yaptı; sonra da, Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'la görüştü. Gül'den, "Annan Planı'nı kategorik olarak reddetmeyin" uyarısını almış olmasına rağmen, Lahey'e inince, "Ben buraya Annan'a hayır cevabını vermeye geldim" dedi.

Eğer, Lahey'de bu plana karşı çıkmasaydı, Kıbrıs ve AB arasında katılım anlaşmalarının imzalandığı 16 Nisan 2003'ten önce, Annan Planı adada referanduma sunulacaktı. Rumlar "hayır" deseydi, Türk tarafıyla anlaşmadıkları için, bütün adayı temsilen AB üyeliğine kabul edilmeleri mümkün olmayacaktı. Ve biz Türkiye olarak, bugünkü sıkıntıları yaşamayacaktık. Ama Denktaş, Ankara'nın aksine telkinlerine rağmen, Lahey'de, Annan Planı'na karşı çıktı.

Denktaş'ın niçin böyle davrandığı, bir sene sonra, 2004'te anlaşılacaktı. Başbakan Erdoğan, Ocak 2004'te Kofi Annan ile görüşerek, "Çözümsüzlüğün çözüm olmadığına inanıyoruz" dedi. Yeşil ışığı gören Kofi Annan, 8 Şubat 2004'te, Rum ve Türk heyetlerini New York'a davet etti. New York'ta müzakereler yürürken, Ankara çok hareketliydi. Neler olduğunu, Radikal Genel Yayın Müdürü İsmet Berkan ve Murat Yetkin 29 Ağustos 2004'te yazdılar.

İsmet Berkan: "Bu yılın Ocak ayının sonunda, Kıbrıs konusunda Türkiye Başbakanı çok önemli bir inisiyatif üstlendi; KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, BM Genel Sekreteri ve Rum karşıtıyla görüşmek üzere New York'a gitti. O üçdört günlük süreç, çok kritik ve önemliydi. Acaba tam da o günlerde, Ankara Gölbaşı'ndaki askeri tesislerde bazı gazetecilerle ve politikacılarla yapılan görüşmelerde konuşulanlardan, söylenenlerden Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün haberi oldu mu? New York'ta otel lobisinde 'askerler birazdan bildiri yayınlayacak' diye sevinç çığlıkları atan 'cuntacı profesörün' haber kaynakları kimdi veya kimlerdi? Acaba o dönemde yönetime el koymaktan, 'tarih beni yazar' demekten söz eden komutan hangisiydi ve bu dediklerini neden yapamadı?"

Murat Yetkin: "...Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un, Ankara ve İstanbul'da bazı işadamı, siyasetçi, gazeteci ve köşe yazarlarına verdiği akşam yemeklerinde siyasi projeler ortaya koyduğu biliniyordu. Bu toplantılarda, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün AKP hükümetine gerekli direnişi göstermediği gerekçesiyle eleştirildiği, Özkök'ün kulağına da muhtemelen gidiyordu..."

Daha sonra ele geçirilen Özden Örnek günlüklerinden de anlaşıldı ki, Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, diğer kuvvet komutanlarıyla birlikte Sarıkız darbe planını yapmaktaymış. Darbenin 14 Mart 2004 mahalli seçimlerinden ve 16 Nisan Annan Planı referandumundan önce gerçekleşmesi planlanmaktaymış. Meğer çözümsüzlük, büyük ölçüde komuta kademesinin desteğinden kaynaklanıyormuş.

Görüldüğü gibi Erdoğan, Denktaş'ın çizgisine filan gelmiş değil. Nitekim o tarihte Erdoğan, "evet" oyu çıkması için ağırlığını koymuştu. Türklerin bütün iyi niyetine rağmen, Rum tarafı direnince Türkiye ne yapsın! Referandumda, KKTC'de evet çıkması, çözüm istemeyen tarafın Rumlar olduğunu göstermişti. Rumlar, çözümsüzlük yanlısı olabilir. Ama Denktaş'ın çözümsüzlüğü Türkiye'nin aleyhine işledi.

* Sabah

Haber Ara