Dolar

34,8761

Euro

36,7523

Altın

3.038,06

Bist

10.140,82

Nahda lideri Gannuşi'nin vaatleri gerçek mi?

Tunus, Arap dünyasında en fazla özgürleşmiş ülkelerden biri olduğu için, Gannuşi ‘genel özgürlükleri garanti eden demokratik sivil devlet istediğini ve kesinlikle iktidarı ele geçirmeye çalışmadığını’ tekrarlar oldu.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-07-21 11:59:47

Nahda lideri Gannuşi'nin vaatleri gerçek mi?
Abdurrahman el Raşid *

Tunus’ta İslamcı Nahda Partisi lideri Raşid Gannuşi’nin, birçok konuşmasını önündeki kitleye göre yaptığı malum. Bu yüzden bir Britanya gazetesine kendi partisinin Tunus’ta iktidara gelmesi halinde, içkiye ve kadınların bikini giymesine izin verecek derecede hoşgörülü olacaklarını ifade etme cesareti göstermesi sürpriz olmadı. Kadının saçının görünmesine dahi karşı çıkarken, kamusal alanda kadının bedeninin çıplak kalmasını kabul ederler mi?

Gannuşi’nin böyle özgürlükçü bir açıklamayı Arap basınında yaptığını duymadık. Bu açıklama, Batılılara yönelik siyasi söylemin ötesine geçmeyebilir. Amacıysa, Batı’yı İslamcıların Londra’daki peçeli kadın olgusunun sorumlusu olmadıkları, İran Besiç güçlerinin veya Gazze Haması’nın uygulamalarıyla hiçbir ilişkilerinin olmadığı yönünde rahatlatmak.

Tunus, Arap dünyasında en fazla özgürleşmiş ülkelerden biri olduğu için, Gannuşi ‘genel özgürlükleri garanti eden demokratik sivil devlet istediğini ve kesinlikle iktidarı ele geçirmeye çalışmadığını’ tekrarlar oldu. Şüphecilerse, Nahda Partisi’nin diğer siyasal İslamcılar gibi olduğunu düşünüyor.

Nahda’nın desteği var mı?

Bu dönemde demokrasiye bağlılığından çokça bahseden Gannuşi, Batı demokrasilerinin Arap bölgesinde demokratik değişimin önündeki en büyük engel olduğunu söylüyor. İslam dünyasındaki başarısızlığı, hilafet ve saltanat formatının bitirilmesine bağlıyor. Gannuşi bir yandan siyasi çalışmanın demokratlaşmasından bahsederken, diğer yandan saltanat ve hilafeti, Batı modelinin boğazladığı eşsiz bir model olarak görüyor.

Gannuşi, özgürlük vaatlerinde bikini ve alkole izin verecek kadar gerçekçi olsa dahi bu durum, Nahda’nın da bunu onaylayacağı anlamına gelmez. İslamcı partilerin uygulamalarında muhafazakâr ve siyasi liderlerinin pragmatist olduklarını görüyoruz, ancak Gannuşi’de olduğu gibi Batı’ya yönelik liberal söyleme değil, kitlelerinin kriterine boyun eğiyor.

Nahda’nın gerçekçi liderleri, özgür, eşitlikçi ve modern bir toplum ister mi bilemiyoruz, ancak İran, Sudan, Hamas ve Hizbullah deneyimleri bunun tersini gösteriyor. Bu durum, İslam toplumunun ılımlılık düşüncesini geliştiren İslamcı akımlara ihtiyaç duyduğunu söylemenin önünde engel değil. Fakat Batı’yı rahatlatma amaçlı çifte konuşmalar, iktidar isteyen cemaatlerin içyüzünü ortaya çıkarmayı geciktirir.

Şark ül Evsat gazetesi, Tercüme: Radikal

Haber Ara