Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yalçın: Rektör Bingöl kanunlara ve uluslararası mevzuata aykırı davranıyor

Eğitim-Bir-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Ali Yalçın, Fırat Üniversitesi'nde uluslararası düzeyde 'en fazla yayın yaptığı' için Mühendislik Fakültesi Dekanı'ndan imzalı teşekkür belgesi alan bir doçent olan Ahmet Baylar'ın başına gelenlerin, insanı

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-26 14:31:10

Yalçın: Rektör Bingöl kanunlara ve uluslararası mevzuata aykırı davranıyor
Eğitim-Bir-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Ali Yalçın, Fırat Üniversitesi'nde uluslararası düzeyde 'en fazla yayın yaptığı' için Mühendislik Fakültesi Dekanı'ndan imzalı teşekkür belgesi alan bir doçent olan Ahmet Baylar'ın başına gelenlerin, insanı çıldırtacak cinsten olduğunu belirtti.
Fırat Üniversitesi Rektörü Feyzi Bingöl'ün kanunlara ve uluslararası mevzuata aykırı davrandığını savunan Yalçın, "Anayasa, herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu, kimsenin dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmaması ve suçlanmaması gerektiğini hüküm altına almışken, Rektör Bingöl'ün kanunlara ve uluslararası mevzuata aykırı, insan onurunu hedef alan, ehliyet ve liyakat kriteri gözetmekten uzak uygulaması yargısız infazdan, cinayetten farksızdır." dedi.
1995 yılında Fırat Üniversitesi'ne araştırma görevlisi olarak başlayan, doktora eğitimini bitirmesine az bir süre kalmasına rağmen daimi kadroya atanmayan Ahmet Baylar'ın, 2001 yılında Cumhurbaşkanlığı makamına bir yazı yazarak, 'Niçin kadro verilmediğini' sorduğunu ama kendisine iki satırlık bir cevap bile verilmediğini kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fırat Üniversitesi'nde Bingöl'ün rektör olarak görev yaptığı 2000-2004 ile 2008-2011 yılları arasında maruz kaldığı haksız uygulamalar dayanılacak ve sineye çekilecek gibi değil. Daimi araştırma görevlisi kadrosuna geçişi yapılmıyor. Cumhurbaşkanlığı da cevap vermeyince, kurum değiştirip DSİ'ye geçiyor. Kurum değiştirmek zorunda bırakılmayı, aynı bölümde açılan yardımcı doçentlik kadrosuna atanmayı hak ettiği halde atanmamayı içine sindiremeyerek, konuyu mahkemeye taşıyor. Mahkeme kendisini haklı bulup, yardımcı doçentlik kadrosuna atanmasına hükmediyor. İlk defa sevinilecek bir şey söz konusu ama Rektörlük, adeta 'fazla da sevinme, biz burada neci oluyoruz' der gibi, kaldığı yerden devam etmeyi seçiyor."
Başarılı bir akademisyen ve uluslararası düzeyde 'en fazla yayın yapmaktan' dolayı ödül alan Ahmet Baylar'ın, Haziran 2010'da profesörlük kadrosuna atanmayı hak ettiğini belirten Yalçın, şunları söyledi: "Ama yine kadro ilanı verilmedi; herkesin, birilerinin görüşüne göre 'öyle düşünmemesi' gereken adam olduğu için fişlendiği bir Türkiye'de, 'acaba benim hakkımda şerh mi düşüldü ki, bu tür saçmalıklarla karşı karşıya kalıyorum' diye düşündü. 2001 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e yazarak 'niçin kadrosunun verilmediğine' dair bilgi istediği ve cevap verilmeyen talebi aklına geldi. Uzun lafın kısası Rektör Bingöl kendisini fişlemişti."
Profesörlük kadrosuna atanmayı hak ettiği halde yine kadro ilanının verilmemesinin sebebinin açıkça ortaya çıktığını dile getiren Ali Yalçın, "Doç. Dr. Ahmet Baylar fişlenmişti ve bu zincirleme haksızlıkların sebebi de anlaşılmıştı. Anayasa, herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu, kimsenin dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmaması ve suçlanmaması gerektiğini hüküm altına almışken, Rektör Bingöl'ün kanunlara ve uluslararası mevzuata aykırı, insan onurunu hedef alan, ehliyet ve liyakat kriteri gözetmekten uzak cevabı yargısız infazdan, cinayetten farksızdır. Ahmet Baylar'ın başına gelenler, yakın dönemde yaşananları ortaya koyması açısından önemlidir. Bilimsel çalışmalara önem vermesi gerekenlerin, özgürlük ortamları olması gereken üniversiteleri kışla zihniyetiyle yönetip başörtülü eşlerinden dolayı bilim adamlarının hayatını nasıl zorlaştırdığını gösteren çok sayıda örneğe şahit olduk yakın geçmişte. Türkiye'yi karanlığa sürükleyen darbe girişimlerine destek veren, 'Ordu Göreve' pankartı altında yürüyüş yapanlar ülkemize en büyük zararı vermişlerdir. Türkiye demokratikleştikçe, temel insan hak ve özgürlükleri bilinci geliştikçe, bu anakronik zihniyet de yok olmaya mahkum olacaktır" değerlendirmesinde bulundu." açıklamasını yaptı.
SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara