Kan davası yüzünden 132 kişiyi ölüm korkusu sardı
Mardin'in Mazıdağı ilçesi Yeşil köyünde geçtiğimiz Mayıs ayında Akak ve Tunç aileleri arasında çıkan kavga sonucu 2 kişinin ölümü, 9 kişinin yaralandığı olayın ardından, 132 kişiyi ölüm korkusu sardı.
Olayın patlak vermesinin ardından Mardin Val
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-06-19 07:53:17
Olayın patlak vermesinin ardından Mardin Valiliği gözetiminde Yeşil köyünden tahliyeleri sağlanan Akak ailesinden toplam 132 kişi, can güvenliğinin sağlanması amacı ile Mardin İstasyon Mahallesi'nde kapatılan Gazi YİBO'ya nakledildi. Bir aydır devlet koruması altında olan Akak ailesine Valilik bir yazı tebliğ ederek, ikamet ettikleri Gazi YİBO'yu boşaltmalarını istedi. Bu kararla şok yaşayan Akak ailesi, sokağa atılmaları halinde can ve mal güvenliklerinin tamamen ortadan kalkacağını dile getirdi.
Akak ailesinin fertleri, okula giden 44 çocukları olduğunu, olayın patlamasının ardından okula daha gidemediklerini ve karnelerini de alamadıklarını anlattı. Okul çağına henüz gelmemiş 26, okuyan 44 olmak üzere 70 çocuklu 21 aileden oluşan Akak ailesinde toplam 132 kişi ölüm korkusu yaşıyor. Akak ailesi bundan sonra nereye gideceklerini, kime sığınacaklarını bilmediklerini ifade ediyor.
Okuldan tahliye için geri sayımın başladığı Mardin Gazi YİBO'daki Akak ailesinden Ahmet Akak şunları söyledi: "Ben hastanedeydim, bizim insanlarımızın hepsini yakaladılar, nezarete koymuşlar. Çoluk çocuğumuza, kadınlarımız kızlarımıza hepsine zorla imzalatmışlar. Kimse sizin malınıza mülkünüze el koymayacak, bir şey yapmayacak, ben kefilim, sizin malınız hiçbir yere kaybolmayacak, siz merak etmeyin, sizi güvenli bir yere bırakacağız, akşamüstü sabahleyin gene evlerinize getireceğiz... Hala bizi getirip götürüyorlar. Evimizde ne varsa talan edip götürmüşler. Şimdi 100- 150 kişi, bebek ve çocukla nereye gideceğiz? Daha yeni doğum yapan çocuklar var. Biz toprağımızı istiyoruz, vatanımızı istiyoruz, nereye gideceğiz? Barışmak istiyoruz. 150 kişi 2 kişinin kurbanı oldu. Herkes biliyor bunu. On bin kişi Suriye'den gelip burada barınıyor, yeme içme veriyorlar, bizim 150 kişiye burada ne yemek ne içecek veriyorlar? Bizi harabe bir okula bırakmışlar. Devlet bize sahip çıkmıyor, nedendir? Neden Suriye'den gelen 10 bin kişiye sahip çıkılıyor da bize sahip çıkılmıyor? Bu olayda bir namus davası mı var? Bir bardak su için bir okul duvarını yıktık diye mi? Başbakan'a ve Vali'mize sesleniyorum. Biz kan davalılarımızla barışmak istiyoruz. Bizi barıştırsınlar."
Hamit Akak ise şunları dile getirdi: "Biz de buranın halkıyız. Olayı çıkaran kişi karşı tarafımızdır, onlar kavgayı çıkarmış. Onlar bütün malımızı mülkümüzü yağmaladı, orada bizim şu anda evlerimiz harabeye çevrilmiş. Bütün evlerimizi talan edip iki tane traktörümüzü çaldılar. Halam yaralandı, babam yaralandı, amca çocuğum yaralandı. Bu sefer kaymakamlık bizi köyden çıkardı. 'Bugün gidin, sizin eşleriniz hepsi Mazıdağı'nda nezarettedir. Bugün sizi başka yere alıp yarın tekrar köyünüze getireceğiz' deyip bizi buraya getirdiler. Bir aydan beri biz buradayız. Ondan dolayı kaymakam bugün gelmiş 'siz nereye giderseniz gidin' diyor. Biz nereye gidebiliriz, nasıl gidebiliriz. Bizim tapulu arazilerimiz köyde var. Biz köyümüze yerleşmek istiyoruz. Aramızda üç kilometre mesafe var, biz oraya gitmek istiyoruz, yani gidecek başka bir yerimiz yok. Eğer buradan bizi göndermek istiyorlarsa bizi bir denize atsın, yeterlidir."
Mehmet Nur Akak da, "Köyden çıkmamızın nedenini amcam anlattı. Bir aydan beri buradayız, gözetim altındayız. Sosyal yardımın şeyiyle buradayız ve şu anda perişan durumdayız. Çoluk çocuk, çoklarımız pislik içinde. Her tarafta koku var, burada su yok, suyumuz kesildi. Biz bölgemizden çıkmak istemiyoruz. Gerekirse devlet büyüklerimiz araya girsin, bizi barıştırsın ya da köye geri götürsün. Biz köyün dışında bir yere gitmek istemiyoruz." diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara