Zaman'a yazılı bir açıklama yapan AB Komisyonu genişleme komiseri Stefan Füle'nin basın ofisi, AB'nin 2010 ilerleme raporuna atıf yaptı. Açıklamada, referandumda kabul edilen değişikliklerle 1980 darbesini gerçekleştirenlerin dokunulmazlıklarının kaldırıldığının raporda not edildiğine dikkat çekildi ve "Şu anki soruşturma bu sürecin mantıki neticesidir." denildi.
Açıklamada AB'nin demokrasiye kasteden diğer eylemlerde olduğu gibi bu soruşturmayı da Türkiye'de "demokratik kurumların ve hukukun üstünlüğünün düzgün işleyişine olan itimadı kuvvetlendirmesi açısından bir fırsat olarak gördüğü" vurgulandı. AB Komisyonu, yargı sürecinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları çerçevesinde "adil" yürütülmesini beklediklerini kaydetti. Brüksel, yaptığı açıklamada isim vermeden Ergenekon ve Balyoz soruşturmasına da destek verdi.
Açıklamada şöyle denildi: "Komisyon, 2010 ilerleme raporunda 1980 darbesini gerçekleştirenlere dokunulmazlık zırhı temin eden anayasa maddesinin ilga edildiğini not etmişti. Şu an devam etmekte olan soruşturma bu sürecin mantıki neticesidir. Demokrasiye kastettiği iddia edilen diğer yargı süreçlerinde olduğu gibi, Komisyon devam etmekte olan bu soruşturmayı da Türkiye'deki demokratik kurumların ve hukukun üstünlüğünün düzgün işleyişine duyulan itimadı kuvvetlendirmesi için fırsat olarak değerlendirmektedir. Yargı sürecinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları çerçevesinde adil yargılama standartlarını temin etmesini bekliyoruz." 12 Eylül darbesini gerçekleştiren dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın ifadeleri 6 Haziran'da alınmıştı.
AB, 1998'den bu yana her yıl yayınladığı ilerleme raporlarında ordunun sivil idarenin tam kontrolü altında olması yönünde yoğun çağrılar yapıyor. 1998'deki ilk raporunda AB "1982 Anayasası'nın darbe sonrası askerlerce yaptırıldığını" vurguluyor. En son 18 Şubat 2008'de güncellenen ve Türkiye'nin AB üyeliğinin yol haritası niteliği taşıyan Katılım Ortaklığı Belgesi'nin kısa vadeli öncelikler bölümünde asker-sivil ilişkilerine geniş yer ayrılıyor. Belgede asker-sivil ilişkilerinde şunlar talep ediliyor:
AB üyelerinde olduğu gibi askeriyenin sivillerin kontrolü altına alınması yönündeki faaliyetlerin kuvvetlendirilmesi, askerin siyasete müdahalesinin engellenmesi, milli güvenlik siyaseti dahil olmak üzere güvenliğe müteallik bütün meselelerde sivil yetkililerin tam denetim sağlaması, güvenlik meselelerinin yürütülmesinde şeffaflığın temin edilmesi, askeri ve savunma siyasetinin belirlenmesi ve askeri harcamaların tasarrufunda tam meclis denetiminin sağlanması, askeri mahkemelerin yetkilerinin askeri personelin askeri işlerine yönelik olarak sınırlandırılması.
Zaman