Tarık Ali*
İki müttefik arasındaki gerilimlerden dolayı ABD'nin mali desteğini azaltma yoluna gittiğini hatırlatan Ali, Pakistan ve ABD arasındaki anlaşmazlıkların Bin Ladin'in öldürülmesiyle doruk noktasına çıktığını belirtiyor. Ünlü yazar, "ABD Savunma Bakanlığı, Pentagon, kendi savaşlarında savaştırmak için Pakistan ordusunu finanse ettikçe ve NATO birlikleri Afganistan'da kaldıkça, ağız dalaşları, ihanet suçları, sinir krizleri, ev paylaşımında azalmalar, gece görüş gözlüğü oyuncakların alınması, hatta kısa süreli bir ayrılık bile olacaktır. Ancak bir boşanma? Asla" diyor.
Yaklaşık on yıllık Afgan işgalinden beri, ABD-Pakistan ilişkileri üzerine tartışmaları nükleer çevrelerde yaygın olan iki yanıltıcı kurgu yönlendirdi. Kurgulardan birincisi, taraflardan herhangi birinin diğerinin ne yaptığından tamamıyla haberdar oluşu; diğeri ise ikili arasındaki ilişkinin tamamen bozuluyor olmasının an meselesi olmasıdır.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), kendi savaşlarında savaştırmak için Pakistan ordusunu finanse ettikçe ve NATO birlikleri Afganistan'da kaldıkça, ağız dalaşları, ihanet suçları, sinir krizleri, ev paylaşımında azalmalar, gece görüş gözlüğü gibi oyuncakların alınması, hatta kısa süreli bir ayrılık bile olacaktır. Ancak bir boşanma? Asla. Para/silah bağlantısı ABD-Pakistan ilişkilerinin şu anki aşamasında önemli bir yer tutuyor. Buna karşın, Wikileaks'in ortaya koyduğu gibi, evliliğin kurallarını Washington tanımlıyor, yorumluyor ve uyguluyor. Pakistan'ın dört bir tarafını insansız hava uçaklarıyla bombalıyor, bağımsızlığını ihlal ediyor, ABD ajanları sokak ortasında vatandaşları öldürüyor... Uluslararası yasalar keyfi bir biçimde uygulanıyor. Pakistan'ın bunlara yanıtı ise beklenildiği üzere ılımlı: 100 ABD Özel Ordu eğitmeninin ülkeden sürülmesi.
Bu bağlamda (ABD'den Pakistan'a verilen) yıllık toplam askeri yardımın dörtte bir oranında, 800 milyon dolar azaltılması tehdidi zarar verecektir, ama bu zarar da öyle büyük boyutlarda olmayacaktır. Görev süresi -şüphesiz Pentagon'un onayı ile- şu günlerde yenilenen Pakistan Genelkurmay Başkanı Kayani askeri yardımdaki kesintiler karşısında kibirli bir tavır takındı. Zerdari hükümetine devredilecek bu miktarda bir paranın ülke dışına çıkarılacağını gayet iyi bildiği halde ABD'nin bu yardımı neden sivil amaçlarda aktarmadığını sorguluyordu. Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yayınlanan veriler, 2009'da ülkedeki yolsuzluğun 195 milyar Pakistan Rupisi, 2010'da ise 223 milyar Rupi olduğunu gösteriyor. Ancak bunlar açık ki gerçeği tam olarak yansıtmıyor çünkü çoğu yolsuzluk anlaşmaları kağıt üzerinde yapılmıyor ve çoğu yönetimdeki siyasetçilerin ucuza getirmeleri sonucu biriken kayda değer mülkü içeriyor.
Kayırmacılık ve korumacılık yolsuzlukları ülkenin en büyük kenti Karaçi'yi (iktidar ve partisi ve onun bazen düşmanı, bazen müttefiki olan karşıtları da dahil) rakip siyasi gruplara bağlı rakip çetelerin at koşturduğu, aslında yönetilemeyen bir savaş bölgesine çevirdi. Veziristan'da (Afganistan-Pakistan sınırındaki bu bölge sık sık Taliban militanlarının varlığı gerekçe gösterilerek ABD tarafından bombalanıyor-ç.n.) veya Afgan savaşındaki intihar saldırılarından kaynaklı ölenlerden daha fazla insan Karaçi'de öldürüldü. Ülkenin toplumsal dokusu paramparça ediliyor. Bir sosyal patlama kaçınılmaz.
ABD-Pakistan evliliği yeniden 1950'li yıllardaki haline bürünmeye başlıyor. Lakin Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgal ettiği İkinci Afgan Savaşı'nda(1979-89) devesa bir genişlemeye sahne olmuştu. O dönemde Pakistan ordusu Batı'nın mücahidleri desteklemek için kullandığı bir kanala dönüştü. Söz konusu periyotta Pakistan istihbaratı ISI en vahşi hayallerini de aştı ve doğrudan ABD ve mücahidlerle anlaşarak göreceli bir otonomi elde etti. Batı'nın ve onun medya bağlantılarının şükranları karşısında ABD-Pakistan ilişkileri kurulmuş oldu.
Üçüncü Afganistan savaşı (2011---) her iki taraf için de mutlu bir deneyim oluşturmadı. Pakistan ordusu, 11 Eylül saldırılarından sonra tek askeri zaferini -Kabil'in yetiştirdiği Taliban savaşçıları tarafından veya onlarla ele geçirilmesi-- tersine çevirmekte zorlandı.20 yıldan fazla bir zamanda oluşturulan bağlantıların kırılması öyle kolay değildi. Kafasına eseni yapan güçlü imparatorluklar için 180 derece dönüş yapmak köle bir devletten daha kolaydır. Çok azımız Pakistan Ordusuna ne kadar baskı yapılırsa o kadar fazla içten yanmaların meydana geleceğini tartışıyoruz.
Pakistan ordusunun büyük odakları ve ABD arasında gerçek bir gerilimin olduğu muhakkak. Bu gerilim Pentagon'un Pakistanlı dostlarına Afganistan-Pakistan sınırını 'militanlardan ve teröristlerden arındırma' çağrısı yaptığından var ve El Kaide Lideri Usame bin Ladin’in deniz komandolarınca, video kaydına alınarak öldürüldüğü Abbotabad olayında doruğa çıktı. Çoğu motorsikletçi "Hişşş.. Bugün korna çalmayın. Ordumuz uyuyor" yazılı levhalar asarken, genç Pakistan generallerinin üst komuta kademesinin ordu içinde izole edildiği raporunu verdiği Kolordu Komutanları toplantısı vardı. Eğer ABD hedeflerini avlamaya ve ülkede daha fazla insanı öldürmeye devam ederse gerilimler kırılma noktasına gelebilir. Pakistan ordusundaki komuta yapısının yıllarca sıkı tutulduğu gerçeği sürekli bir garanti olarak algılanmamalıdır. Pakistan'da istikrarı sağlamanın tek yolu ise Afganistan'dan hızlı bir geri çekilme olacaktır.
*Tarık Ali'nin 14 Temmuz 2011'de Counterpunch'da yayınlanan yazısını İngilizce orjinalinden Zeynel Gül, ETHA için çevirdi.