Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

"Türkiye'nin AB'den vazgeçmesi Avrupa'nın zararına"

Türkiye'de siyasi istikrarın sürmesi ve yüksek ekonomik büyüme verilerinin yakalanması, Avrupalı akil adamların Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusunda daha yüksek sesle konuşmalarını sağladı. Daimler CEO'su Dieter Zetsche'nin ardından Alma

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-07-04 13:59:25

Türkiye'de siyasi istikrarın sürmesi ve yüksek ekonomik büyüme verilerinin yakalanması, Avrupalı akil adamların Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusunda daha yüksek sesle konuşmalarını sağladı. Daimler CEO'su Dieter Zetsche'nin ardından Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de, Türkiye'nin AB'den vazgeçmesinin AB'nin zararına olduğunu söyledi.
    Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınması konusuna bir destek de Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'den geldi. Daha önce otomotiv devi Daimler'in CEO'su Dieter Zetsche, Türkiye'ye AB kapılarının sonuna kadar açılmasını talep etmişti. Bakan olarak 3. kez Türkiye'de bulunduğunun, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na 'Dostum Ahmet' şeklinde hitap ettiğinin ve kendisini Türkiye'de iyi hissettiğinin belirtilmesi üzerine Alman liberal Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, 'Bu konuda haklısınız, gençliğimden beri düzenli olarak Türkiye'ye gidiyorum. Dışişleri Bakanı olarak Ahmet Davutoğlu'nu özellikle güvenilir bir meslektaş olarak tanıdım. Ama daha önemlisi, Türkiye'nin stratejik bir ağırlığı var ve dünyanın yeni güç merkezlerinden biri.' dedi.
    'Die Welt' gazetesine konuşan Hür Demokrat Partili (FDP) siyasi, Türkiye'nin AB'nin bir çok devletinin sevineceği ekonomik büyüme oranları yakaladığını kaydetti. Türkiye'de dikkat çeken reform sürecine işaret eden Alman Bakan, Türkiye'nin her şeyden önce Batı ile İslam dünyası arasında bir köprü olduğunun altını çizdi ve bu nedenle Avrupa ve Türkiye arasındaki ortaklığın sadece Türkiye değil aynı zamanda Avrupa'nın da çıkarına olduğunu ifade etti.
    Giderek dünyadaki güç dengelerinin yer değiştirdiğinin farkına varıldığını sözlerine ekleyen Westerwelle, "Türkiye, bu gün bir kaç yıl öncesine kadar imkansız görülen ekonomik ve siyasi bir noktaya ulaştı. Türkiye'nin yüzünün Batıya dönük olmasını istiyoruz ve bu nedenle Avrupa'da Türkiye'ye aynı seviyede adil ve saygılı davranmalıyız. Öyle bir zaman gelebilir ki, Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı, Türkiye'nin AB'ye ihtiyacından daha fazla olabilir. Ve bundan özellikle kaçınmak istiyorum.' şeklinde konuştu.
    Türkiye'nin AB'den vazgeçerek Neo-Osmanlı düşüncesi ile Balkan ve Arap ülkelerine yaklaşması tezini ne kadar gerçekçi bulduğunun sorulması üzerine FDP'li Bakan, Osmanlı tarihini dikkate alan bazılarının bu fikri gündeme getirdiklerini hatırlattı ve Avrupa'da Türkiye'nin bu yakınlaşma sürecinin bir lütuf olarak algılanması konusunda uyarıda bulundu. Burada Türkiye'nin ekonomik, komşuluk ve siyasi-stratejik çıkarlarının söz konusu olduğunu kaydetti.

    TÜRKİYE'NİN ADİL AVUKATIYIM
    Alman Bakan, Türkiye'de kimsenin Avrupalılardan Türkiye'nin ne zaman AB üyesi olacağını söylemesini beklemediğini, fakat ucu açık müzakerelerin devam etmesinin beklendiğini belirtti. Müzakerelerin sonunda kriterlerin yerine getirilip getirilmediğinin üyelik için dikkate alınacağını anlatan Bakan, Almanya'da Türkiye'nin hemen AB'ye alınacağı düşüncesi tartışmalarının yapıldığını, halbuki görüşülen başlıkların henüz sadece yarısının açıldığını, Almanya'da bazı siyasi partilerin sırf bir kaç puan toplamak için Türkiye'yi rencide etmesinin bu ülkenin yeni çıkışlar araması tehlikesini artırdığını ve bunun Avrupa'nın zararına olduğunu ifade etti.
    Türkiye ve AB arasındaki müzakerelere değinen Westerwelle, 'Belki en iyi değil, ama Türkiye'nin adil bir avukatıyım. Türkiye, örneğin çevre ve gıda güvenliği gibi iki başlığın açılması konusunda ilerleme sağladığında, ben de sonuç almak için gerekli olan katkıyı sağlıyorum. Yaklaşık 1 yıldan beri yeni bir başlığın açılmamış olması, her iki tarafın da zararına olan bir durgunluk. Her iki taraftan da kaynaklanan bu durgunluğu aşmak istiyoruz. Bu rekabet başlığının açılmasıyla mümkün olabilir. Bunun için Türk tarafının görevi, Ankara Protokolü'nü uygulamak.' şeklinde sözlerine devam etti.
    Almanya'nın Arap ülkelerinde önemli bir imajı olduğunu savunan Westerwelle, fakat Almanya'nın bu konuda Türkiye ile birlikte adım atmasının daha etkili olacağını, Almanya'nın Arap ülkelerine yönelik gizli bir planı olmadığını ve Türkiye'nin Arap ülkelerine köprü ve örnek olduğunu vurguladı. Türkiye ve Almanya'nın Suriye ile görüşmelerde kapıyı kapatmadıklarını hatırlanan Alman Bakan, askeri girişimlerin sorunları kesin çözeceği tezinin ise doğru olmadığının görüldüğünü söyledi.

Haber Ara