Nebile Ramdani* / TIMETURK
Altı ay önce Şam’da bir konferansta halk önündeki Esma el-Esad’ı konuşurken duyduğumda, Tony Blair’in İngiltere’sinin ilk günlerini anımsadım. Açık bir vatan lehçesiyle Londra doğumlu Suriye baş bayanı, Arap İngiliz-dili öğrencilerine açıklamak için “aktif vatandaşlık” gibi sloganlar kullandı; “Ülkenizde bir payınız olmalı, istediğinizi gerçekleştirmek için bir şans” diyordu.
Suriye’de ışıltı 36-yaşındaki kadının çarşılarda ve meydanlarda halkıyla bir araya gelme görüntüsü, medyamsı Blairizm ile mukayeseyi ebedileştirdi. Tasarımcı etiketlerin, Chanel gözlüklerin ve Christian Louboutin topukların altında, kitleler önünde, çelikten bir zekâyla halk reformu ihtiyacını açık seçik ifade edebilen bir kadın vardı.
Fakat artık “Esma projesi” terk edildi. Kocası Beşşar El-Esad’ın Suriye’nin demokrasi-yanlısı harekete karşı kullandığı ölümcül güç, tüm lakırdıları boşa çıkardı. Ayrıca Esma’nın 3 küçük çocuğuyla İngiltere’ye kaçtığına dair rivayetler de yok değil. Ailesi, Kardiyolog Fevaz Akraz ve eşi emekli diplomat Seher Otri (1950’lerde Suriye’yi terk eden Sünniler), Batı Londra’da Acton’da yaşıyor.
Küçüklüğünde “Emma” olarak bilenen Esma, Nusayri azınlıktan Beşşar’la Suriye’deki bir tatilde tanıştı. 1992’te diktatör Hafız el-Esad’ın ikinci oğlu Beşşar, Londra’da göz doktorluğu üzerine yüksek lisansa başladı ancak ağabeyi Basil’in 1994’te araba kazasında ölmesinden sonra eve çağrıldı. Başkanlığın yeni veliahdı olarak, deniz aşırı kız arkadaşıyla ilişkisine gizlice devam etti. Nihayetinde 2000 Kasım’ında evlendiler.
Her neredeyse Esma’nın “kayboluşu”, Suriye’deki durumun artan umutsuzluğa dair gerekenleri söylüyor. 2005’te gençleri “aktif vatandaşlığa” teşvik için kurduğu Massar organizasyonu içerisinde öldürülen, yaralanan ve tutuklanan kaç kişi vardır acaba?
Komik gibi görünebilir ancak o zamanlar baş bayan genç Suriyelilerin dikkatlerini “sivil toplumun güçlendirilmesine” çevirmeleri gerektiğini söylemişti. İçlerinden çok azı Esma’nın İngiltere’deki ayrıcalıklı eğitiminden faydalanabildi. Harley Caddesi’ndeki Queen’s Koleji kız okuluna gitti ve Londra’daki King’s Koleji’nde ilk bilgisayar derslerini aldı. Fakat hepsinin “faydalı şekilde dâhil olabileceğini” ve “uluslararası bir bakışa” sahip olabileceğini öne sürdü. Evlenmeden önce Deutsche Bank ve JPMorgan’da çalışan Esma, Suriye halkına BT yeteneklerinin küresel ekonomi içerisinde sayısız zenginliğe çevrilebileceğini anlatmaya da çok hevesliydi.
Söylemeyi unuttuğu şey gençlerin Suriye’deki farklı görüşleri ifade etmek için kullandığı internetin düzenli olarak kapatıldığıydı. Yakınlarda Şam’dayken, blog yazarı öğrencilerin “casusluk” gibi “güvenlik suçlarından” 5 yıla kadar hapis cezaları aldığını duymuştum. En sıradan hallerde dahi başkanın adı geçtiğinde kalabalıklardan alkışlaması beklenirdi. Muhaberat’tan sivil-kıyafetli binlerce polis, işbirliğini dayattı.
Böylesi yöntemler, Esad hanedanlığını 41 yıl başta tutabildi. Esma da bunu hiç şüphesiz biliyordu. Aynı zamanda kocasının 2000’de babasının yerini almasını “kabul eden” yüzde 97 halk çoğunluğuyla “seçilen” son başkanı olduğunun da farkındaydı. Esma’nın sürekli “dini ahenk” atıflarına rağmen, 1982’de Hama’da 20 bin Sünni’nin öldürülmesi emrini veren kayınpederiydi.
Hama ve bugün Dera’da olanlar arasında meşum benzerlikler bulunuyor. Suriye ulusal ordusunun 4’ncü Zırhlı Birlik komutanı Beşşar’ın en genç kardeşi Mahir, sivil göstericilerin öldürülmesine önderlik etti. Nusayrilerden oluşan korkulu paramiliter birlikler, Esad’ların BM insani incelemesine izin vermedikleri bu kadar kan dökülmesinden sorumlu.
Esma’nın evlendiği, bu mezheptir. Suriye’de yabancı gazeteciler resmen yasaklı da olsa, ışıltılı batılı dergiler onun resimlerini bu sene yayınladı. Amerikan Vogue dergisinde Mart ayında yer alan yalaka bir söyleşide, “aşırı demokratik ilkelerle yönetilen” evini “çöldeki bir gül” olarak betimlemişti. (Artık bu söyleşi web sitesinde yok). Tüm abartılı hürmetine rağmen, en azından söyleşi, Suriye’den 40 milyar dolar hortumlayan Esad’ların çiğ açgözlülüğüne dikkat çekmeyi başardı.
Birçok baş bayan, alışveriş bağımlısı olmakla suçlanır fakat Esma’nın mücevherata, giysilere ve (Halep’te 11’nci yüzyıl kalesine sahip “yakın dostu” Fransız ayakkabıcısı) Louboutin’lere takıntılığı gerçektir. Esad hanedanlığıyla evlenerek varsıllığını artırmış ve onun suçlarını sahte saygınlık kaplamasıyla örtmeye çalışmaktadır.
Mal varlıklarının dondurulması, seyahat yasağı gibi 13 önde gelen isme karşı bu ay açıklanan cılız AB yaptırımları, Suriye başkanını henüz ulaşmamıştır. Hala itibarını, reform çağrılarının rejimi içindeki tutucularca görmezden geldiğini iddia ederek geri kazanabilir. Yine de bu Esma’nın “aktif vatandaşlığı” teşviki kadar ikna edici olacaktır.
* Cezayir asıllı Fransa doğumlu Ramdani, İslami ve Arap dünyası konularıyla ilgilenen serbest bir gazetecidir. The Guardian, London Evening Standart ve New Statesman’da köşe yazarlığı da yapmaktadır.
Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.