Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Barış Ataş, Türk futbolunun yeni 'Atom karınca'sı

Çok genç yaşta Diyarbakırspor'da gösterdiği performans onu önce takım kaptanlığına, ardından da Trabzonspor gibi büyük bir camiaya taşıdı. İlk sezonunda banko oyuncu olamasa da Şenol Güneş'in aklına gelen ilk yedeklerden birisiydi. Özellikle takımın

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-01 12:38:49

Barış Ataş, Türk futbolunun yeni 'Atom karınca'sı
Çok genç yaşta Diyarbakırspor'da gösterdiği performans onu önce takım kaptanlığına, ardından da Trabzonspor gibi büyük bir camiaya taşıdı. İlk sezonunda banko oyuncu olamasa da Şenol Güneş'in aklına gelen ilk yedeklerden birisiydi. Özellikle takımın skoru tutması gereken maçlarda sonradan oyuna girerek çalışkanlığı, sert ve yıldırıcı oyunuyla takımına katkı sağladı. Genç oyuncu Trabzonspor'un yeniden yapılanmaya gitmesi muhtemel yeni sezonda, orta alanın önemli alternatiflerinden biri olarak görünüyor.
    Futbol Federasyonu basın departmanının hazırladığı TamSaha dergisine konuşan Barış Ataş, 'Türkiye'nin en büyük takımlarından birine geliyorsun. İster istemez hayatında birçok şey değişiyor. Hayata bakış açın değişiyor bir kere. Hem sosyal açıdan hem de oyunculuk anlamında bu kulüpten çok şey öğrendim.' dedi.
    Teknik Direktör Şenol Güneş'in çok babacan bir yapısı olduğunu da belirten Barış Ataş, 'Onun gibi bir hocayla çalışmak büyük bir şans ve her futbolcuya nasip olmaz. Ben de kendimi bu şanslı oyunculardan biri olarak görüyorum. Özellikle İstanbul'daki maçlarda taraftarlarımız muhteşem. Tabii Trabzon'daki taraftarlarımız da öyle ama 10-15 dakika sonra susuyorlar, aralarındaki fark bu. Sahamızda biraz daha fazla stres ve baskı hissettiriyorlar futbolculara.' dedi.
    İşte Barış Ataş'ın TamSaha dergisine verdiği röportajın detayları şöyle:
    Diyarbakırspor'da oynadığın dönemde, çok genç yaşta takımın kaptanlığına yükselmiş bir oyuncuydun ve Ümit Millî Takım'da da forma giyiyordun. Transfer döneminde pek çok talibin olduğunu da biliyoruz. Bu talipler arasından Trabzonspor'u tercih etmenin nedeni neydi?
    Diyarbakırspor'da yaklaşık 8 sene oynadım. Hiçbir maçta yedek kalmadım ve bütün maçlarda üstün bir performans gösterdim. Taraftar o yörenin de insanı olduğum için ayrı bir sempati duymaya başladı bana karşı. Tabii o dönemde Ümit ve U19 Millî Takımlarında da oynadım ve taliplerim arttı. Ondan sonra Çetin Sümer Başkanım bana takım kaptanlığını verdi. Tabii bunda Ziya Hocanın da etkisi vardı. Önceki sezon boyunca performansımın iyi olduğunu düşünüyorum. Bu da taliplerimin artmasında etkili oldu. Trabzon da örf ve adet olarak bize çok yakın bir yöre. Diyarbakır'da Trabzonlular için "Bizim deniz görmüşümüz" derler. Trabzonspor'a da her zaman ayrı bir sempatim olmuştur. Dolayısıyla teklif geldiğinde hemen kabul ettim ve asla da pişman değilim.
    Diyarbakırspor'dan ayrılışın sorunlu olmuştu. Bir sezon önce para lâfı etmeden sözleşmesini uzatan bir oyuncuydun ama ertesi sezon alacakların ödenmeyince kulübünle davalık oldun ve serbest kaldın. İnsanın doğup büyüdüğü şehrin, kaptanlık da yaptığı takımıyla tatsız ayrılması neler hissettiriyor?
