Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

"Kekemelikte en doğru tedavi yöntemi konuşma terapisi"

Malatya Devlet Hastanesi psikologu İzzet Güllü, seslerin, hecelerin veya sözcüklerin sık tekrarlanması ile konuşmanın ritmik akışını bozan duraksamalar olarak tanımlanan kekemeliğin tedavisi için en uygun yöntemin konuşma terapisi olduğunu belirtti.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-01 09:11:54

Malatya Devlet Hastanesi psikologu İzzet Güllü, seslerin, hecelerin veya sözcüklerin sık tekrarlanması ile konuşmanın ritmik akışını bozan duraksamalar olarak tanımlanan kekemeliğin tedavisi için en uygun yöntemin konuşma terapisi olduğunu belirtti. Sağlıkta iyileşme haline belirli bir süreç sonucu ulaşıldığını vurgulayan Güllü, doğal zaman sürecini yok sayan '9.99 TL'ye gömlek' satış kampanyası gibi '15 günde kesin çözüm' gibi reklamlı tedavilere itibar etmemesini istedi.
Psikolog İzzet Güllü, yaptığı açıklamada, günümüzde düzgün ve akıcı konuşmanın sosyal yaşamla uyumda, iş ararken kendini ifade etmede ve iletişim başarısında öncelikli unsur olduğunu, bu nedenle kekemelik ve pelteklik tedavisinin büyük önem taşıdığını ifade etti. Kekemeliğin erkeklerde kadınlara oranla 3-4 katı fazla görüldüğünü, her 100 hastadan 86′sının erkek olduğunu ifade eden Güllü, ayrıca, kadınların tedaviye daha hızlı cevap verirken, erkeklerdeki tedavinin hem daha fazla zaman aldığını hem de daha güç olduğunu kaydetti. Güllü, kekemeliğin, özellikle heyecanlanma, baskı altına girme, sinirlenme, yeni kişilerle ya da toplum karşısında konuşurken tetiklendiğini, bu durumun kişiyi utangaç, içine kapanık ve toplumdan kopuk hale getirdiğini anlattı.
Kekemelik tedavisinde en uygun yöntemin konuşma terapisi olduğunu anlatan Güllü, "Kekemelikte çok etkili olduğu bilinen en doğru tedavi yaklaşımı okuma egzersizlerinin başı çektiği psikoterapi modelleridir. Ancak tedavi ülkemizde psikiyatri ve kulak burun boğaz kliniklerinde yapılır. Daha çok psikiyatri kliniğinde yoğunlaşan bu yardım talebinde hastalara kekemeliğin spesifik bir ilacı olmadığından antidepresan ilaçlarla yaklaşılır. İlaçlı tedavi çözüme katkı yapar ancak tam etkili bir yöntem değildir." dedi.
Ticaret mantığıyla yapılan kampanyalı sağlık hizmeti veren merkezlere itibar edilmemesi gerektiğini vurgulayan Güllü, "Ülkemizde akademik düzeyli fakülte eğitimi almış psikologlarca açılan danışmanlık merkezleri tek tek kapatılmakta ancak kimin ne amaçla ve hangi sıfatla açtığı bilinmeyen, bazı illerin en işlek caddelerine tabela asmış (ilimizde de vardır), kişilerden orta halli bir devlet memuru aylığına denk ücretlerin talep edildiği kekemelik merkezleri ne acıdır ki halen işletilebilmektedir. Gömlek, ceket satar gibi tedavi reklamı yapılamaz. Yoğun ve ani nitelikli korku duygusu ve anksiyete gibi gerek sorunu ortaya çıkarıcı ve sürdürücü nedenlerin gerekse bu sorunun depresif nitelikli tipik sonuçlarının (içe kapanma, öz güven düşüklüğü, dalgınlık, mutsuzluk, anksiyete vb.) psikolojik nitelik taşıması nedeniyle, ayrıca terapi prosedürleriyle düzelebilen bir sorun doğasında olması sebebiyle bu problemde baş vurulabilecek en doğru uzman özellikle hastanelerde psikiyatristlerle ekip işbirliği içersinde çalışan ve gerektiğinde bu uzmanların da desteğini alabilen psikologlardır." şeklinde konuştu.

Haber Ara