Dolar

34,8774

Euro

36,7418

Altın

3.037,38

Bist

10.141,62

Suriyeli Müslüman Kardeşler Türkiye'den "somut tutum" bekliyor

Suriye Müslüman Kardeşler Cemaati'nin 14 yıl boyunca liderliğini üstlenen ve halen hareketin Şura Meclisi üyeliği görevini yürüten Ali Sadrettin Bayanuni Suriye'de yaşanan halk hareketi konusunda değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'den beklentileri k

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-20 14:52:26

Suriyeli Müslüman Kardeşler Türkiye'den
Suriye Müslüman Kardeşler Cemaati'nin 14 yıl boyunca liderliğini üstlenen ve halen hareketin Şura Meclisi üyeliği görevini yürüten Ali Sadrettin Bayanuni Suriye'de yaşanan halk hareketi konusunda değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'den beklentileri konusunda iki ülke ilişkilerinin dini, tarihi, kültürel ve coğrafi boyuta sahip olduğunu hatırlatan Bayanuni, şimdiye kadar Türkiye'nin Suriye halkının yanında yer aldığını ancak "Suriye'deki duruma son verilmesinin pratiğe yönelik somut tutumları gerektirdiğini" belirtti. Bayanuni, "Türkiye'yi yönetenlerden somut tutum almasını beklediklerini" açıkladı.
Suriye'nin ihtiyacı olan şeyin yeni, "uygar, demokratik, çok partili, iktidar değişiminin yaşanabildiği, hukukun üstünlüğünün yer aldığı bir siyasal sistem inşa etmek" olduğunu belirten Bayanuni, rejimin yıkılması durumunda kaos yaşanacağı ya da Müslüman Kardeşler'in iktidarı ele geçireceği korkularının da yersiz olduğunu dile getirdi. 1954 yılından beri Suriye Müslüman Kardeşler Cemaati üyesi olan Bayanuni, "gerçek bir demokratik yapı içinde ulusal ortaklıktan yana olduklarını ve bu ortaklık içinde cemaatin aktif rolünün olmasını istediklerini" kaydetti.
Şura Meclisi üyesi Bayanuni, şeriat devleti kurma hedefi ve laiklik kavramına ilişkin iddialara da "teokratik dini devletin Müslümanlar tarafından da kabul edilmeyen bir olgu olduğunu, İslam hukukunun özünün ise sivil ve uygar bir hukuk olduğunu" belirterek cevap verdi. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin (ORSAM) sorularını cevaplayan Bayanuni, yasama, yürütme ve yargıdan oluşan otoritenin kaynağının da millet olduğunu vurguladı. Müslüman Kardeşler üyesi, "Yöneten ise otoritesini kendisini özgür ve toplumsal bir iradeyle biat eden halktan almaktadır." diye ekledi. Suriye'deki Kürt muhalif grupların taleplerine ilişkin olarak da "adil talepleri destekleyeceklerini, özerklik taleplerine karşılık öngördükleri devlet yapısının ise güçlü merkezi yapı ile yerel faaliyetleri destekleyen ademi merkezi anlayış arasında bir yerde" olduğunu ifade etti.

"SURİYE'DE DEMOKRATİK YAPI KURULURSA EN ÖNEMLİ AKTÖR MÜSLÜMAN KARDEŞLER OLACAK"
Açıklamasında Suriye'de ilk başlarda demokratik sürecin içinde yer aldığını; ancak Baas Partisi'nin iktidara gelmesi ile dışlanan hareketin sistem dışı mücadeleye yöneldiğini anlatan Bayanuni, 1982 yılında Hama Katliamı olarak bilinen olay neticesinde Suriye içinde örgütsel gücünü kaybettiklerini, ancak düşünsel ve halk desteği anlamında etkisini bugüne kadar koruduklarının altını çizdi. Suriye'de Beşşar Esad yönetiminin alternatifi olarak Suriye Müslüman Kardeşlerin "demokratik, sivil, otoritesini halkın iradesinden alan bir yönetim" düşündüklerini belirten Bayanuni, gerçek bir demokratik yapının kurulması durumunda Suriye siyasal yaşamının yakın geleceğinin en önemli aktörlerinden birinin Müslüman Kardeşler olacağı öngörüsüne bulundu.