    Ben Diyarbakır'dan vicdanım rahat olarak ayrıldım. Çünkü Diyarbakırspor'a her şeyimi verdim. Sahaya çıktığım zaman tüm enerjimi oraya yansıtırdım. Tabii ben de ayrılırken kulübüme para kazandırmak isterdim. Zaten bunun için sözleşmem bittiği halde bir sene uzattım. İsteseydim o zaman da serbest kalabilirdim ama bunu yapmadım. Fakat bana verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı. Telefonlarıma bile kimse çıkmıyordu. Benim de bakmakla yükümlü olduğum insanlar var. Bunları göz önünde bulundurmak zorundaydım. Kişisel haklarımı korumak adına federasyona başvurdum. O 1 aylık dönemde ben yine kulübü aradım ancak hiçbir zaman muhatap alınmadım. Bana verilen cevaplardan sonra ciddiye alınmadığımı düşündüm. Daha sonraki süreçte federasyona başvurup serbest kaldıktan sonra Trabzon'a imza attım. Medyada çıkan haberlere üzülüyor tabii insan. Olayın içyüzünü bilmeyen insanlar hakkımda "Vatan haini" bile dediler. Tabii bu konuşmaları bundan çıkarı olan kişiler yapıyordu. Olayın aslını bilen kişiler böyle düşünmüyordu.
    Trabzonspor'da da Diyarbakır'ın plaka kodu olan 21 numaralı formayı giyiyorsun. Bu, şehrine bağlılığının bir simgesi olsa gerek, değil mi?
    Ben Barış Ataş olduysam Diyarbakır'da Barış Ataş oldum. Bunu inkâr edemem. Diyarbakır'ın gönlümdeki yeri her zaman ayrıdır. Altyapıdayken A takım formasını giyeceğim günün hayalini kurardım. Ben A takıma yükseldiğimde 21 numaralı forma Burhan arkadaşımızdaydı. O Gençlerbirliği'ne transfer olunca forma boşta kaldı ve bana lâyık görüldü. Ben de 21 numaralı formanın hakkını verdiğimi düşünüyorum.
    Trabzonspor'a gelmenin kariyerin açısından neleri değiştireceğini hayal ediyordun, geçen 1 sezonluk dönemde hayallerinin ne kadarını gerçekleştirebildin? Yani kısaca ne umdun, ne buldun?
    Bana verilecek şansı çok iyi değerlendireceğimi düşünerek buraya geldim. Tabii Trabzonspor'un oturmuş bir kadrosu var. Burada 18 kişilik kadroya girmek bile büyük başarı bence. Bugün itibariyle en büyük hedefim A Millî takım ve bu hedef için çalışıyorum. İnşallah önümüzdeki sezon da bunu başaracağım.
    Peki ay-yıldızlı forma altında oynamak sana neler hissettiriyor?
    Hedeflerimin doruk noktası diyebilirim. Millî Takım'da da kalıcı olmak istiyorum. Eğer bunu başarırsam Avrupa yolu da açılacak tabii ki.
    Senin görev yaptığın bölgede sezonun neredeyse tamamında Selçuk ve Colman oynadı. Ayrıca o bölgede görev yapabilen Ceyhun, Sezer gibi oyuncular da vardı. Trabzonspor'un orta sahasındaki bu rekabet sana nasıl yansıdı?
    Tabii Selçuk ve Colman iki sezondur birlikte oynadıkları için çok iyi anlaşıyorlardı. Ben de son sezonda onlarla beraberdim ve onlardan çok şey öğrendim. Umarım ben de Trabzonspor'da onlar gibi başarılı olurum.
    Trabzonspor'da, Diyarbakırspor'a oranla çok daha üst düzeyde oyuncularla birliktesin. Bu birliktelik, senin oyunculuğuna bir şeyler kattı mı?
    Türkiye'nin en büyük takımlarından birine geliyorsun. İster istemez hayatında birçok şey değişiyor. Hayata bakış açın değişiyor bir kere. Hem sosyal açıdan hem de oyunculuk anlamında bu kulüpten çok şey öğrendim.
    Futbolcu açısından büyük kulüp oyuncusu olmanın getirdiği bir farklılık var mı?
    Var tabii. Hem olumlu yanları var hem de olumsuz yanları. Olumlu yanları, göz önündesiniz, her yerde tanınıyorsunuz. Olumsuz yanları ise göz önde olduğunuz için rahat hareket edemiyorsunuz. Gençlerin örnek aldığı bir kişi olduğunuzu düşünüyor ve attığınız her adıma çok dikkat ediyorsunuz.
    Daha önce çalıştığın teknik adamlarla kıyasladığında Şenol Güneş hakkında neler söyleyebilirsin?
