Şam yönetimine karşı mesajlarını sertleştiren Türkiye, olası göçe karşı hazırladığı ‘yol haritası’na Suriye topraklarında tampon bölge kurulmasını da koydu. Bu önlem, Türkiye’ye geçmeye çalışan mülteci sayısı on binlerle ifade edilebilecek bir aşamaya geldiğinde alınacak. Diplomatik kaynaklara göre, ilk aşamada sayıları 4 bini bulan mültecilerin temel ihtiyaçlarını karşılayan Türkiye’nin yol haritasında şu hususlar öne çıkıyor:
Türkiye kendi topraklarında 10 bin kişiyi barındıracak bir önhazırlık yaptı. Ama göçü arttırır diye bunun duyulması istenmiyor.
Sayı 10 bini aşarsa, Türkiye bu yükü tek başına üstlenemez ve BM ile AB gibi kuruluşların mali yükü paylaşması gerekebilir. Bu amaçla BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile Avrupa Konseyi nezdinde girişimler başladı. Kızılhaç’la da görüşüyor.
Irak göçünün bir benzeri yaşanırsa, BM’nin desteğiyle Suriyelilerin kendi topraklarında geçici olarak barındırılması yani ‘tampon bölge’ kurulması gündeme gelecek. Bunun için BM Güvenlik Konseyi kararı ve kampların uluslararası toplum tarafından korunması gerekecek. Bu da geçmişte Kuzey Irak’taki ‘Kuzey’den keşif gücü’ gibi bir ‘gözlem gücü’ oluşmasını gündeme getirebilir.
BM yaptırımına destek
Önlemlerin 2. ayağı da Suriye lideri Beşşar Esad’ın kanlı operasyonlarının durdurulmasını hedefliyor. Bugüne dek ‘ikna’ yöntemi üzerinde duran Ankara, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 4 gün önce Esad ile yaptığı görüşmeden sonra ümidini kesti. Bu nedenle BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı bir yaptırım kararını açıkça desteklemeye başladı. Kimsenin Suriye’nin içişlerine karışma hakkı olmadığını belirten diplomatik kaynaklar, “Ancak içişlerine dokunmama hakkı, kendi insanlarını öldürme hakkı değildir. Uluslararası toplum gerekli değerlendirmeyi yapıp tavrını alacaktır” yorumunu yaptı. Türkiye’nin bir başka kaygısı da istikrarsızlığın bölgeye yayılması. Bunu Lübnan, Ürdün, İsrail-Filistin’de istikrarsızlığı tetikleyici bir gelişme olarak gören Ankara, uluslararası toplumun adım atarken bu hususa da dikkat etmesini bekliyor.
Esad’la köprüler atıldı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’nin hem asker hem sivil yönden Suriye’de en kötü senaryoya hazır olduğu mesajı verirken Başbakan Tayyip Erdoğan, Suriye lideri Beşşar Esad’a en sert eleştirisini yaptı. Erdoğan önceki gece ATV’de katıldığı programda Esad ailesini vahşet yapmakla suçlayıp “Maalesef Esad ailesi özellikle de Mahir Esad insani davranmıyor. Gelişmelere daha fazla sessiz kalamayız. İyi ilişkiler ilelebet süremez” diye çıkıştı. Düne kadar Esad’a kardeşim diye seslenen Erdoğan şunları söyledi: “Suriye olayı Libya gibi değil. Adeta iç meselemiz. 800-900 km sınırımız var. Can havliyle kaçarak Türkiye’ye sığınmak isteyenler için kapılarımızı kapatamayız, ama bu nereye kadar? 4-5 gün önce Esad’la konuştum, çok açık net anlattım. Buna rağmen bu işi çok hafife alıyorlar. Maalesef bize farklı şeyler söylüyor. Ne yazık ki insani davranmıyorlar. Şu anda vahşetin... Düşünün öldürdükleri kadınların kafasında öyle çirkin görüntü veriyorlar ki yenilir yutulur değil. İster istemez BM Güvenlik Konseyi’ni devreye sokuyor. Orada da hazırlıklar var. Türkiye olarak bunlar karşısında kalkıp da hâlâ Suriye diyemeyiz.”
Gül: En kötüsüne hazırız
Gül ise “Suriye’yi günlük istihbaratla çok yakın takip ediyoruz. Sivil-asker en kötü senaryolara karşı hazırlığımızı da yapmış vaziyetteyiz. Tabii ki hiçbir zaman en kötü gelişmelerin olmasını arzu etmeyiz ama maalesef işlerin de iyiye gitmediği çok açık. Dolayısıyla Türkiye’nin her türlü şartlara karşı hazırlığı yapılmıştır. Ne gerekirse o tedbirler hep alınacaktır. Hem komşumuz, hem akrabalarımız, hem kardeşlerimiz. Durum bizi yakından ilgilendiriyor” diye konuştu.
AA
AA