AYAKLANMALAR BİR MİLLİ DİRENİŞ HAREKETİDİR
Suriye'de yaşanan ayaklanma hareketini "bir milli direniş hareketi olarak" nitelendiren Bayanuni, "Bu direnişe değişik siyasal ve toplumsal bağlılıkları olan tüm vatan evlatları katılmaktadır. Hiç kimse bu devrimi kendine mal edemez. Suriye toplumunda varlığımız insanların bu düşünceye inançları ve cemaatin insanlarına olan güvenlerine dayanmaktadır." dedi. Suriye devletinin gerçek bir demokratik rejime kavuşması için modern esaslara göre yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğunu savunan Bayanuni, "Bu da kısmi veya şeklen reformlarla gerçekleşemez. İhtiyaç olan şey Suriye'de yeni, uygar, demokratik, çok partili, iktidar değişiminin yaşanabildiği, hukukun üstünlüğünün yer aldığı bir yapı inşa etmektir. Bunu şeffaf bir ortamda yapmamız gerekmektedir. Bazıları rejimin gerekli değişiklikleri direk olarak yapmasını umuyordu. Şimdi biz vaatlerin hiçbir yararının olmayacağı aşamadayız. Çok acil somut icraatlara ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak adımlar tersi yönde atılmaktadır." ifadelerini kullandı.
Antalya'da gerçekleşen ve Suriyeli muhalif grupların bir araya geldiği "Suriye'de Değişim Konferansı"nın yayınlanan sonuç bildirgesinde diğer muhaliflerin isteğine rağmen Müslüman Kardeşler'in etkisiyle "laiklik" ilkesinin konmadığı iddialarını da değerlendiren Bayanuni, "Biz terimler savaşına girmek istemiyoruz." dedi.

TÜRKİYE ULUSLARARASI VE BÖLGESEL BİR TUTUMUN LİDERİ OLMAYA YÖNELDİ
Kendisine Suriye'deki muhalif halk hareketine ilişkin Türkiye'nin uyguladığı politika da sorulan Bayanuni, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye ve Suriye ilişkileri dini, tarihi, kültürel ve coğrafi boyutlara sahiptir. Türkler ister halk seviyesinde ister devlet olarak Suriye halkına karşı büyük bir yakınlık gösterdiler. Ancak Suriye'deki durumun ilerlemesi sadece duygusal değil daha çok pratiğe yönelik somut tutumları gerektirmektedir. Biz özellikle seçimlerden sonra Türkiye'yi yönetenlerden Suriye'de durumun gelişmesi ile daha fazla bağdaşan tutumlar almasını beklemekteyiz."
Türkiye'nin Suriye halkını savunmak üzere uluslararası ve bölgesel bir tutumun lideri olmaya doğru yöneldiğine inandıklarını kaydeden Müslüman Kardeşler üyesi, "Türkler bir yandan sisteme daha çok baskı yapmaya çalışacak, diğer yandan da vatandaşları desteklemeye çalışacaktır." ifadelerini kullandı.
Suriye'deki Siyasi faaliyetleri nedeniyle bir süre hapis yatan Bayanuni, 1977 yılında hareketin Başkan Vekilliği görevini üstlenmişti. 1979 yılında Suriye'yi terk etmek zorunda kalarak Ürdün'e yerleşen Bayanuni, Ürdün makamlarının ülkeyi terk etmesini istemesi üzerine de 2000 yılında siyasi mülteci olarak İngiltere'ye gitti. 1997 yılında Suriye dışında faaliyet gösteren örgütün Genel Sekreterliği'ni üstlenen Baynuni, 2010 yılına kadar 14 yıl boyunca hareketin liderliğini yaptı. Bayanuni 2010 yılında görevini Riyad Şakfa'ya devretti; ancak halen hareketin Şura Meclis üyeliği görevini sürdürüyor.

Haber Ara