Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Türkiye, Batı kampının vazgeçilmez bir üyesi'

İsrail’in bir zamanlar, Mısır ve Ürdün’ün haricinde, Arap olmayan iki güçlü Müslüman devletle ilişkisi vardı: İran ve Türkiye. İran’ı uzun süre önce İslam devrimi ile birlikte kaybetti. Türkiye’yi ise daha yakın bir zamanda kaybetti.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-07-19 16:24:39

'Türkiye, Batı kampının vazgeçilmez bir üyesi'
Harun Sıddıki *

2008-2009 yıllarında İsrail’in Gazze’ye yaptığı, 14 İsrailli ve 1.300’den fazla Filistinlinin öldüğü şiddetli saldırının ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Davos Konferansında, Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile bir çatışma yaşamıştı. Toplantıda Başbakan Erdoğan, “Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi iyi bilirsiniz.” demişti.

Geçen yıl İsrail komandoları, Gazze ablukasını kırmaya çalışan insani yardım filosunun bir parçası olan Türk gemisi Mavi Marmara’nın güvertesinde dokuz kişiyi öldürmüştü. Erdoğan özür ve tazminat istedi.

Fakat perde arkasında Türkiye ve İsrail, Amerika’nın teşvikiyle bir uzlaşma yolu bulmaya çalışıyordu.

Geçen ay Erdoğan, üçüncü çoğunluk iktidarını kazandığında, Başbakan Binyamin Netanyahu sıcak bir mesaj gönderdi. Mavi Marmara’yı bu yıl tekrar Gazze’ye gönderecek olan Türk sivil toplum kuruluşu da, söylenenlere göre Erdoğan hükûmetinin baskısıyla bu yıl organizasyondan çekildi.

Türk-İsrail uzlaşmasına olan ihtiyaç ortada.

İsrail’in güçlü Mısır bağlantısı, Hüsnü Mübarek’in gidişiyle birlikte koptu. Bu arada Arap Baharı yaşayan birçok ülke için demokratik bir model olan Türkiye, bölgede rakipsiz bir siyasi ve ekonomik güç olarak ortaya çıktı.

Türkiye ve İsrail’in her konuda anlaşmaları gerekmiyor.

Türkiye, BM Genel Kurulu’nun, Filistin’in bu sonbaharda devlet olması ile ilgili kararını destekliyor. Ayrıca El Fetih ve Hamas’ın uzlaşmasını da barış için önemli olduğu düşüncesiyle destekliyor.

Türkiye, doğal gaz aldığı ve yılda 10 milyar dolarlık ticaret yaptığı komşu İran ile tarihi ilişkilerini kesmeyecek. Ülke yılda 1 milyon İranlı turist ağırlıyor.

Bu yüzden Türkiye, Brezilya ile İran nükleer meselesi konusunda ara buluculuk yapmak istedi. Tahran’ın daha iyi davranmaya zorlanamayacağına da inanıyor, bu konuda büyük bir pazarlığın parçası olarak İran’ı ikna etmeye çalıştı.

TÜSİAD yöneticisi Haluk Dinçer bana, Türkiye’nin İran’ı boykot etmesini beklemek “aptalca” (…) “İran ve Türkiye’nin farklı ideolojileri var. Fakat 500 yıldır büyük bir çatışma yaşamadılar ve yaşayacak da değiller.” dedi.

Türkiye, NATO Beşar Esad’ın uyguladığı şiddete rağmen müdahale etmese de komşusu Suriye’ye sırtını dönmeyecek. Erdoğan, Esad’ı “merhametsiz ve zalim” olmakla suçladı, erkek kardeşi Cumhuriyet Muhafızlarının Komutanı Mahir Esad’ı da “canavar” olarak nitelendirdi. Türkiye’nin, Suriye ile 836 kilometre uzunluğunda bir sınırı var. 13.000 kaçak mülteci bu sınırdan geçti. Türkiye, onlara yiyecek ve barınak sağladı ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin takdirini kazandı.

Erdoğan, Türkiye, Suriye, Ürdün, Libya ve Lübnan arasında vizesiz siyasi ve ekonomik entegrasyonu destekleme politikası çerçevesinde, Suriye ile ilişkileri normalleştirdi.

İsrail ile farklılıkları, İran ve Suriye ile ilişkileri, bazı sağ görüşlülerin iddia ettiği gibi Erdoğan'ı İslamcı yapmaz. Onu karalıyorlar çünkü bazı İsrail politikalarını eleştirmeye cesaret etti. İsrail’i ziyaret ederken, Peres’i Türkiye’de ağırlarken, ikili ilişkileri desteklerken ve Suriye ile İsrail arasında barış görüşmelerine sessizce ev sahipliği yaparken ise iyi biri olduğu düşünülüyordu.

Erdoğan’ın Gazze konusundaki tavrı, onu ülkesinde ve Orta Doğu’da kahraman yaptı. Demokratik olarak seçilmiş bir liderin halkın duygularını dile getirmesi, ABD ve İsrail’e bağlı diktatörlerin halkın muhalefetini bastırmasına ve İsrail ve Amerikan karşıtı isyanları kışkırtmasına fazlasıyla tercih edilir.

Türkiye, Doğu ile Batı arasında bir köprü, NATO’nun tek Müslüman üyesi, Afganistan ve Balkanlar’daki misyonlara ve ayrıca Lübnan’daki geçici BM gücüne yardımcı oluyor. Ayrıca bir serbest pazar başarı öyküsü ve jeopolitik bir “yumuşak güç”. Orta Doğu’dan, Afganistan ve Pakistan’a, Akdeniz’den Balkanlar ve Kafkasya’ya uzanan istikrarsız bir bölgede ılımlılık, uzlaşma, barış ve istikrarın bir aracısı.

ABD bunu anlıyor. Bu yüzden kriterleri karşılamakta daha yetersiz Hristiyan ülkeleri alırken, Türkiye’nin AB’ye girişine direndiği için Avrupa’ya özellikle Almanya, Fransa ve Avusturya’ya karşı sert davranıyor. Türkiye’yi Batı kampında bir kukla olarak değil, eşit bir partner olarak tutmak İsrail, Kuzey Amerika ve Avrupa’nın menfaatinedir.

* The Star, Kanada, Tercüme: Byegm

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara