İş dünyası tam demokrasi için yeni anayasa istiyor
Malatya Aktif İşadamları Derneği (MAKİAD) bünyesinde kurulan İstikrar ve Demokrasi Platformu, iş dünyasının 12 Haziran seçimleri sonrasına yönelik beklentilerini açıkladı. Platform adına konuşan MAKİAD Başkanı Ömer Fatin Nalçacı, "12 Eylül referandum
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-05-18 12:30:07
MAKİAD Başkanı Ömer Fatin Nalçacı, Gazeteciler Cemiyeti Toplantı Salonu'nda yaptığı açıklamada, ülke 12 Haziran seçimlerine giderken iş dünyasının düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmayı vicdani bir sorumluluk olarak gördüklerini söyledi. Bu çerçevede İstikrar ve Demokrasi Platformu'nu kurduklarını anlatan Nalçacı, "Halkımız, 12 Haziran seçimlerinde hangi partiye değil neye oy vereceklerini tespit etmelidir." dedi.
Yatırımcıların öncelikli beklentisinin istikrar sürmesi olduğunu belirten Nalçacı, şöyle devam etti: "Türkiye'de istikrar, ekonomik büyümeyi ve toplumun refah seviyesini artırır. Halkımız istikrar istemektedir. Ülkemizde güçlü iktidarların olduğu dönemler istikrarın hâkim dönemlerdir. Türkiye, son dönemde yakaladığı istikrar ile enflasyonu tek haneli rakamlara indirdi. Kişi başına milli gelir 2002 yılında 3 bin 492 dolar iken, 2010 yılında 10 bin 43 dolara yükseldi. Ülkemizde yoksulluk oranı 2002' de yüzde 27 iken 2010'a geldiğimizde bu oran yüzde 17'ye düştü. Türkiye artık koalisyon hükümeti istemiyor. Koalisyonlar ülke ekonomisini geriye götürür. 1990'lardaki koalisyon hükümetlerinin 2000'lerin başında Türkiye' ye bıraktıkları mirası herkes biliyor; 'Yüzde 100 oranını geçmiş enflasyon, iç ve dış borç faizleriyle boğuşan hazine, IMF reçetelerine teslim olmuş ekonomi, geleceğe dair ümidini kaybetmeye başlayan esnaf, sanayici, çiftçi, memur, işçi, hortumlanmış bankalar.' 12 Haziran'da tekrar o günlere dönmek istenmiyor. Oyumuzu istikrara vereceğiz koalisyonlara karşıyız."
Platform olarak demokratikleşmeye destek verdiklerini vurgulayan Nalçacı, "Türkiye demokratikleşme adına ilk ciddi adımını Adnan Menderes'in eliyle, ikincisini ise Turgut Özal döneminde gerçekleştirdi. Üçüncü büyük hamle AB'ye uyum programı çerçevesinde yapılıyor. Bu sayede düşünce özgürlüğü genişletildi. OHAL kaldırıldı. İşkenceye caydırıcı cezalar getirildi. Kadın haklarında ilerlemeler sağlandı. Statüko ve çetelere karşıyız. Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki tüm engellere karşıyız. Statüko ile Türkiye'nin önünü kapatanlara karşıyız. Ergenekoncu zihniyeti milletvekili yapanlara karşıyız." diye konuştu.
Daha fazla demokrasi için sivil anayasa istediklerinin altını çizen Nalçacı, şunları kaydetti: "12 Eylül referandumu Türkiye'nin yeni anayasa özlemini net bir şekilde gösterdi. Bu günün Türkiye'si darbe anayasası ile yönetilmek isteniyor. Bu sayede Türkiye tarihinde ilk kez sivil anayasa yapma fırsatı ile karşı karşıyayız. Etnik temelli siyasete karşıyız. Belirli bir etkin kimliğe ve bölgeye has siyaset yapılmasını istemiyoruz. Böyle yaklaşımlar, milli birlik ve bütünlüğümüzü bozar, toplumsal kardeşliği zedeler. Alevi, Sünni, laik, anti-laik ayrımına karşıyız. Ayrıca, Seçim atmosferine girdiğimiz şu günlerde ülkemizin huzurunu bozmak maksadıyla bir takım iç ve dış güçlerin oyunu olduğuna inandığımız, esnafımıza kepenk kapattırmaya yönelik her türlü baskı ve zorlamayı reddediyor, Ülkemizin istikrara birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu şu günlerde bizler iş adamları olarak kepenk kapatılmaya yönelik her türlü cebir ve zorlamayı da şiddetle kınıyoruz."
Nalçacı, dernek olarak bölge iş dünyasını buluşturmak ve ortak iş imkânlarını geliştirmek amacı ile 20–21 Mayıs tarihlerinde 'İş Geliştirme Platformu'nu organize edeceklerini de duyurdu.
Haber Ara