Dolar

34,9449

Euro

36,7036

Altın

2.990,69

Bist

10.125,46

Ergenekon davasında Danıştay tanıkları dinleniyor

Ergenekon ana davasında, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması olaylarına ilişkin dava dosyasının tanıklarının dinlenmesine devam ediliyor.
    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-30 15:11:52

Ergenekon davasında Danıştay tanıkları dinleniyor
Ergenekon ana davasında, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması olaylarına ilişkin dava dosyasının tanıklarının dinlenmesine devam ediliyor.
    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen Ergenekon davasının 184'üncü duruşmasında tanık Mehmet Ener'e doğrudan soru sorma işlemi ile duruşmaya devam edildi.
    Tutuklu sanık Ergun Poyraz'ın avukatı ve 2. Ergenekon davasında tutuksuz yargılanan Avukat Hüseyin Buzoğlu, Tanık Ener'e, Osman Yıldrım ile görüşmelerine ve Yıldırım'ın iddialarına ilişkin çok sayıda soru yöneltti. Tanık Mehmet Ener ise davanın 19 Nisan ve 21 Nisan tarihli oturumlarına ilişkin tutanakların okunmasını istedi. Buzoğlu, Tanık Ener'e Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Danıştay'a saldırı davasının 13 Şubat 2008'deki karar duruşmasında Osman Yıldırım'a "Neden konuşmadın? hani konuşacaktın?" diye seslenip seslenmediğini sordu.
    Tanık Ener ise, "Osman Yıldırım'a bir yönlendirmem söz konusu olmadı. Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz'e açıklama yapması noktasında 'hani anlatacaktın?' diye sordum. Başka bir kastım yoktu" dedi. Avukat Buzoğlu'nun "Osman Yıldırım'a 'Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar ile Muzaffer Tekin ve Veli Küçük'ün adlarını açıklamasının müvekkiliniz Süleyman Esen'e yarar sağlayacağını söylediniz mi?" sorusuna da Ener, kanuni hakkını kullanarak müvekkili Esen hakkındaki hiçbir soruya cevap vermeyeceğini söyledi.
    Avukat Buzoğlu'nun soruları üzerine Mehmet Ener, Danıştay binasının güvenlik kameralarına ait kayıtların incelenmesi talebinin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmediğini belirterek, "Güvenlik kameralarını 3,5 yıl sonra bu mahkeme inceledi. Ankara'daki davada incelenmiş olsaydı gerçekler daha iyi ortaya çıkacaktı." dedi.
    Tanık Mehmet Ener, avukat Buzoğlu'nun "Bütün bu sanıkların burada bulunmasının sebebi sizsiniz. Burada tanık olarak size sorular soruluyor, bir gün sanık olarak yargılanacaksınız. Atfı cürümün ne anlama geldiğini biliyor musunuz" sözlerinin tehdit içerikli olduğunu savunarak mahkemeden işlem yapılmasını talep etti.
    Tutuklu sanık Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük'ün, "Osman Yıldırım ile görüştükten sonra Şamil Tayyar'a gideceğinize önce Savcı Hamza Keleş'e gitseydiniz" sözleri üzerine Tanık Ener, "Benim hayatımda keşke yoktur." diye konuştu. Zeynep Küçük, "Osman Yıldırım, Şamil Tayyar'a sızdırılan açıklamalarında Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları Veli Küçük'ten aldığını söylüyor. İstanbul Cumhuriyet savcılarına Ankara Sincan Cezaevi'nde verdiği ifadede bombaları Muzaffer Tekin'den aldığını söylüyor. Bunlar nasıl sızmış olabilir." diye sordu. Avukat Ener ise "Onu basına sormak lazım." karşılığını verdi.
    Daha sonra da Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, kendisine davetiye gönderilmesine rağmen duruşmaya gelmeyen tanık Nejat Uysal'ın, polis zoruyla mahkemeye getirildiğini açıkladı. Daha sonra da tutuklu sanık Alparslan Arslan'ın arkadaşlarından Nejat Uysal'ın tanık sıfatı ile dinlenmesine başlandı.
    Danıştaya saldırı yapıldığı dönemde Üsküdar Ülkü Ocakları'nda görev yaptığını söyleyen Uysal, sanık Alparslan Arslan'ın ülkü ocağına gelip gittiğini ve bu sayede tanıştıklarını anlattı. Alparslan Arslan'ın teşkilata hukuk fakültesinden öğrenci arkadaşlarıya sürekli geldiğini anlatan Uysal, "Zaman zaman teşkilatımıza ait çay bahçesinde ya da teşkilatımızda bir araya gelir çay içer, sohbet ederdik." dedi.
    Osman Yıldırım ve Alparslan Arslan'ın ülkü ocaklarına ait çay bahçesine birlikte geldiğini anlatan Uysal, "Alparslan rijit bir arkadaşımızdı. Kimsenin dediğini kabul etmiyordu. Kendi doğrularında ısrar eden biriydi. Dosluk anlamında diyoloğu olmazdı." dedi. 2005 yılında Alanya'ya taşındığını belirten Uysal, Danıştay'a yapılan saldırıyı televizyonlardan öğrendiğini belirtti. Televizyonlarda Alparslan Aslan'ın isminin 'Arslan Alparslan' şeklinde ters yazıldığını söyleyen Uysal, "Acaba Alparslan Arslan mı ? diye düşündüm hemen aradım Alparslan'ı. Ancak olayı gerçekleştiren oydu ki telefonuna cevap vermiyordu. Zaten daha sonra televizyonlar da olayı gerçekleştirenin Alparslan Arslan olduğunu söyledi." ifadesini kullandı.
    Alparslan Arslan'ın olayda kullandığı silahı nasıl temin ettiği konusunda bilgisi olmadığını belirten Uysal, Danıştay saldırısıyla ilgili herhangi bir ilgisi olmadığını söyledi. Uysal, "Alparslan bir gün beni aradı, bir arabaya ihtiyacı olduğunu nasıl temin edebileceğini sordu. Ben de araba alım-satım işiyle uğraşan tanıdık arkadaşım Aykut Metin Şükre'nin telefonun verdim." dedi. Tanık Uysal, "Aykut Metin Şükre'nin ifadesinde, benim Alparslan'ı kendisine silah alması için yönlendirdiğimi söylemiş, bu doğru değil. Niçin böyle söylemiş anlamadım ama belki korkuyordur. Ben sadece Alparslan'ı otomobil alması konusunda Aykut Metin Şükre'ye yönlendirdim." dedi.
    Alparslan Arslan'ın ve avukat arkadaşı Süleyman Esen'in bir dönem Salih Kurter'den dini tavsiyeler aldığını iddia eden tanık Uysal, "Salih hoca onlara muska yapıp vermiş. Kurşun geçirmez bir etkisi varmış. Salih Kurter'e giden arkadaşlarımız ailelerinden fazla bu hocaya bağlanmışlardı. Alparslan'a sordum, 'Neden bu hocaya gidiyorsunuz?' diye. Alparslan da bana, 'Kuran öğreniyoruz, manevi olarak rahatlıyoruz' demişti." diye konuştu.
    Ergenekon sanıklarından Emin Gürses'i de ülkücülerin takıldığı çay bahçesinden tanıdığını belirten Uysal, "Kendi anlatımlarından önemli bir devlet görevlisi ya da istihbaratçı olduğunu düşündüğüm için birçok bilgiyi kendisi ile paylaşırdım." diye konuştu.
SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara