Başbakan Erdoğan: Milletin kendi anayasasını yapmasını engellemek istiyorlar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran'dan sonra Türkiye'ye yeni bir anayasa kazandıracaklarının sözünü verdiklerinin hatırlatarak, "Bizim bu projemizi sabote etmek için şimdi yoğun bir gayret var. Çeteler milletin kendi anayasasını yapmasından bü
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-05-18 14:31:30
Başbakan Erdoğan, Tokat Cumhuriyet Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi. 8,5 yıllık iktidarları süresince yaptıkları icraatları anlatan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e yüklendi. Başbakan Erdoğan, 12 Haziran seçimlerinden sonra yapılması düşünülen yeni anayasayla ilgili açıklamalar yaptı.
12 Haziran'dan sonra Türkiye'ye yeni bir anayasa kazandıracaklarının sözünü verdiklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu: "12 Haziran'da milletimizin anayasasını yapacağız. Bizim bu projemizi sabote etmek için şimdi yoğun bir gayret var. Bu aziz milletin kendi anayasasını yapmasını engellemek için yoğun bir gayret var. Çeteler milletin kendi anayasasını yapmasından büyük rahatsızlık duyuyor. İşte kaset mamulü bir genel başkan, şu anda çetelere olan borcunu ödüyor. Kaset mamülü genel başkan çetelere diyet ödüyor, onun rehberliğinde yürüyor. Ne diyordu birileri geçmişte. 'Ne veriyorsa 5 vereceğim, iki anahtar' diyordu. Konut geldi mi? Otomobil geldi mi? Emekliliği indireceğim dedi ve ülkemizi mahvetti, perişan etti. Bir insan, 40-45 yaşında emekli olur mu? Peki ne yapacak 40-45 yaşından sonra benim insanım? Yeni bir iş mi arayacak, evinin köşesine yatacak hali yok ki. 1991′de SHP ile yani şimdiki CHP ile koalisyon kurdular, merhum Özal'ın yaptıklarını bir kaç ay içinde adeta yakıp, yıkıp yok ettiler. Aklına ne geliyorsa söylüyor şimdi, bay Kemal. Sen dürüstsün de Denizli için uydurduğun Yunus bebek meselesi nedir. Araştırdık öyle bir şey yok. Yağmur adında bir bebek engelli olduğu için ailesi tarafından Çocuk Esirgeme Kurumu'na verilmiş, devlet de ona sahip çıkmış. Dürüstsen şimdi çık kamuoyundan özür dile. Antalya'da süt vereceğim, su vereceğim diyordu nerde bunlar 10,15 bin işsize iş vereceğim diyordu vekilin nerde. Araştırdım hiç biri yok, kendisi de 1 milyona iş vereceğim diyor, sırtında yumurta küfesi yok ki, atıyor da atıyor. Birisi de çıkıyor Hilal Kart, Helal Kart. Sınırı yok helalinden ye diyor, nerde kaynak, anlat biz de bilelim. Siz bizi rezil ettiniz, el aleme muhtaç ettiniz, IMF'den gittiler 30 milyar dolar borç aldılar, bize 23,5 milyar dolar borçla devrettiler. İyi tanıyalım bu Bahçeli'yi de, biz ödedik ödedik, şu anda IMF'ye 5 milyar dolar borcumuz var, onlar borçlandı biz temizliyoruz."
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e gönderme yapan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi akıl hocaları olan zat eskiden diyordu ki kendi zamanında, 'Bu CHP'nin iktidar zamanında sütün ineği kurur' şimdi maşallah kol kolalar. Hesap uzmanı olarak Kılıçdaroğlu işe başlamış, ama yalan uzmanı olarak çıkmış. CHP genel başkanı için artık 'U' dönüşü kavramı yetmiyor, şimdi 'S' dönüşü yapıyor. Bu, yürüyen yalan hafif kalıyor, koşan yalan hafif kalıyor, CHP genel başkanı artık 'Zıplayan yalan, uçan yalan.' Biz iktidarı hangi partiden aldık? MHP-DSP-ANAP değil mi? Biz devraldığımızda Türkiye'nin milli geliri neydi, şimdi 740 milyar dolar oldu. Aradaki bu fark benim vatandaşımın cebinden çıkıyordu. Ama şimdi bu para cebinizde kalıyor. Eğitimde Tokat'ta yaptıklarımız belli, açtığımız dersliklerin sayısı 8,5 yılda 1153, 9579 adet de bilgisayar gönderdik. Daha önce böyle bilişim teknolojili sınıflar yoktu. Kara tahtaları kaldırıyoruz, akıllı tahtalar getiriyoruz, dünyaya internet ağıyla bağlı olacağız, Tüm öğrencilerimize ücretsiz elektronik kitap dağıtacağız. Üniversitemizde bizden önce 45 lira veriliyordu, biz 240 lira veriyoruz. Vermeye de devam edeceğiz. Biz şu anda Tokat'tan 5′te 5 alacak mıyız. Alacağız. Tokatlım derse yapar."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1987 yılında Tokat'a gelirken trafik kazası geçirerek nasıl ölümden döndüğünü de anlattı ve o dönemki sağlık sistemini eleştirdi. Erdoğan, "Yıl 1987, o dönemde Tokat'tan bir konferans için davet geldi. Yolda önümüzde bir kamyon vardı. Şoför arkadaşımız kamyonu geçti, fakat karşıdan bir otobüs geliyordu. Arkadaşımız frene bastı, ama sabah buzlanması nedeniyle araba savruldu. Önce gidip bariyerlere çarptık, ardından da otobüsün altına girdik. Arkadaşlar, aramızda ölü var mı diye bakıyorlar. Kimimiz baygın, kan revan içinde. Bizi oradan alıp Gerede'ye getirdiler, ama hastane bize müdahale edemedi. Bir ambulansa beş kişi bizi balık istifi halde bindirdiler. Serum şişesini de sağlam bir arkadaşımızın eline verdiler. Ambulansta hemşire bile yok. Gerede'den Bolu'ya geldik. Biz tedavi olacağız sanıyoruz ya. Bize ilk sorulan emekli misiniz, SSK'lı mı? SSK'lı olduğumuzu öğrenince bize bakmadılar. Bizi SSK hastanesine gönderdiler. İşte Tokat'ın yolunda başımıza bu geldi. O halde bizi hastane hastane dolaştırdılar. Bu ülkenin acılarını yaşayarak büyüdük. İsteriz ki çocuklar gençler bu çileyi yaşamasın." diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara