Bakan Yazıcı'dan muhaletefe kaset cevabı: Suçlamalar dayanaksız
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, muhalefetin MHP'de istifalara sebep olan kasetlerden iktidarı suçlamasını yanlış bulduğunu belirtti. Yazıcı, "Kasetlerin odağında bulunan siyasi partilerin, bunların sözcülerinin iktidarı suçluyor olmaları dayanaksız. Çün
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-05-23 12:44:48
Bakan Yazıcı, antrepoların lojistik merkezi olarak kullanımına imkân tanıyan projeyi basın toplantısı ile kamuoyuna açıkladı. Toplantıdan ayrılırken gazetecilerin sorularını cevaplayan Yazıcı, MHP'de istifalara sebep olan görüntülerle ilgili olarak "İnternetten yayınlanan kaset içeriekleri montaj olabilir. Fakat mağdurlar böyle bir iddiada bulunmadı hatta kimileri sinyal almak suretiyle istifa etti." ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin "İktidara ve AK Parti'ye yapılan suçlamaları nasıl görüyorsunuz?" sorusuna Yazıcı, şu karşılığı verdi:
"Bizim örtülü, kapaklı bir işimiz yok. Her alanda şeffaflıktan yanayız. Siyaset gönüllü yapılır. İnsanlar siyasete kendi iradeleri ile giriyor. Bununla birlikte siyasiler siyasete atılıp kendilerine bir alan belirlemekte hak ve özgürlüklerini sınırlamaktadır. 'Ben siyasete girdim, bütün hobilerimi dilediğim gibi icra ederim.' diye bir şey yok, ya girmeyeceksin ya da giriyorsan itinalı olacaksın. Toplumun yadırgadığı, tenkit edeceği alanlardan kaçınacaksın."
İnsanların görev alanları dışındaki faaliyetleri ile ilgili davranışlarının izlenmesinin kanun ile mümkün olduğunu anlatan Yazıcı, 'Bu kasetlerin elde edilişinde böyle bir dayanak olmadığı anlaşılıyor. Bu bakımdan önemli. Kaset içerikleri montaj da olabilir. Ama benim ilgimi çeken bugüne kadar kimse kendisi ile ilgili servis yapılan bu kasetlere dair montaj iddiasında bulunmadı. Hatta kimileri sinyal almak suretiyle istifa etti.' dedi.
"KAYITLARIN ŞANTAJ ARACI OLARAK KULLANILMASI TEHLİKELİ"
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, "Kayıtların şantaj aracı olarak kullanılması yanlış ve tehlikeli." uyarısında bulundu. Türkiye'de siyaseti tek toplumun dizayn edebileceğini, bunun dışında hiçbir gücün ya da örgütün böyle bir alana yön verme hakkı bulunmadığını dile getirdi.
Yazıcı, 'Bu konuyla alakalı hakikaten kasetlerin öznesi durumunda siyasi partilerin, bunların sözcülerinin partimizi veya iktidarı suçluyor olmaları da dayanaksız. Bilgiye dayanmıyor, bir insan ile alakalı herhangi bir mekânın değişik yerlerinde görüntülerin aynı kasette yer alıyor olması orada birlikte hareket edildiği şeklindeki bir kanaate de sebep oluyor.' yorumunu yaptı.
Basın mensuplarının 'Sizce görüntüler montaj mı, izlediniz mi kasetleri?' sorusunu Yazıcı, 'Ben uzman değilim. Bu tür şeyler montajlama yöntemiyle de servis yapılmış olabilir. Ama diyorum ki, piyasaya sürülen bu kasetlerle ilgili olarak, bunların öznesi konumundaki siyasetçilerden hiçbiri görüntülerin montaj olduğunu savunmadı. Bunu da ilginç buluyorum. Benim kanaatim, aynı çevrenin veya Türkiye'yi şekillendirmeyi esas alanların mühendislik faaliyetleri, planı." diye cevapladı.
Bağımsız milletvekili adayı Altan Tan'ın "Başbakan dikkatli olsun, kendi bakanlarının da kaseti çıkabilir." sözlerinin aktarılması üzerine ise Bakan Yazıcı, şunları kaydetti:
'Birisinin kaseti varsa, birisi servis yapacaksa yapsın. Neye dikkat edecek Başbakan? Başbakanımız zaten 'Bizde böyle birisi varsa biz bunu barındırmayız' dedi. Bunların yasalara uygun elde edilmeyişinin, bunların içeriğinin doğru olup olmadığının, bunların şantaj amaçlı olarak servis yapılıyor olmasının sorgulanması gerekir."
KILIÇDAROĞLU'NA KORO CEVABI
Hayati Yazıcı, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Bakanlar, koro halinde bana saldırıyor." sözlerine cevaben de şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kılıçdaroğlu'nun bu mantığının nezaketle bağdaşır bir tarafı yok. Bir siyasi her şeyden önce ihtiyatlı olmalı. Sen saldırılacak işler yapma, doğru şeyler söyle. Yanlış şeyler söylersen o yanlış şeylerin öznesi haline getirdiğin insanlar cevap verir. Cevap vermek de saldırı değildir. Benim karşı karşıya kaldığım durum hepinizin malumudur. Biri bir mail gönderiyor, ülkede ortalama aklı olan bir insan bilir ki öğrenciler ÖSYM'nin tertip ettiği yarışa giriyor ve ondan aldığı puanla bir yere yerleşiyor. O puan sistemini kimsenin değiştirmesi mümkün değil. Bunların kaydı var. Birinin böyle bir talepte bulunması için defa aklen malul olması gerekiyor. O mailde bu içerik ve istek var. Kılıçdaroğlu, bunu gördüğü zaman kâğıdı bir kenara atmalıydı. Atmadı, bunu siyasi bir argüman olarak kullandı. CHP'nin Genel Başkanı bu konularda daha ciddi olmalı. Bu çok büyük bir projeymiş gibi, önemli bir açık yakalamış gibi taksitlere böldü, bir gün bir cümle, ertesi gün bir cümle dillendirdi. Sonra 'Bunun ardında bir bakan var' dedi ve el altından basına ismimi verdi. Ben de çıktım hukukumu korudum. Bunu yaparken de özenli davrandım, çok değişik şeyler söyleyebilirdim, söylemedim."
Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Niye ben söyledikten sonra açıkladı?" sözlerine de atıfta bulunan Yazıcı, şöyle devam etti:
"Benim işim, gücüm var. Ben ülke yönetimi ile meşgulüm. Bana bilgi ulaştığı gün avukatıma talimat verip, suç duyurusu yaptırdım. Ertesi gün devam edince basın açıklaması yaptım. Bekledim ki özür dilesin, dilemedi. Daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile polemiğe girdi. Tabii yanıldığını itiraf etmeyip tartışmayı sürdürünce ben tazminat davası açtım. Dava şu an yargıda değerlendiriliyor."
Gazetecilerin sahte mail soruşturmasında gelinen aşamayı sorması üzerine ise Yazıcı, "Ben bilmiyorum, şikâyet konusunu yaptım, süreç devam ediyor. Bildiğim kadarı ile 3 isim üzerinde duruluyormuş, birini izlemişler." karşılığını verdi.
Yazıcı, mail soruşturmasının kaset skandalları ile irtibatlandırılıp "Burada fail bulundu, diğerinde niye bulunmuyor?" denilebileceğini aktarırken, "Benimle ilgili olan ülke içinde yapıldı. İletişimde görevli emniyet bunu temin edip buldu." ifadesini kullandı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara