İlk kazmayı Vali Tapsız vurdu, Kibyra'da kazı çalışmaları başladı

Burdur'un Gölhisar ilçesinde bulunan Kibyra Antik Kenti'nde yeni dönemin kazıları, Vali Süleyman Tapsız'ın ilk kazmayı vurmasıyla başladı. Eylül ayının ortalarına kadar devam edecek kazıların bu yılki kısmına 60 bin TL ödenek ayrıldı. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Arkeoloji Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencilerinin sürdüreceği kazılara İl Özel İdaresi tarafından da makine desteği verilecek.
Kazı çalışmaları ilk olarak 2006 yılında başlayan Kibyra, birçok uygarlığa tanıklık eden antik kent olarak biliniyor. Kazı başkanı Yrd. Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, antik kentin çok büyük bir alanda kurulduğu, 32 bin askeri, 3 bin süvarisi ile korunan ve zamanında çevresine sur yapma lüzumu hissedilmediğini aktardı.
Vali Tapsız, Burdur'un parlayan yıldızlarından biri olan Gölhisar'ın, Kibyra Antik Kenti ile daha da parlayacağını söyledi. Kibyra'da yaşayan insanlar özellikle demir, dericilik ve at yetiştiriciliği ile uğraştığı bilgisini veren Tapsız, "Aşağıda bulunan stadyumda ise at yarışları ve gladyatör dövüşleri yapılıyormuş. Meclis binası ise Anadolu'daki en büyük meclis binalarından biridir." dedi.
Kibyra Antik kenti kazı çalışmalarının Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ile yaşıt olduğunu belirten Vali Tapsız, "Yılların özlemi olan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 2006 yılında kuruldu. Yine aynı yılda Kibyra Antik Kenti'nde ilk kazı çalışmaları başladı. Başlayan kazı çalışmaları ile birlikte MAKÜ arkeoloji Bölümü'nün temelleri de atılmış oldu. Amacımız Burdur'un tarihini gün yüzüne çıkarmak, bu sayede kültür ve tarih turizminden daha fazla pay almak istiyoruz." diye konuştu.
Farklı üniversite öğrencilerinin ve hocalarının buraya gelerek MAKÜ ile kazı çalışmalarında çalışmak istediklerini aktaran Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatcı da şunları söyledi: "Burada kazı yapan hocalarımızda üniversiteden her türlü desteği alacaklardır. Burayla ilgili olarak, savaşçıların ve hızlı atların şehri deniliyormuş. Gerçekten tarihte savaşçıya ve hızlı atlara sahip olanlar medeniyetlerini geliştirmişler. Burada da bunu görüyoruz. Manas Destanı'na da baktığımız zaman Tufar diye atlar vardır. Biz de burada bunlarla ilgili özellikle bu çevrede rahvan atları vardı."