Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Gurbetçiler, Almanya'nın çifte vatandaşlıktaki ayrımcılığını AİHM'ye götürdü

Çifte vatandaş olamadığı için mağdur olan bin kişiden imza toplayan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD), söz konusu bin kişi adına Strasbourg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) Almanya aleyhinde dava açtı. UETD yöneticileri, Avrupa Bi

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-09 10:53:31

Gurbetçiler, Almanya'nın çifte vatandaşlıktaki ayrımcılığını AİHM'ye götürdü
Çifte vatandaş olamadığı için mağdur olan bin kişiden imza toplayan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD), söz konusu bin kişi adına Strasbourg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) Almanya aleyhinde dava açtı. UETD yöneticileri, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve İsviçre gibi ülkelerin vatandaşlarına çifte vatandaşlık imkanı veren Almanya'nın Türklere farklı davranarak ayrımcılık yaptığını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin Ek 14. Protokolü'nü ihlal ettiğini vurguladı.

MAĞDURİYETLER 'VATANSIZ' KONUMUNA DÜŞMEYE KADAR VARDI
Dün akşam Köln'de bulunan UETD Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen UETD Genel Başkanı Hasan Özdoğan, "Bugün, daha önce vekaletini aldığımız bin vatandaşımızın vekaletleriyle, aynı zamanda Türkiye UETD Başkanımız olan avukat İsrafil Kahraman beyin hazırlamış olduğu dilekçeyi AİHM'ye sunduk. Çifte vatandaşlığın Almanya'da tekrar temin edilmesi için müracaatta bulunduk." dedi.

Avrupa'da dört ülkenin Türklere çifte vatandaşlık imkanı tanımadığını hatırlatan Özdoğan, "Bunların başında Almanya geliyor. Avusturya, Danimarka ve Hollanda'da bununla alakalı sorunlar var. Almanya'da 2000 yılında, sağ oyları çekmek için Hessen Eyalet Başbakanı Koch tarafından yapılan kartpostal aksiyonu neticesinde 2000 yılında Göç Yasası çıkarıldı. Bu yasa bazı gerekli değişiklikler yapılırken, büyük ölçüde Türkiye'den gelen göçmenlerle ilgili çifte vatandaşlığın kısıtlanması en önemli noktası oldu. Bundan dolayı yasaya 'Türk yasası' denildi. Bu yüzden bir çok insan mağdur duruma düştü." ifadelerini kullandı.

Birçok gurbetçinin, Alman vatandaşlığından sonra tekrar Türk vatandaşlığına da döndüğünü dile getiren Özdoğan, "Bunlar bir şekilde tespit edilerek, bir çok insanımız Almanya'da oturma müsaadesi bile olmayan, 'vatansız' konuma düştüler. Alman Anayasa Mahkemesi'ne kadar giden hukuki mücadeleler oldu. Ve Anayasa Mahkemesi çifte vatandaşlık konusundaki müracaatları reddetti. Dolayısıyla iç hukuk imkanları kapanmış oldu. Bundan dolayı bu yolun uygun olacağını düşünüp AİHM'ye müracaatın doğru olacağını, bunun için yoğun gerekçeler olacağını tespit ettik" dedi.

AİHM'NİN HUKUKİ VE SİYASİ BASKI GÜCÜ VAR
Amaçlarının asla Almanya'yı suçlu durumuna düşürmek, imajına zarar vermek olmadığını, böyle bir hareket başlatarak çifte vatandaşlığın sağlanması olduğunu vurgulayan Özdoğan, "Çifte vatandaşlık sağlanarak Türkiye'de ve Almanya'daki haklarımızın, seçme seçilme, mülkiyet haklarımızın korunmasını istiyoruz. Mavi Kart sahibi olarak Türkiye'de büyük zorluklar yaşıyor, bazen banka hesabı bile açtıramıyoruz." ifadelerini kullandı.

Almanya'nın 2000 yılında başlayan ve uzun yıllar süren AB baskıları sonrasında 2006 yılında Anti Ayrımcılık Yasası çıkardığını bildiren Özdoğan, "Almanya ayrımcı tutumuyla kendi çıkardığı yasayı da çiğnemiş oluyor. Bazı diktatör rejimler vatandaşlık yasalarına 'ülkemizin vatandaşlığından çıkılamaz' diye madde koymuşlar. Bu ülkelerin vatandaşları Almanya tarafından çifte vatandaş olarak kabul ediliyor. Ve demokratik, NATO üyesi, AB adayı Türkiye'nin vatandaşlarına bu imkan sağlanmıyor. Bundan ala ayrımcılık olamaz." dedi. Bunun düzeltilmesi için bazı hareketlenmelerin olduğunu belirten Özdoğan, "SPD ve Yeşiller bu konuda adımlar atıyorlar. KRV'de grişimler var. Bunun Eyalet Temsilciler Meclisi'ne gitmesi söz konusu. Orada hükümetle uzlaşmaya gidilerek bunun sağlanması söz konusu." dedi. AİHM'in yaptırım gücü olmadığını ancak hukuki ve siyasi baskı gücü olduğunu belirten Özdoğan, "Hedefimiz çifte vatandaşlığın sağlanması için bu konuda müspet düşünen güçlerin harekete geçmesi, bu ayrımcılığa son verilmesi." diye konuştu.

Haber Ara