Dolar

36,5144

Euro

38,0834

Altın

3.368,37

Bist

9.658,72

'Anayasada uzlaşma arayacağız'

Başbakan Erdoğan, 'Yeni dönemde de 367’nin üzerine çıksak da anayasa konusunda uzlaşma komisyonu kurmanın yolunu ararız. Hatta daha önce yüzde 1 oranını koymuştuk zannediyorum onun üzerinde oy alan parlamentonun dışındaki partilerle de görüşürüz' diye konuştu.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-11 10:12:38

'Anayasada uzlaşma arayacağız'

Başbakan Erdoğan, Oğuz Haksever, Nermin Yurteri, Nilgün Balkaç ve Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtladı.

Başbakan’a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:

Oğuz Haksever: Siz yarın İstanbul’la devam ediyorsunuz...

Recep Tayyip Erdoğan: İstanbul’da yarın benim seçim bölgem Tuzla’dan başlayacağız. Maltepe ve Üsküdar’da üç ilçe mitingi ile tamamlayacağız.

Oğuz Haksever: Bir bilanço yapabilir misiniz? Seçim meydanlarının bilançosunu. Sayılarla değil ama sizde bıraktığı izlenimlerle ne dersiniz?

Recep Tayyip Erdoğan: 68 il ve ilçelerle birlikte 89 miting oldu. Gerçekten Hakkari’yi bir kenara koyarsak coşkunun heyecanın tavan yaptığı bir kampanya oldu. Benim dışımda gerek genel başkan yardımcılarım, bakan arkadaşlarım, adaylar, kadın kollarımız, gençlik kollarımız onların da bu arada tüm il ve ilçelerde yoğun çalışmaları oldu. Bu çalışmalar esnasında katılım bazında ilgi alâka gerçekten çok çok iyiydi. 2007 seçimleri aşırı sıcağa geldi kampanya o sıcak içinde çok zordu. Bu defa yağmurlarla birlikte başladı kampanya. İşte son bir hafta 10 gündür sıcaklar bastırdı ve sıcağa rağmen ilgi, alâka çok iyiydi. Ama üzülerek söyleyeyim; ayılanlar, bayılanlar çok çok fazla oldu.

Oğuz Haksever: Bu mitingde şarkı söylediğinize de tanık olduk.

Recep Tayyip Erdoğan: Birkaç tane oldu.

Nermin Yurteri: Geçen seçimlerle bu seçimleri karşılaştırdığınızda nasıl bir tablo görüyorsunuz? Laiklik, asker-sivil ilişkileri üzerinden yürüyen bir seçim kampanyası dönemi olmadı bu defa daha çok projeler konuşuldu.

Recep Tayyip Erdoğan: Aslında projeler dersek dikkat ederseniz diğer liderler yatırım projeleri noktasında bir şeyleri olmadı. Sadece bir iki sosyal proje ileri sürdüler yoksa ülkenin kalkınması noktasında yatırımlara yönelik ne ana muhalefetten ne de MHP’den böyle bir proje duymadım ben. Zaten bağımsızların bu tür proje söyleyecek halleri yok çünkü konumlarını biliyorlar. Biz hem yatırımlara yönelik projeler hem de sosyal ve siyasi projeler öne sürdük. Öncelikle anayasa, ileri demokrasi, temel hak ve özgürlükler bunun üzerinde ısrarla durduk. Sosyal projeler noktasında şu anda uygulamakta olduğumuz sosyal projeleri emeklisinden, özellikle memuruna, işçisine, gençlerimizin geleceğine yönelik atacağımız adımlara varıncaya kadar bunun üzerinde durduk. Üçüncüsü, yatırımlar noktasında projelerimiz ki İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerimizde dev projeler uygulamaya koyacağız bunları açıkladık. Bunların detaylarını da o illerdeki arkadaşlarımız genelde işlediler. Ama şu anda süreç itibari ile yetişemediğimiz ama bitirdiğimiz, yasaklara girdiği içinde maalesef ticari noktada çalıştıramadığımız Konya hızlı trenini bitirdik. Ama sayın Bahçeli’nin seçim beyannamesinde Ankara-Konya hızlı tren projesi var. Fakat bitti. Ben test sürüşünü başlatmıştım şimdi yasaklara girdiği için açılışını yapamadık. İnşallah seçimlerden sonrada resmi açılışı yapılacak.

Nermin Yurteri: Sayın Baykal bu kadar gezmiyordu, sayın Kemal Kılıçdaroğlu daha yoğun bir seçim kampanyası süreci yürüttü. Sayın Bahçeli Diyarbakır’a gitti yani daha yoğun bir kampanya dönemi muhalefet açısından göründü.

Recep Tayyip Erdoğan: Doğru şu anda sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir defa Cumhuriyet Halk Partisi içinde kendini ispatlama durumu söz konusu. Bunu başarması lazım orada belli bir yere oturması gerekiyor. Onun içinde sayın Baykal’ın aldığı oy oranının üstüne çıkması lazım. Zaten bütün hesaplarını onun üzerine yapıyor. Yüzde 40-50’ler üzerinde bir hesap ağzından duymadınız. En son söylediği şu söz çok manidardı; “kimin oylarında eksilme olursa o siyaseti bıraksın.” Ben dedim kim birinci parti olmazsa bu işi bıraksın ama yanaşmadı. Şimdi 20.9’du sayın Baykal’ınki onun üzerine artı 1 koyabilir onun için rahat hareket ediyor ama yüzde 40-50’nin hesabını yapmıyor. Bir defa iddiasız bir siyasettir. Bir lider öncelikle iktidarı yakalamak için oynar siyasette hedef budur. Biz partimizi kurduk 16 ay sonra iktidar olduk. Bunun için tüm Türkiye'yi kucakladık. Ama siz söylemlerinizle her şeyinizle bütün Türkiye'yi kucaklayacak adımı atmanız için inandırıcı olmanız lazım. Olamazsanız benim halkım, milletimde size gereken ilgi alâkayı göstermez. Şu anda da ben inanıyorum ki bu kadar gayret gayet güzel. Özellikle Sivas’ın doğusuna gitmek bu bizim ısrarla söylediğimiz yaklaşım türüydü biz bunu bütün siyasi partilerin yapması gerektiğini, Türkiye'nin normalleşmesi için bunu çok önemsediğimizi anlatmıştık. Bunu gerek sayın Kılıçdaroğlu gerek sayın Bahçeli tarafından yapılmış olması gerçi sayın Bahçeli sadece Diyarbakır’a gitti bildiğim kadarıyla sayın Kılıçdaroğlu daha fazla illeri dolaştı. Bu bence normalleşme sürecine katkısı olacak bir süreçtir diye düşünüyorum bu anlamda memnunum.

'AK PARTİ'LİLERE TEHDİT VAR'

Ruşen Çakır: Daha önceki seçimlerde daha çok muhalefet partileri size yönelik, şahsınıza ve partinize yönelik ideolojik, siyasi argümanları öne çıkarırlardı. Laiklik meselesi, asker-sivil ilişkisi meselesi ve hatta Kürt meselesinde sizi ve partinizi PKK ile işbirliği yapmakla suçlayan da oluyordu. Bu seçimde dikkat çekici bir şekilde özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu tür ideolojik konulara çok girmediğini, MHP de aynı şekilde terör konusuna girmiyor. Muhalefetin bu tür ideolojik meseleleri gündeme taşımamasını olumlu mu buluyorsunuz?

Recep Tayyip Erdoğan: Burada laiklik konusu bu seçimlerde pek gündeme girmedi. Asker sivil ilişkilerini kısmen gündeme soktular o da yine önceki gibi değildi. Fakat bireyselleşme kişisel noktada maalesef hakaretler çok oldu. Burada da tek hedef iktidar olmamız hasebi ile biz olduk. Bize aynen söylenmiş şeyleri geçmişten bugüne tekrar söylediler. Buna rağmen bence başarılı bir kampanya süreci yaşadık diyebilirim. Tabi Sivas’ın doğusuna gidilmesi ile o ayrı bir manidar süreçti bu konuda da atılan adımların başarılı olduğu kanaatindeyim. Temennim o ki bundan sonraki süreçte de bunu aynı kararlılıkla devam ettirelim ve özellikle teröre karşı sivil hareketlerin, siyasi partilerin, STK’ların yanılmıyorsam dün Diyarbakır’da bir duruşu oldu bu çok önemli bir duruş bunu başarmamız lazım. Özellikle Güneydoğu’da kısmen doğuda terörün yok edilmesi bu bölgenin kalkınmasını bir defa çok ciddi bir katkı sağlayacak. Yatırımcı oraya bundan dolayı gitmiyor. Güvenin olmadığı yere yatırımcı gitmez. Güven ve istikrar varsa yatırımcı gelir. Biz bunu sağlayalım inanın Güneydoğu’da, Doğu’da patlama olur. Yoğun bir ilgi alâka var birçok yönüyle. Bir defa emek orada çok daha ucuz olacak, arazi noktasında bizim desteklerimiz söz konusu. Bunu başardığımız zaman bir defa en önemli sorun olan işsizliği büyük ölçüde bu bölgede aşağı çekmeye başlayacağız. Burada bu defa neyi başlatıyorlar mesela şu anda bağımsız adayların ilanına bakıyorsunuz iki kelime görüyorsunuz demokrasi ve özgürlük. Burada büyük bir çelişki var 12 Eylül demokrasi ve özgürlük için şu anda filanca diyenler 12 Eylül’de sandığın üzerine çarpı işareti koydular. Bu defa bunu koymuyorsun sandığa gidecek olanları tehdit ediyorsun. Yoğun bir şekilde tehdit var benim ilçe başkanlarıma tehdit var il başkanlarıma tehdit var, şu anda milletvekili adayı arkadaşlarıma tehdit var. Bunlar artık bayağı ileri dozda olmaya başladı. Bakıyorsunuz Cizre’de yaşanan Diyarbakır’da yaşanan yani İmam Hatip’teki 13-15 yaşındaki çocukların kaldığı yurtlara molotofların atılması çocukların yüzlerinin vücutlarının yanması bunları neyle izah edeceksiniz. Sadece 150’yi aşkın bizim seçim bürolarına ve araçlara maalesef bu BDP ile ilgisi alâkası olduğuna inandığımız bu ihtimal içinde değerlendirdiğimiz birbirleriyle böyle besleniyorlar bu tür bir anlayış var. Bu yıldırma politikasına karşı da biz duruşumuzu aynen devam ettireceğiz. Demokrasi mücadelesini biz sandıkta çok daha haysiyetli bir şekilde vereceğiz ve ben inanıyorum ki halkında Pazar günü yapılacak seçimde bunun cevabını en güzel şekilde verecektir. Tabi Cumhuriyet Halk Partisi, MHP onlar gibi bu tür şeylerin içine girmediler. Ama BDP maalesef bu konuda asla terör örgütüne karşı tavır koymadığı içinde böyle bir durum ortada. Bu seçimin bence en üzüntü veren yanıdır.

'KÜRT SORUNUNU  BÜYÜK AŞAMADA ÇÖZDÜK'

Ruşen Çakır: Tahmin yapmak olmasın ama BDP’nin güçlü bir grupla meclise gireceği yolunda neredeyse ortak bir kanaat oluştu. Gelecek olan isim profillerine baktığımız zaman çok daha deneyimli çok daha farklı özellikleri olan kişiler. Siz çok net şekilde eleştiriyorsunuz. Böyle bir grup gelecek ve sizin başlatmış olduğunuz bir açılım var ve herhalde devam ettireceksiniz. Nasıl olacak bu kişilerle bu sertlikte?