    Şenol Hocanın çok babacan bir yapısı var. Onun gibi bir hocayla çalışmak büyük bir şans ve her futbolcuya nasip olmaz. Ben de kendimi bu şanslı oyunculardan biri olarak görüyorum.
    Trabzonspor taraftarlarının takım üzerindeki etkisine baktığımızda deplasmanlarda başka, Avni Aker'de ise daha başka bir sonuçla karşılaşıyoruz. Takımın deplasmanlarda aldığı daha başarılı sonuçlar da bunun bir kanıtı gibi. Bu konuda neler söylersin?
    Deplasmanda oynadığımız zaman özellikle İstanbul'daki maçlarda taraftarlarımız muhteşem. Tabii Trabzon'daki taraftarlarımız da öyle ama 10-15 dakika sonra susuyorlar, aralarındaki fark bu. Kendi sahamızda oynadığımız maçlarda biraz daha fazla stres ve baskı hissettiriyorlar futbolculara.
    Bu sezonun unutamadığın maçı hangisiydi?
    Bu sezon unutamadığım maç Bucaspor karşılaşmasıydı. Bucaspor beraberlik golünü attığında sahadaydım, sanki üstüme kara bulutlar çöktü. Umut abi hemen ardından galibiyet golünü atınca nasıl sevindiğimi anlatamam. Çünkü maçtan önce Umut abiye "Bu maçta gol atacaksın" demiştim, sanki içime doğmuştu.
    Bu sezon ligde beğendiğin her mevkiin en iyi oyuncuları kimlerdi?
    Kalecilerden başlarsak, sakatlık geçirene kadar Onur Kıvrak, daha sonra Gaziantepspor'un kalecisi Zydrunas Karcemarskas. Sağ bekte Gökhan Gönül ile Serkan abi arasında gidip geliyorum ama Serkan abiyle hep beraber olduğum için onun tüm özelliklerini biliyorum, bu nedenle Serkan Balcı diyebilirim. Stoperlerde ise tabii ki Egemen abi ve Gaziantepsporlu Dany. Sol bek olarak İsmail Köybaşı, orta sahada Selçuk İnan ve Gustavo Colman, sağ kanatta Burak Yılmaz, sol kanatta Arda Turan, forvet arkasında Alex De Souza ve Jaja, forvette Umut Bulut.
    Karadeniz doğal güzellikleriyle ünlü bir yer. Çevreyi gezme, keşfetme fırsatı buldun mu, nereleri beğendin?
    Sümela Manastırı ve Uzungöl'e gittim, gerçekten çok güzel yerler. Sümela Manastırı'nı gördüğümde inanamamıştım, çok etkileyici bir yapı.    
    Güneydoğu gibi mutfağı çok zengin bir yöreden gelip Karadeniz mutfağına alışmak zor olmadı mı senin açından? Trabzon'un yemekleriyle aran nasıl?
    Bu bölgenin mutfak kültürünü bildiğim için çok fazla zorluk yaşamadım. Burada genellikle balık ve köfte yiyorum. Ailem de yanımda olduğu için bu konuda sıkıntı çekmedim. Evde yemeklerimi annem pişiriyor, dolayısıyla damak tadı konusunda bir zorluk yapamıyorum.
    Geleceğinle ilgili nasıl hayaller kuruyorsun? Kariyer planlamanda neler var?
    Kariyer planlamamla ilgili önceliğim Trabzonspor'da başarılı olmak. Bordo-mavili forma altında kendimi ispatlamak ve daha sonra Millî Takım'da oynamak istiyorum. Avrupa olursa Avrupa'ya gitmek, olmazsa Trabzonspor'da futbol hayatıma devam etmeyi amaçlıyorum.
    Kazandığın parayla nasıl yatırımlar yapıyorsun, ailenin hayatında neleri değiştirdin?
    Bir futbolcunun en dikkat etmesi gereken konunun bu olduğunu düşünüyorum. Şu anda futbolcu olarak iyi ücretler alıyoruz. Tabiri caizse musluk akıyor ama 10 yıl sonra ne olacağını hiçbirimiz bilemiyoruz. Bu nedenle kendi adıma iyi bir yatırım yapmam gerekiyor.
    Trabzonspor'un bu sezonki performansını nasıl değerlendiriyorsun?
    Şampiyon olmak için çok çaba harcadık, elimizden geleni yaptık ama averajla kaybettik. Ama yine de kendimizi şampiyon gibi görüyoruz.
    

Haber Ara