Müslüman bir ülkede demokrasi
İngiltere'nin önemli gazetelerinden THE INDEPENDENT Ak Partinin seçim zaferini değerlendirdi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-06-15 21:53:56
Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP’nin kazandığı seçim zaferini, bir çeşit Goldilocks masalı olarak tarif etsek çok da yanlış yapmayız: Çok büyük değil, çok küçük değil, tam olması gerektiği gibi. Türkiye’deki 50 milyon seçmen, AKP ve başbakan sıfatıyla Erdoğan’a üçüncü iktidar dönemini teslim etti, fakat sandalye sayısını azaltarak, anayasada tek başına değişiklik yapmak için istediği çoğunluktan da mahrum bıraktı. Sonuçlardan çıkan diğer işaretler de memnuniyet vericiydi. Laik CHP, sandalye sayısını arttırdı; aşırı sağcı MHP’nin desteği azaldı ve yeni Meclis’te rekor sayıda kadın görev alacak. Dahası, Kürt vekiller de Meclis’te.
Bir bütün olarak karşımızda müspet bir sonuç ve Türk seçmeninin olgunluğunun kanıtı duruyor. Seçmenler, AKP’ye son dört yıldaki ekonomik büyümenin ve çok ihtiyaç duyulan bazı sosyal programların ödülünü verdi, fakat kayıtsız şartsız bir ödül de değildi bu. Erdoğan, başarılarının keşfini sürme imkânı bulamayacak; keza AKP de tek parti hâkimiyetine yol açan bir konuma yerleşemeyecek. Başbakan, anayasal değişiklikler için konsensüs aramak zorunda kalacak.
AB’nin korkusu yersiz
Bu, her ulusal lider için sağlıklı ve büyük ekonomik kalkınma farklılıklarının, ciddi bir gelir adaletsizliğinin ve gelecekte nasıl bir yolda ilerleyeceği konusunda farklı fikirlerin olduğu Türkiye gibi bir ülke için, arzu edilir bir durum. Erdoğan, seçimlerin ortaya koyduğu eğilimleri rehber edinirse, yeni hükümeti de laiklerin endişelerini gidermek yönünde adımlar atıp, Kürt azınlığa daha fazla özerklik verme meselesine daha ciddi biçimde eğilecektir.
Bu sonuçların, Türkiye’nin AB yolculuğunun sürüncemede bırakılmasını gerektirecek bir tarafı da yok. Aksine, Türkiye’nin odağını bölgesel bir role kaydırmasında Brüksel’le sürtüşmesi, önemli bir faktör ve Arap Baharı, olsa olsa bunun güçlenmesine hizmet ediyor. AKP’nin iktidar sicili, keza pazar günkü zaferi, bir kez daha Avrupa’nın korkacak bir şeyi olmadığını ve Müslüman bir ülke demokrasiyi kucakladığında, kazanacak çok şeyi olduğunu gösteriyor. Umalım ki ülkenin bugün ilerlediği yolda, yarın bütün bir bölge de ilerlesin. (Başyazı, 14 Haziran 2011)
SON VİDEO HABER
Haber Ara