Recep Tayyip Erdoğan: Biz Kürt meselesinin muhatabı olarak sadece bu parlamentoya gelecek olan milletvekillerini mi göreceğiz? Ülkemdeki tüm Kürt kardeşlerim bu meselesinin çözümünde ortak paydada yer aldığımız kardeşlerimiz. Eğer siz parlamentoya gelenlerle bu işi çözeriz derseniz orada aldanırsınız. Onların bir defa Kürt meselesini ve Kürt kardeşlerimin sorunlarını çözmek gibi bir dertleri yok. Eğer olsaydı böyle dertleri bizim Güneydoğu yaptığımız yatırımlar konusunda bizim önümüze engel olmaz yardımcı olurlardı. Bir çok oralarda yatırımlar yapıyoruz ve bu yatırımlara yönelik iş makineleri yakılıyor. Yüksekova’da havaalanının temelini atıyoruz oraya katılım noktasında engeller yapılıyor. Şırnak Cizre’de havaalanı yapacağız aynı şekilde engellemeler yapılıyor. BDP buradan nemalanıyor. Bu tür yatırımlar olmasın ki tüm Kürt halkı Kürt kardeşlerimiz nasıl istismar edilecek. Burada devlet var mı, burada okul var mı, burada hastane var mı, burada duble yollar var mı şu var mı bu var mı? Hatta bakıyorsunuz bu duble yolların filan barajların filan harekat için güvenlik harekatları içinde yapıldığını söyleyenler bile çıkıyor ortaya. Şimdi bizim buradaki yaklaşımımız artık biz Kürt sorununda çok önemli bir aşamaya geldik bu işi büyük ölçüde çözdük biz. İnkar politikaları bu iş bitti. Asimilasyon politikalarını biz büyük ölçüde bitirmiş vaziyetteyiz. Bundan sonraki şey köy boşaltma idi faili meçhullerdi filan yeni olaylar duyuyor muyuz? Şu anda tam aksine terörden zarar görenlere yönelikte çok ciddi ödemeler yaptık. Bundan böyle artık benim Kürt kardeşlerimin sorunları vardır. Türk’ün yok mu, Gürcü’nün yok mu, Laz’ın yok mu, Boşnak’ın, Roman’ın yok mu hepsinin kendilerine göre sorunları bu sorunları da çözeceğiz. Sorumluluk makamında olduğumuza göre hepsinin sorununu çözeceğiz. Güneydoğu’da Arap kardeşlerimiz var bunların da sorunlarını çözeceğiz. Ama burada bir dayanışma içine girmek bir ortak paydada buluşmak veya sadece bir kimlik siyaseti yapmak sureti ile buradan bir şeyler elde etme gayretine girmek bir defa sorunu çözmek değil yeni sorun meydana getirmektir. Bugüne kadar olmayan şeyler şimdi ne yazık ki olmaya başladı. Örneğin BDP sadece benim Kürt kardeşlerimin üzerinden gidiyor onun istismarını yapıyor MHP’de sadece Türklük üzerinden gidiyor onun istismarını yapıyor. Burada bu şekilde giderek bir çözüme ulaşabilir misiniz? Niçin belli bir etnik unsurun partisi oluyor bunlar. Aynı şekilde Cumhuriyet Halk Partisi de kumsalların sahillerin partisi olduğunu söylüyor. Ama biz Türkiye partisiyiz biz siyasetin merkezindeyiz. 780 bin kilometrekarenin partisiyiz 74 milyonun partisiyiz biz hepsine hitap ediyoruz. Bizde dışlama ayrımcılık söz konusu değil. Son günlerde bakın Kürtçe ezan meselesi Cuma namazı meselesi sadece şu Kürtçe ezan meselesi BDP’yi Cumhuriyet Halk Partisi’nin yanına taşıdı. Cumhuriyet Halk Partisi bunu 18 Temmuz 1932’de yaptı Türkçe ezan başlattı. 18 yıl bu ülkede Türkçe ezan okutuldu.Tabi merhum Menderes yasağı kaldırdı ve aslına uygun olarak ezan okunmaya başlandı. Ne oldu bunlara birden bire Kürtçe ezan. Baktılar tepkiler çok fazla gelmeye başladı geri döndüler. Kalkıyorlar bakıyorsun Diyarbakır Ulu Camide Cuma namazı kılıyor onlarda arkada belli bir yerde Cuma namazı kılıyor ayrıca. Söylenen ne devletin memurunun arkasında Cuma namazı kılınmaz. Burada asıl olan ehliyettir, liyakattir. Kendilerinin arkasında namaz kıldığı kişi Diyarbakır belediyesinde bir görevli. Ama Cuma birliktir, beraberliktir. Bu birliğimiz beraberliğimizi bozmaya kimsenin hakkı yok. Bu sorunlar parlamentoya gelecek 20 kişi ile 25 kişi ile 30 kişi bu çözüme bu mantık bu anlayış katkı sağlamaz.

Nilgün Balkaç: Peki efendim farklı bir tablo çıktı aslında bir çok ilk yaşandı bu seçimde sizin de söylediğiniz gibi Sivas’ın öte yanına gidilmesi ve tabi bunun dışında MHP ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin bölgeye gitmesi Diyarbakır’a gitmesi ve burada verilen mesajlar anayasa değişikliklerini gündeme getirmeleri bu tablo yeni bir seçim oluştuğunda hem anayasa hem Kürt sorununun çözülmesi ve diğer başlıklar için size umut veriyor mu? İkincisi de siz bir ile gitmeden önce bir anket yaptırıyorsunuz başbakandan ne bekliyorlar sorunları nedir ne değildir özellikle size Doğu ve Güneydoğu’dan gelen istekler ve talepler nedir? Son olarak sizde kendi metinlerinizi seslendirdiniz vatandaşa direk ulaşmaya çalıştınız reklam filmleri ile hem sahada hem de bu reklam filmlerinin getirdiği sonuç neydi?

Recep Tayyip Erdoğan: Gerçek kamuoyu araştırması Pazar günü belli olacak. Ben başarılı olduğu inancındayım. Ve arkadaşlarım gerçekten çok büyük emek sarf etiler. Bizim olay aslında çokta profesyonel değildir. Başından beri profesyonel anlayış ama amatör ruhla bu işi hep yapmışızdır. Bütün bu çalışmalar esnasında yeni bir anayasanın hazırlığı konusunda ben sayın Bahçeli’ye üç kez kendisinden randevu talep etmiş bir başbakanım. Ama hiç birine ben karşılık alamadım. Sayın Baykal’ı yeni genel merkezlerinde ziyaret ettim hayırlı olsuna gittim iadeyi ziyaret olmadı. Kılıçdaroğlu’nu genel başkan seçildi mecliste makamında ziyaret ettim iadeyi ziyaret olmadı. 26 maddelik paket için bir araya gelelim dedik MHP hemen esastan karşı çıktı Cumhuriyet Halk Partisi ise kahve içmeye gelirsiniz dedi buna rağmen arkadaşlarıma yine de gidin filan dedik adeta dalga geçtiler. BDP ile zaten yapılacak olan şey adeta kalmamıştı. Böyle bir süreç içinde mecliste kıran kırana bir 330 mücadelesi verdik. Ve parti kapatılmasından en çok yakınan BDP bile o maddeye de katılmadı. O maddeye katılmış olsaydı şu anda parti kapatılması olayı yine zor aşamaya girdi de çok daha da zor olacaktı. Şimdi yeni anayasa meselesine bu dönemde biz yine aynı teşebbüsü yaparız yeter ki halkım bize 367’nin üzerinde eğer oy veriyorsa milletvekili çıkartma imkanı veriyorsa biz 367’nin üzerine çıkardık diye aramamazlık yapmayız yine bir uzlaşma komisyonu kurmanın yolunu ararız. Evet derlerse birlikte çalışırız STK’larla görüşürüz, hazırlanan zaten taslaklar var bu taslaklardan istifade ederiz. Hatta daha önce yüzde 1 oranını koymuştuk zannediyorum onun üzerinde oy alan parlamentonun dışındaki partilerle de görüşürüz. Bu bütün milleti kuşatacak olan bir anayasa. Olmadı diyelim 330’un üzerinde bir yere geldik biz yine müracaatımızı yaparız. Bu da olmadı yine yaparız olmazsa mevcut neyse onunla yolumuza devam ederiz.

ntv
 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara