Dolar

34,8765

Euro

36,7063

Altın

3.034,98

Bist

10.102,03

2. Özgürlük Filosuna dair

Onun için İHH bir STK’ya neler düşüyorsa onu hakkıyla yerine getirmeli ve kendisine verilen kanuni hakları da sonuna kadar kullanmalıdır…

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-16 17:15:52

2. Özgürlük Filosuna dair
 

Mehmet Muhlis Turan

Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için dünyanın çeşitli ülkelerinden yola çıkacak olan gemilerden oluşan 2. Özgürlük Filosu hazırlıklarını sürdürmektedir. Yola çıkacak olan Filo'ya Türkiye'den Mavi Marmara Gemisi de katılacaktır.
Mazlumların kanı yerde kalmaması ve 1.Özgürlük Filosunun çıkış sebepleri ortadan kaldırılmadığı sürece 2. Özgürlük Filosu mutlaka çıkmalıdır. Bu kuru bir inatlaşma ve restleşme şeklinde algılanmamalı bilakis 1. Özgürlük Filosunun yaptığı çalışma ve ödediği bedel yarım kalmamalıdır. Çünkü 1. Özgürlük Filosunu harekete geçiren tüm olumsuz şartlar hala devam etmektedir.
Basın yayın organlarında çıkan, Refah sınır kapısının açılması vb. haberler bizi yanıltmasın; kulağımızı ve dikkatimizi Gazze’de/Filistin’de yaşayanlara verelim çünkü en sağlıklı bilgiler bilfiil mağdurları tarafından dile getiriliyor. Onun için siyasi manevralarla basın yayına verilen haberlere iltifat etmek safdillik olur… Hele de işin içinde İsrail gibi insanlık düşmanı, katil ve cani bir devlet varsa bu bir kat daha ehemmiyet arz eder.
Malum sebepler ortadan kalkmadığı gibi bir de bu işe şehit kanı bulaştı. O şehitler aşkına, kanlarının bereketi adına bir adım daha ileri çıkmalıyız ve bunun için 2. Özgürlük Filosu mutlaka yola çıkmalı fakat daha tedbirli ve de daha hazırlıklı bir şekilde.
hatayı en aza indirgemek için Tedbir alınmalı; haberlerin ve görüntülerin kısa ve sağlıklı bir şekilde ulaştırılması için ise hazırlık yapılmalıdır. Çünkü yardım götüren ve mazluma destek olmak isteyen filo yolcuları oraya çatışma ve kaos çıkarmaya gitmiyorlar.  
Yola ne zaman çıkmalı?, Nasıl çıkmalı? Elbette bunlar konuşulacak, tartışılacak ve istişare edilecektir ama neticede tartışılan, konuşulan ve istişare edilen, 2. Özgürlük Filosunun çıkıp çıkmaması değil bilakis ne zaman ve nasıl çıkacağı olmalıdır. Yani mesele doğru zaman, doğru usul ve doğru zemini bulmaya çalışmaktır.
Karşımızdaki düşmanın sıradan bir düşman olmadığını biliyoruz. İlk filoda dünyanın eli kanlı ve en cani terör devletiyle karşı karşıya geldik ve bir daha karşı karşıya geleceğimizi bilsek dahi inşallah yine orada olacağız. Zalimin zulmü varsa mazlumun sahibi var… Rabbi var… İnsaf sahibi erdemli insanlar var.
Bugün Gazze artık bir semboldür. Bunun bir onur olduğu ve yere düşürülmemesi gerektiği ortadadır. Bu yüzden o masum ve mazlumların yanında olduğumuzu dünden daha çok haykırmalıyız… Sesimizi daha yükseltmeliyiz… Soluğumuzu daha uzun tutmalıyız ve bitkinliğe ve geri adıma asla fırsat vermemeliyiz. Efendimiz (s.a.v) “iki günü eş geçen zarardadır” buyuruyor… Onun için bir adım daha ileri; Zalimin zulmünü durdurmak; çocuklara, yaşlılara ve bebeklere atılan fosfor bombalarına dur demek ve ambargoya son vermek için
Evet bu ümmetin çocuklarının çok iyi bildiği üzere, ambargolarla karşılaşmamız yeni bir şey değil bilakis İslam adaletinin yeryüzüne yayılmaya başladığı dönemlerde de o günün zalimleri,  Müslümanlara ambargo uygulamış ve Müslümanları tecrit etmişlerdi ama o zülüm ancak 3 yıl sürebilmişti… İnşallah bu zulüm de bitecek çünkü bu yolda Allah’a adanmış canlarımız var ve Rabbimiz bizi müjdeliyor: “Şehitlere ölüler demeyiniz bilakis onlar yaşıyorlar fakat siz hissetmezsiniz” Şehitlerimiz ölmediyse bu zulüm bitecektir Allahın izniyle.
Burada önemli bir husus var, Müslümanlar meseleye tek vücut olarak destek olmalılar ve ümmet olmanın bilincini ve borcunu böylece ödemeliler. Bunun sağlanabilmesi için İHH bütün imkân ve kapıları zorlamalıdır. Hatta bir adım daha ileriye gidip toplumun duyarlı olan ehl-i insaf kesimlerinin de desteğini ve katılımlarını sağlamalıdır ki toplumsal bir mutabakat da sağlanmış olsun.
Bu gemi/gemiler belki hepimizin kurtuluşuna vesile olur. Bunun için de kendimizi iyi ifade etmeli, tanıtmalı ve bilgilendirmeyi hızlı hem de etraflıca yapmalıyız. Kamuoyunu sık sık bilgilendirmeli ve 2. Özgürlük Filosu konusunu her zaman gündemde canlı tutmalıyız. Çünkü bu meselenin gündemde kalması bile düşmanı/İsrail zalimlerini tedirgin etmeye yetiyor.
Biz meşru zeminde mazlumun yanında yer almaya devam edeceğiz ve etmeliyiz de. Düşmanla el ele görünenlere gelince onları da Allaha havale ediyoruz. Biz ahiret hesabına inanıyor ve o hesabın daha adil olacağına iman ediyoruz.
Burada bir önemli husus daha var ki İHH bunu mutlaka dikkate alıp hemen yerine getirmelidir. Türkiye’den hatta mümkünse farklı bazı ülkelerden seçkin alimleri bir araya getirip onları da mutlaka dinlemelidir. Alimlerimizin kanaatlerini, görüşlerini dinlemeli ve buna göre hareket etmelidir. Bu modern zamanlarda unuttuğumuz bir hakikat var ki, tarihin hangi döneminde alimlerimizle irtibatımız kesilmişse bu ümmet istikametini şaşırmış ve dağılmaya yüz tutmuştur. Tekrar eski istikametimizi kazanmak için bu elzemdir. Böylece insanımızın bu gibi meselelerde kafa karışıklığı da giderilmiş olur. Yani entelektüel ve aydınların görüşlerine ve istişarelerine başvuruluyorsa -ki mutlaka başvurulmalı- alimlerimizin görüşlerine daha çok değer verilmelidir. Alimlerimizin görüşleri kalbimize itminan verir ve bize doğru bir istikamet kazandırır.
Mazlumun yanında yer alan erdemli insan olmak bir lüks olmamalı bilakis bu bizim için bir ayrıcalık ve bir fark olmalıdır.
2. Özgürlük Filosu ile el ele, gönül gönüle, omuz omuza verelim ve bunu en azından bir adım daha ileriye taşıyalım yoksa Mavi Marmara kazanımına gölge düşer ve şehitlerimizin kanı yerde kalır.
2. Özgürlük Filosu yola çıktığında saldırı ile karşı karşıya kalırsa nefsi müdafaa hakkı mutlaka kullanılmalı. Unutulmamalıdır Mavi Marmara’yı Mavi Marmara yapan da budur. Evet, biz saldırmayacağız, biz kimseye sataşmayacağız ama hiç kimsenin de biz uluslar arası sularda seyrederken saldırıda bulunmasına ve müdahale etmesine razı olmamalıyız. Diyelim ki, İsrail tekrar bir ahmaklık yaptı ve saldırdı… Dünya devletleri kendi şeref ve haysiyetlerini korumak için buna sessiz kalmamalı (gerçi bu hususta onların sabıkaları hayli kabarıktır). Tabi bu nefsi müdafaa silahla, topla ve tüfekle olmayacak ama bir insanın nefsi müdafaası için gerekenler, sembolik de olsa mutlaka yapılmalıdır. Yani bizim donanımlı gelen askerlere karşı nefsi müdafaamız onları tamamen etkisiz hale getirmek için bir çaba sarf etmek olabilir yoksa donanımlı gelen askere karşı sivil bir insan ne yapabilir ki.
Şayet buradan Gazze’ye doğru giderken İsrail’in müdahalesi sonucu rota değiştirilecekse bu sefere hiç çıkılmasa daha iyi olur. Çünkü böyle bir davranış ve duruş(!) Mavi Marmara’daki kazanımların hepsini kaybettirdiği gibi aynı zamanda Mavi Marmara’da yapılan müdafaanın bir hata olduğunu da zımnen kabul etmek olur. Bu da tehlikeli bir tutum olacağı için üzerinde düşünülmeli ve ciddi istişare konusu edilmelidir…
2. Özgürlük Filosuna hararetle sahip çıkması gereken diğer bir taraf ise devlettir. Şöyle ki: Devlet, 1. Özgürlük Filosunda çizdirdiği karizmasını düzeltmek için bu tarihi fırsatı iyi değerlendirip 2. Filoya desteğini hiç esirgememeli yoksa kaybettiği itibar ve çizilen karizması tarih sayfalarına pekiyi cümlelerle geçmeyecektir. 9 vatandaşı hunharca katledilen bir devletin başı hakiki manada hala önüne eğiktir. Devlet ve hükümet tarafından bu fırsat kaçırılmamalı ve iyi değerlendirilmelidir.  
Bir sözümüz de İHH’ya: Herkes yaptığı işin kalitesinden ödün vermediği nisbette değer ve teveccüh kazanacaktır. Onun için İHH bir STK’ya neler düşüyorsa onu hakkıyla yerine getirmeli ve kendisine verilen kanuni hakları da sonuna kadar kullanmalıdır… Halkımızın bu teveccüh ve gayretini hak etmek adına.


Kaynak: Darulhikme.org.tr

Haber Ara