Ankara Barosu Başkanı Feyzioğlu: Parmak hesabı ile Anayasa yapılmaz

Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, "Anayasalar uzmanlaşma metinleridir. Toplumların barış mutabakatıdır. Toplumsal barışın mutlaka o Anayasa'nın demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla yazılması lazımdır. Parmak hesabıyla Anayasa yapılmaz." dedi.
Giresun Barosu tarafından düzenlenen bir panele katılmak için Giresun'a gelen Feyzioğlu, Giresun Gazeteciler Derneği'ni ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını değerlendiren Feyzioğlu, 12 Haziran genel seçimlerinin ardından AK Parti'nin gündeminde olan Anayasa'nın değiştirilmesi konusunda açıklamalarda bulundu. 12 Haziran seçimi öncesi AK Parti tarafından Anayasa değişikliğiyle ilgili henüz kamuoyuna net bir açıklamanın yapılmadığını ve bu durumu eleştiren Feyzioğlu, "Siz istemezmisiz basın olarak, basın özgürlüklerini ilgilendiren bir konuda Anayasa yapılırken söz sahibi olun. Esnaf, sanatkarlar istemez mi sosyal devlet oluşurken, sendikalar istemez mi Anayasa oluşturulurken söz sahibi olsunlar. Bizim önümüze bir şeyler yazılıyor, önümüze konuluyor. 'Beğenilirsen' deniyor. Üstelik elmalar, armutlar havuçlar hepsi bir sepete konuyor. Demiyorki 'Sen şu havuçlara göre oy vereceksin. Bu havuçlar çok lezzetli. Bu havuçlara göre oy vereceksin. Elmaların zehirli olup olmadığı seni çok ilgilendirmez. Ya boş ver, havuç güzel, lezzetli.' Yani bunun neresi demokratik. 10 madde yapıyoprsan eğer, 'Bana göre bu bu maddesi güzeldir, şu değildir'. 'Peki olur hadi uzlaştık bunda dersin.' Ama bir paket hazırlıyorsun. Paketin içerisinde birbiriyle ilgisiz bir sürü madde var. 'İşte bunu beğenirsen buna oy ver. Bunu beğenmiyorum, ee sen bilirsin. Havucu kaçırıyorsun o zaman. Havucu da yemeyeceksin' deniyor. Havuta havuç olsa bari. Bir kere yöntem olarak bu 12 Eylül 2010 referandumu ve değişiklikleri çok yanlış yapıldı. Maalesef bundan dolayı dikkat edin toplum kutuplaştı. Ortasından bölündü. Aynı yöntem maalesef tekrar edilecek gibi bir izlenim var. 'Anayasa'yı değiştireceğim diyor' siyasi partiler. Peki değştireceksin de ne yapacaksın? Söyle. Yani en büyük söylemin 'Anasayı' değitireceğim. Anayasayı değişitreceksen o zaman ben seçmen olarak değişikliğin en azından işaretlerini görmek istiyorum. Yani 'Bunu şöyle yapacağım, bunu böyle yapacağım.' Tamam maddelerin metinlerini verme bana. Çünkü o metinleri zaten yazmamış olman lazım. Birlikte yazacağız onları. Beklentimiz bu. Ama şöyle bir çizgide Anayasa düşünüyorum de, bizde bilelim Anasaya'nın değişeceğini. Ona göre oy verelim vermeyelim." diye konuştu.
Feyzioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bakın Türkiye için Ortadoğu ülkelerinin demokrasileriyle kıyaslanıyor olmak, 'Onlara göre ilerisiniz' deniyor olmak bir başarı değildir. Türkiye için bu bir gerileme. Biz çünkü Fransa, İngiltere, Almanya ile demokraside yarışmamız lazım. Gerçekten de bir dönem öyle güzel sinyaller vardı ki, hem Anayasa'mızda hem temel kanunlarımızda öyle güzel hükümler ve uygulamalar vardı ki, biz dünya ile yarışıyorduk. Umut vaat ediyordu. Bu belki hepimizin hayatına yansımamıştı ama umut vaat ediyordu geleceğe ilişkin. Bugün maalesef farklı bir noktadayız. Çözüm nedir derseniz. Çözüm, basının n'olursa olsun doğruları yazmasıdır. 'Doğruya doğru, yanlışa yanlış' demesidir. Baroların 'Doğruya doğru, yanlışa yanlış' demesidir. Yapılan doğruları da 'Elinize sağlık' diyerek övmesidir. Ama yanlış yapılıyorsa da hiçbir şeyden çekinmeden o yanlışları söylemesidir. Çözüm örgütlü toplumdur. Çözüm demokratik kitle örgütlerinin güçlenmesi, yaygınlaşmasıdır. Seçimden sonra yeni bir dayatma olmayacağını umut etmekten başka şuan diyeceğim bir şey yok. Anayasalar uzmanlaşma metinleridir. Toplumların barış mutabakatıdır. Toplumsal barışın mutlaka o anasayanın demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla yazılması lazımdır. Parmak hesabıyla anayasa yapılmaz."