Dolar

34,8728

Euro

36,7570

Altın

3.042,79

Bist

10.142,10

Gitarist, Filipinli, Müslüman...

Hıristiyan ve kilise müziği sanatçısı olarak yetiştirilen Helen, Müslüman olduktan sonra da müziğiyle dinleyenleri etkilemeye devam ediyor. Filipin asıllı olan sanatçı Ayşenur Helen Sağlam, bir Türk mühendisle evli.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-25 12:26:54

Gitarist, Filipinli, Müslüman...

Haber Merkezi / TIMETURK

Müziğiyle dinleyenleri etkilemeyi sürdüren Filipin asıllı sanatçı Ayşenur Helen Sağlam, çocukluğundan itibaren koyu bir Hıristiyan ve kilise müziği sanatçısı olarak yetiştirilen Ayşenur Helen, Köln'de konservatuar okurken Müslümanlarla tanışmış ve araştırarak Müslüman olmuş. Daha da ilginci şimdi eşini Hıristiyan yapmak için onunla ilgilenirken etkilenip Müslüman olmuş.


Müslüman olduktan sonra Ayşenur ismini de alan Helen; Filipince, Türkçe, İngilizce ve Almanca şarkı ve ilahilerle söylüyor.

Türk mühendis Sinan Sağlam ile evli olan Ayşenur Helen, müziğe eğitimini aldığı opera ile başlar. Müziğe Müslüman olduktan sonra yaptığı çalışmalarıyla devam ediyor.

Ayşenur Helen Sağlam, kilise tarafından üniversite okumak için gönderildiği Almanya'da Müslüman olmuş. Ülkesinde konservatuar bitirmiş ünlü bir sanatçı olan Ayşenur Helen, kendisini en çok Fatiha Sûresi etkilemiş.

Avrupa'da, birçok ülkede konserler veren Ayşenur Helen, Türkiye'de de birçok radyo ve televizyon programına konuk olmuş. Sübhanallah, The Light ve Ya Hz. Adem ve Havva'nın çocukları adlı üç klibi Türk televizyonlarında gösterilmiş.

Filipince, İngilizce, Almanca ve Türkçe olmak üzere dört dil bilen Ayşenur Helen'in hayat hikayesi de çok ilginç. Filipinler'in küçük bir kasabasında doğan ve Carranglan'da ilk ve ortaöğrenimini tamamlayan Helen, beş yaşından itibaren Hollanda'lı bir misyoner tarafından yetiştirilmiş. Helen, "Beş yaşında müziğe başladım. Orada çok meşhur olmuştum. Her tür müziği seslendiriyordum, büyük programlara çıkarıyorlardı beni. Michael Jackson'ın, Beatels'ın parçalarını seslendiriyordum. Henüz çocukken defalarca belediye başkanının önünde şarkı söylemiştim, meşhur olmuştum. Hollandalı misyoner de beni o zaman tanıdı. Bana hep vaaz ediyor, kilise için şarkı söylememi istiyordu. Kiliseyi çok sevmiştim, severek gidiyordum. Hem kilisede hem de okulda dini eğitim alıyorduk.

 

Filipinler'de konservatuarı bitirdikten sonra 1989 yılında kilisenin Köln Üniversitesi'nde konservatuar okuması için kendisini Köln'e gönderdiğini anlatan Ayşenur Helen, "Eşimi ve onun şahsında Türkleri tanıyıp İslamiyet'le ilgili şeyler okuyunca kendimi parça parça olmuş gibi hissettim" diyor. Müslüman olduktan sonra ailesinin ona düşman olduğunu belirten Helen, Filipinler'de yüzde 7 civarındaki Müslümanların da baskı ve zulüm altında olduğunu, her gün onlarcasının öldürüldüğünü aktarıyor.

Ayşenur Helen, "Ama yine de Müslümanlar umutsuz değil. Bu umutlarının kaynağı İslam." diyor. Kendisine çocukluktan itibaren İslam'ın gerçek bir inanç olmadığının söylendiğini belirten Helen, "Ama Hz. Muhammed'i (s.a.v.) okuyunca şoke oldum. Beni ilk etkileyen şey 16 yaşındayken bir kız arkadaşımdan duyduğum Fatiha Sûresi'nin anlamıydı. Hıristiyanlıktan çok farklıydı. Orada Allah çok farklı, Allah bizim babamız diye değil. O bizim gibi değil her şeye gücü yetendi." diyor.




Müslümanların en önemli görevinin dinlerini iyi temsil etmeleri, iyi örnek teşkil etmeleri gerektiğini belirten Helen, "Ben eşimin yumuşak huyluluğundan etkilendim ama dini yaşaması tam beni ikna etmedi. Kitap istedim ve ilk olarak Said Nursi Hazretleri'nin eseri, 33. Söz'ü okudum. Orada Allah'ı nasıl bir zat olduğu mükemmel bir şekilde anlatılıyordu" diyor.

Ayşenur Helen'e en büyük desteği eşi Sinan Sağlam veriyor. Eşinin ilk tanıştığında İncil'i ezbere bildiğini anlatan Sinan Sağlam, "Evlendikten 8-10 yıl sonra söyledi asıl niyetini. Meğerse beni Hıristiyan yapmak için bana yanaşmış" diyor.

Müziğin çok etkili bir anlatım yöntemi olduğunu belirten Sağlam, "Konserlerde Almanlar onun Sübhanallah parçasını tekrar tekrar istiyor" diyor.

Haber Ara