Dolar

34,8725

Euro

36,7751

Altın

3.048,45

Bist

10.123,54

Erdoğan Esad'ı niye aradı?

Yeni Hama’lar, Halepçeler yaşanmamalı diyen Erdoğan’ın Esad’ı araması üstelik kendisine hakaret ve ithamlarda bulunan rejime destek vermesi nasıl ve neyle açıklanabilir?

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-30 12:23:24

Erdoğan Esad'ı niye aradı?


Ahmet Demir / TİMETURK

Suriye resmi haber ajansı Sana’nın Cuma günü geçtiği haberde, Başbakan Erdoğan’ın Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ı telefonla aradığı, çok samimi ve sıcak bir havada gereçekleşen bu görüşmede Erdoğan’ın Esad ve rejimine destek mesajı verdiğini ve Esad’a iki ülke arasındaki stratejik işbirliğinin devamından yana olduğunu bildirdiği yer alıyordu.

Suriye ile Türkiye arasında son bir aydır ciddi bir gerilim yaşandığını bilenler için bu haber tam bir sürpriz oldu. Zira Suriye gazeteleri ve dergilerinde son bir aydır Erdoğan ve AK Parti kıyasıya eleştirilmekte, hatta bu eleştiriler yer yer Erdoğan’ın şahsına yönelik hakaretlere varmaktaydı. Erdoğan’dan nankör, Amerikan işbirlikçisi, yeni Ortadoğu projesinin kilit oyuncusu olarak bahseden bu yazılar rejimin Erdoğan ve AK Parti hükümetine karşı başlattığı taarruzun medya ayağını teşkil ediyordu. Bu yazılar aynı hakaret dozu içermese de hala devam etmekte, Erdoğan ve hükümeti hâlâ eleştirilmektedir.

Yeni Hama’lar, Halepçeler yaşanmamalı diyen Erdoğan’ın Esad’ı araması üstelik kendisine hakaret ve ithamlarda bulunan rejime destek vermesi nasıl ve neyle açıklanabilir? Rusya’nın dahi Suriye rejimini acilen uygulamalara geçmesi yönünde ikaz ettiği bir dönemde Erdoğan’ın niçin uluslararası kamuoyunun tersine bir istikamet çizerek Suriye’ye destek verdiğini anlayabilmek mümkün değildir.

Bu durumda insanın aklına şu ihtimaller gelmektedir:

1- Hariciye teşkilatı ya Erdoğan’a hakaret eden yazılar da dâhil olmak üzere Suriye’de olup bitenlere tam olarak vakıf değildir.
2- Hariciye Teşkilatı hem yazılara hem de olan biten her şeye vakıftır ama Başbakan’ı ve hükümeti tam olarak bilgilendirmemekte veya yanlış bilgi vermektedir.
3- Ya da Hariciye teşkilatı doğru bilgi vermekte ama Erdoğan ve Hükümeti Hariciye teşkilatından gelen bu bilgi ve raporlara itibar etmemektedir.  Bu durumda Başbakan’ın bizim bilmediğimiz bir gerekçesi ve gayesi olmalıdır.

Görüşme şayet bildirildiği gibi sıcak ve samimi bir havada geçmişse o zaman Esad’ı aklayan, onun bu şiddet ve vahşette bir dahlinin olmadığını gösteren yeni bir veri ve durumun ortaya çıkmış olması gerekir. Bu ise eski bilindik nakarattan, yani Esad’ın reform yanlısı olduğu ama çevresi tarafından engellendiği iddiasından başka bir şey değildir. Ki Dışişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamalar da bu iddianın varlığını teyid etmektedir. Eğer hükümete böyle bir bilgi ve ikrar geldiyse bunun yeni bir oyundan başka bir şey olmadığı bilinmelidir. Tam da böylesi kritik dönemde hükümetin böyle bir ‘masala’ inandırılması Türkiye açısından çok feci sonuçlar doğuracaktır. Zira Suriye İnsan Hakları Örgütü’nün verdiği rakamlara göre şu ana kadar isimleri tespit edilen ölü sayısı 1100’ü aşmıştır. Gerçek sayının ise 3000’e ulaştığı tahmin edilmektedir. Ayrıca internet sitelerinde, cesetlerdeki vahşi işkence izlerini gösteren görüntüler yayınlanmaktadır. Bütün bunlara rağmen rejim cephesinde reformlara ve değişime dair hiç bir emmare görülmemekte hatta her şey bu şiddetin eksilmeden sürdürüleceğini göstermektedir.

Öyleyse bütün veriler ve gidişat aksi istikamete işaret ederken Esad’ın masum ve reform yanlısı olduğu bilgisini Başbakan’a ileten ya da yeniden gündeme getirenler kimlerdir? Argümanları ve delilleri nelerdir? Başbakan’a hakaret içeren yazılardan sonra rejimin bu dönüşünün sebebi nedir? Esad’ın bu yazılarla alakası yok denmesin zira Lübnan’da yayınlanan “El Kiffah” adlı derginin 16 Mayıs tarihli nüshasında ‘Erdoğan’ın İsrail’e geri dönüşü’ başlıklı imzasız yazının bizzat Esad tarafından kaleme alınmış olması kuvvetle muhtemeldir.
 
Ama bu telefon görüşmesi Türk hükümetinin en azından halen Esad’tan umutlu olduğunu göstermektedir. Bu ise hükümete Suriye ile ilgili doğru bilgi ve sağlıklı yorumların iletilmediğini göstermektedir. Hükümet şu andaki durumla ilgili olarak Filistin’li mütefekkir ve siyasi Azmi Beşara’ya kulak vermelidir. Azmi Beşara El Cezire kanalında katıldığı bir programda, krizi şiddet kullanarak çözemeyen Suriye rejiminin artık iç savaş çıkarma planını devreye soktuğunu söylemektedir. Beşşara’ya göre işkence altında öldürülmüş insanların cesetlerinin saklanmayıp ailelere teslim edilmesinin ardındaki asıl sebep, insanlardaki kin ve nefret duygularını kışkırtmak böylece onları intikam almak için silah kullanmaya sevk etmek, yani iç savaş çıkartmaktır.

Şayet Beşara’nın tesbit ve teşhisi doğruysa –ki bütün veriler ve gidişat bu tesbitin doğruluğunu teyid etmektedir -  o zaman Esad’dan hâlâ umutlu olmak abesle iştigalden başka bir şey değildir.

Esad’a verilen bütün krediler ise iç savaşa davet çıkartmak olacaktır. Bunu Başbakanın artık görmesi gerekmektedir.
 

Haber Ara